Uyandığımda sabah olmuştu ve elimiz kolumuz bağlı bi şekilde sahilde oturuyorduk ,aniden bi adam arkamdan tutup beni kaldırdı ve gemiye doğru götürürken kaptan "hıh bakalım bu üç deniz faresine karayipteki adamlar kaç pauntluk bi ödeme yapacaklar. Dedikten sonra en önde duran sayidi durdurup kolyesini incelerken "hah bu aptal şey de ne böyle... ya gerçektende ahmakmışsınız" dedikten sonra kolyeyi kopartnak için kolyeyi ağni bi hızla yere doğru çekti fakat kolye 'nin ipi kopmayınca kaptanın eli iki yerden birden derin bir şekilde kesildi.
Kaptan acı içinde elini tutarken aynandada bir dünya küfrederek hızla gemiye gitti.
Korsanlar bizi geminin kilerine götürüpte ayaklarımızıda bağlayıp gittiler.
Birgün bu adadan bir gemiyle ayrılmayı hayal ediyorduk fakat hiçbirimizin bunun gibi bi hayali yoktu.
Amertesi gün sabah olupta içimiz buruk bi şekilde kilerde otururken aniden birisi gelip bize bir kap, bildiğiniz at yemi olan yulaftan vede taş gibi sert ekmek olan peksimetten bırakıp "hadi çabuk yiyin birazdan iş başı yapacaksınız diyip yunusun ellerini çözüp gitti.
Yunus bizimde ellerimizi çözünce şu ne olduğu belirsiz şeylerle bi kahvaltı yaptık yada daha doğrusu yapmaya çalıştık, bu yiyecekler açıkçası adadaki yiyeceklerimizin yanından bile geçemezdi.
Yemeğimizi yiyip kaptan kamarasına gidip orada berbat bi konuşma yaptık o konuşma çok tatsız olduğu için anlatmak bile istemiyorum ama sonucunu söyliyeyim... sonuç olarak haftanın her günü hayvanlar gibi çalışacaktık,tabiki bu sonuca yunusun kaptana kafa atmasına etkisi yok değildi.
Bir hafta boyunca her gün etrafı temizleyip,yemek yapıp,adamlara hizmet edip birde geminin bakımını yapmamız yetmezmiş gibi günlerdir bir kere adam akıllı yenek yiyememiştik.
Bir sabah adamlardan biri bizi bir sabah erkenden uyandırıp " hadi kalkın,bugün ağaç keseceksiniz" demesi bizi çok şaşırttı okyanusun ortasında ağaç kesecek halimiz olamadığı ve karayiplerde direk satılacağımız gerçeğide olduğu için her halde bi adadan biraz yakacak alacaktık.
Kamaradan çıktığımız gibi elimize birer balta tutuşturup "şu ilerdeki ağaçlardan kesin bunların diplerinden ve en büyüklerinden kesin bunlardan kereste yapılacak" diyince biraz şaşırıp işe koyulduk.
Öğlen molası olupta bizim gibi ağaç kesen adamlardan birine hangi adada olduğumuzu sorunca cevabı şaşırtıcı ve sevinçli bi şekilde "maori adası" oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Ada ve üç arkadaş
Adventuremercanlar bitkiler ve bir ada isimleri ömer,yunus va sayid olan bu üç arkadaşın hayatta kalmalarını sağlayan şey ,son umutları bu ada