BÖLÜM 12 'GERÇEK

23.1K 942 117
                                    

Herkese merhaba.
Bölüme başlamadan önce tüm okurlarımdan özür dilemek istiyorum. Gerçekten uzun zaman oldu ve bölümü yayımlarken büyük bir mahcubiyet içinde olduğumu bilmenizi istiyorum. Yeni bir yıla girdik ve bu yılımın son iki ayı gerçekten çok sıkıntılı ve yorucuydu benim için. Bu kadar şey arasında oturup da bölüm yazamadım. Oturduğumda birkaç cümleden fazla da yazamıyordum zaten. Yine de, kusuruma bakmayın.

Dilerim bu yıl hayat hepimize güzellikler getirir. Mutlu yıllarınız olsun sevgili okurlarım. Keyifli okumalar! 💐
___

Oturduğum koltukta Serpil ablanın arkama koyduğu yastığa sırtımı iyice yaslayarak karşımdaki kocaman televizyona baktım. Evde bulunduğum zamanı değerlendirmek için salona inmiştim ama izleyecek hiçbir şey yoktu. En sonunda Müge Anlı'nın programını izlemeye karar vererek kumandayı yanıma bıraktığımda Serpil abla elinde bitki çayıyla salona girdi. Benimle fazlasıyla güzel ilgileniyor, annemin yokluğunu aratmıyordu. Önüme bir sehpa çekerek çayı da sehpanın üzerine bıraktıktan sonra bana bakarak gülümsedi.

"Bir gecede nasıl bu kadar hasta oldum anlamıyorum." dedim suratımı ekşiterek. Havalar soğumuştu ama bir gecede bu hâle gelebileceğim hiç aklıma gelmemişti.

"Olur öyle, alışkın değilsin Ankara'nın havasına. Sana sıcak bir çorba yapayım, onu birazdan." diyen Serpil abla suratındaki gülümsemeyi eksiltmeden odadan çıkarken ben de ona gülümsedim. Dedem gittiği için mutluydum aslında. Artık daha rahattım ve kendi fikirlerimi alırken dedemin baskısı altında olmayacaktım. Tek isteğim, kurnaz dedemin beni Emrah'a yamama fikrinden vazgeçmesiydi şu an için. Böyle hain bir planı yaparak ve bunu Habil'e anlatarak dedemin neyi planladığını az çok anlasam da, benim Emrah'la bir birliktelik yaşamam imkansızın da ötesindeydi.

Yanlış da olsa Habil'den etkilenmiştim işte. Harmanşah'ların tek varisi olan bu güçlü ve başarılı adama karşı koyamamıştım. Dedemin öve öve bitiremediği, ölen oğlu ve gelininden ona kalan tek öz torunu Habil Esat, benim küçük kalbimde yer edinmeyi başarmıştı. Şimdi ne yapacağım konusunda ise hiçbir fikrim yoktu. Kuzenimden, babamın beni emanet ettiği adamdan hoşlanmam hem kendime, hem de aileme ihanet etmişim gibi hissetmeme neden oluyordu.

Evimde büyük bir heyecanla valizimi hazırlarken, Ankara ve üniversite için çok güzel hayaller kurarken ve mutluyken hayat daha güzeldi. Böyle şeylerin başıma geleceğini bilsem bu eve gelir miydim bilmiyorum ama kesinlikle daha dikkatli olurdum. En azından babam için. Onun başını öne eğmemek için.

Öğleye kadar salonda televizyon izledim. Aslında pek izleyemedim çünkü dikkatimi Müge Anlı'ya verememiş, kafamdaki düşüncelerle boğuşup durmuştum. Öğleyin Serpil ablanın yaptığı sıcak çorbayı yemek için mutfağa geçtiğimde Miray aramıştı. O da hasta olduğu için dün okula gelmemişti ve bugün de gitmediğini söyledi. Hem çorbamı içip hem Miray'la konuşurken dün okulda başıma gelen garip olayı ona anlattım. "Çocuk numarasını yazmış. Üstelik bir de not bırakmış inanabiliyor musun?"

HARMANŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin