Korsanların bize attığı top nedenile,topun daha yuvarlanması bitmeden koşa koşa avcı mağarasına gittik, bildiğiniz gibi orası oldukça iyi gizlenmiş biryerdi fakat yunus yarı yolda durup oradaki koyunlar ve sayidin evi dikkat çekecebileceğinden yönümüzü hemen mağara evine çevirdik.
Oraya vardığımızda yunus biraz sinirli bi şekilde "önce yerliler şimdide korsanlar acaba adanın bir mil açıklarında insan katliyam yeri mi yazıyor anlamıyorum ki"dedikten sonra sayid, buraya yerliler ile yaptığımız savaş sonrasında buraya bıraktığımız silahlardan;
- beş mızrak
- üç yay ve yaklaşık 20 ok
- iki de yontulmuş sopa
- son olarakta yunusun kendi elleriyle yapmış olduğu köpekbalığı dişlerinden bi sopa
Bu silahların arasından bir yay alıp yaya bi ok geçirip "yunus açıkçası sizi bilmem ama ben kolay kolay teslim olmam heke horsanlara hiç olmam" sayidin bu dediklerinden sonra yunusta kendi sopasını aldı ve evet kardeşim benimde öyle bi niyetim yok" diyip kafası bana çevirip "peki sen..." der demez bende bir yay alıp alaycı bi şekilde " sizi yalnız birakanın sonu korsanlardan beter olsun" diyince hepimizin biraz güldük sonrada biraz burada bekleyip küçük bi ihtimal dahi olsa korsanların bu adadan gitmesini bekledik fakat beklediğimiz gibi olmadı.
Akşam üstüne kadar zaten karanlık olan ve akşam üstünde zifiri karanlıklaşan mağarada bekleyip saat 6-7 gibi olunca aniden dışarıdan konuşma sesleri gelince birden irkildik,dışarıdan gelen sesler iki adama ayitti ve çok yakından geliyordu hatta konuşmaları şu şekildeydi -- Eminmisin burası oolduğuna
+ Evet eminim baksana burayı gösteriyor harita... ya off şu m*l kaptanda bi işini kendi yapamazmı
- Ahh...ah..! şu çocukları bir elime geçireyim onları kaptana bırakmicam zaten merak etme
+ şit! şuraya baksana sanki şu ağaçların arasında birşey mi var der demez hemen dışarının aksine mağaranın zifiri karanlık olan mağara duvarlarına yaskandık.
İki silahlı adam içeri girince bizim onları görmemizi sağlayan,karanlığa alışmış gözlerimizin aksine onlar mağarada elleriyle herşeyi yoklamaya çalışarak yürüyorlardı.
Yunus okunu çekip adamlardan birini öldürünce yanındaki ise zar zorda olsa yanındakinin öldüğünü görüp dehşetle mağaradan kaçacağı sırada sayitte arkasından bi ok atıp onu vurdu.
Birlikte cesetleri mağaraya soktuktan sonra, yunus mağaradaki iki adet kumaş parçasına yine mağaradaki bir fıçı baruttan birer avuç doldurup ağızlarını bağlayıp iki adet el bombası yaptı, ayrıca kumaşa biraz hayvan yağı sürüp birde mağaradan birde bi çakmak aldı.
Birlikte mağaradan çıkıpta benim sahildeki evimin arkasına gizlediğinizde yakalayıp beslediğim ördek ve yengeçlerimi yediklerini görünce içimden onları teker teker öldürmek geldi.
Yunus bir iki saniye korsanlara bakıp sonra tekrar bize dönüp "şimdi arkadaşlar şu anda durumumuz çok kötü, bu korsanlar yerliler kadar irkel değiller eminimki çoğunda silah vardır" yunus tekrar korsanların yemek yediklerini yere bakıp tekrardan bize dönüp "şimdi planımızı anlatıyorumsiz ikiniz şu sahildeki sulara bir dünya taş atacaksınız bende elimdeki bombanın ucunu yakıp onlara atıcam umarımumarım bu olaydan sonra korsanlar kaçıp giderler ve bizi burada yalnız bırakırlar" tam yunusun dediğini yapıp yerden birkaç taş almıştım ki sayid beni durdurdu "bir dakika...
Yunus sendeki baruttan versene biraz" deyince yunus bi bombanın ağzını biraz açıp "ne yapacaksınki" deyince sayid cebinden biraz kumaş ve küçük bi cam şişede, eritilmiş hayvan yağı çıkartıp "izlede gör buradaki tek mucit sen deyilsin " dedikten sonra elindeki kumaşa birazcık barut döktü, sonrada bunu okunun ucuna bağlayıp iyice sabitleyip biraz yağ döküp bildiğiniz patlayıcı oklar yaptı bunun gibi birsürü ok yapıp (12 adet) yunusa yalnızca bir bomba bıraktık.
Planımızı hayata geçirmek için yerden bir sürü taş alıp denize doğru fırlattık bunun sonucu ise karanlık nedeni ile taşları göremeyip denizin kafayı yediğini zanneden birkaç adamdı ayrıca birde sayid ile ikimizde havaya patlayıcı oklar atınca herkes korkudan bi o tarafa bi butarafa karışırken yunus elindeki bombayı yakıp fırlattı, bomba şans eseri kamp ateşinin tam ortasına gelince adamlardan biri dalların devrilmesine bi anlam veremeyip ateşe bakarken aniden bomba patladı ve onu oracıkta öldürdü
Herşey tam istediğimiz gibi giderken aniden bi adamın kafama bi darbe indirmesiyle aniden bayıldım.Bölüm geç geldiği için özür dilerim
Bölümü yazmıştım ama sabah yayımlamayı unutmuşum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Ada ve üç arkadaş
Adventuremercanlar bitkiler ve bir ada isimleri ömer,yunus va sayid olan bu üç arkadaşın hayatta kalmalarını sağlayan şey ,son umutları bu ada