Ynus üzüm kurutmak için bir iki günlüğüne gizli mağaraya gidince bende dinlenip kafama göre takılmaya karar verdim fakat bu işe dayanamayıp yapacak birşeyler aradım ve kendime,arta kalan kuzu derisinden bi çanta yapmaya karar verdim.
İlk olarak, küçük deriden çıkartabildiğim kadar büyük bi yuvarlak kesip (kırık midye ile yapılmış uyduruk bi bıçak ile) kesip bu yuvarlak derinin kenarlarına birkaç delik açtım ve önceden palmiye lifi ile yaptığımız pin iki tanesini bu deliklerden gecirip bunların karşılıklı olan kısımlarını çekip denedim ve çantayı tamamladım aslında yalnızca büyük bi keseydi fakat okadar büyüktüki kadınların kullandığı çantayı andırıyordu.
Keseyi çadırın içine koyup kumsalda tam uzanmıştımki aniden bi ses dizesi duydum bu sesi başta bi kuş sesi zannettim fakat bu bi kuşun çıkaramayacağı kadar tok bi sesti ve epey uzaktan geliyordu bu ses dizesi şu şekildeydi
: Tak Tak Tak ...Takk Takk Takk..Tak Tak Tak...
Bu ses dizesi bir iki gün boyunca aynı saatlerde tekrarlandı.
İki gün sonra elinde, sarmaşıklara bağlanmış lalkımlar halinde yaklaşık on beş adet kuru üzüm ile geldiğinde ona bu seslerden bahsedince aniden o ses tekrar duyuldu.
:Tak Tak Tak... Takk Takk Takk
Tak Tak Tak...
Yunus bunları duyarken yüzünde tuhaf bi ifadeyle "üç kısa üç uzun ve üç kısa... Mors,mors alfabesi"
"Mork alfabesimi oda ne" "mors alfabesi yalnızca seslerden ve ışıklar ile kullanılan bi alfabedir, üç uzun S demek üç uzun O demek ve -SOS- ise imdat demek" içimde tuhaf bi his ile
"Buda bi tek anlama gelebilir" yunus başını yukarı aşşa sallayıp "bu adada bizden başka biri daha var ve yardımada ihtiyacı var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Ada ve üç arkadaş
Aventuremercanlar bitkiler ve bir ada isimleri ömer,yunus va sayid olan bu üç arkadaşın hayatta kalmalarını sağlayan şey ,son umutları bu ada