17. Bölüm

130 80 17
                                    

17.Bölüm: Kavuşma Umudu...
"Unutma yalnız değilsin..."

---

"Ee gençler gidiyor muyuz bugün ? " Miraç kolunu omzuma atarak konuşmaya başlamıştı.

Bugün annesi ile babasının evlilik yıl dönümü oldukları için onlara sürpriz yapacaktı ve bizi de yanında istiyordu. Daha günler öncesinde bu konuyu konuşmuş kabul etmiştik fakat şimdi gidecek gücü kendimde bulamıyordum. Yaklaşık iki haftadır evden okula okuldan eve gidiyordum ve onların neşeli hallerini bozmak istemiyordum.

"Ya benim hiç halim yok zaten hastayım. Karnım falan ağrıyor o yüzden bensiz idare edin. " diyerek bir kez daha yalanlara sığınmıştım. Neyim olduğunu her sorduklarında bir şekilde hastayım diyip idare ediyordum fakat artık inanmamaya başlamışlardı.

"Benim işim var o yüzden ben de gelemeyeceğim. " dedi Hale. Ne işi vardı ki ? Hem bana da söylemiyordu. Sabahtan beri herkeste bir haller vardı ama yakında kokusu çıkar elbet.

"Anaa şunlara bak. Daha geçen hafta konuştuk hemen sattılar ya lan. Kardeş dedik bağrımıza bastık valla yazıklar olsun. " diyerek omzumda olan kolunu çekip önden önden yürümeye başladı.

Zil çaldığında hepimiz ayaklanıp Miraç'ın peşinden yürümeye başladık. Miraç arada sırada çaktırmadan omzunun üstünden bize bakarken biz de kıkırdamadan duramıyorduk. Trip atmasını bile beceremiyordu. Tabiki bundan şikayetçi değildik.

Sınıfa geldiğimizde yerlerimize geçip oturduk ve test kitaplarımızı masanın üzerine çıkartıp hocayı beklemeye başladık. Ne kadar kurallara uyan öğrencileriz (!).

Dakikalar sonra Emre hoca geldiğinde biz de ayağa kalkıp onun 'oturun' demesini bekledik. Ve demedi...

"Bu akıllı (!) hocamız neden 'oturun' demiyor ? Hala niye ayaktayız biz ? " diye sızlanmaya başlayan Miraç'a göz devirdim.

"Ne bileyim ben Miraç. Sorayım mı ? " diye dalga geçtiğimde "Sorsana. " diyerek beni sinir etmişti.

"Ah pardon gençler oturabilirsiniz. " diyerek bize izin vermişti Emre hoca.

"Sonundaa. " diyerek göz devirmişti Miraç. Sanki birazcık ayakta kalsa bacakları kopacaktı. Yani ne olabilir ki ?

"Gençler bugün sizi fazla yormak istemiyorum. Bu yüzden bir konu vereceğim ve siz de o konu ile ilgili kompozisyon yazacaksınız. " diyerek tahtaya konuyu yazmıştı.

Kalp kırıklığı...

Hale ile göz göze geldiğimiz de aslında ikimiz de az çok ne yazacağımızı tahmin edebiliyorduk. Çünkü başka hiçbir şey bizi bu kadar paramparça edemezdi.
_________________~~~~~_____________________

Okul çıkışı herkesle vedalaşıp dağılmıştık. Miraç her ne kadar bizi kırıldığını belli etmemeye çalışıyor olsa da baya belli oluyordu. Saklamasına gerek yoktu. Biraz kafamı dinlemem gerekecekti. Bu yüzden nereye gideceğimi bile bilmezken kendimi sahil kenarında bulmuştum.

"Sen buralara gelir miydin yaa ? " diyen sese doğru döndüm ve karşımda Hakan abimi gördüğümde şaşkınlığımı saklayamadım.

Hakan abi benim kuzenimdi ve neredeyse beni o büyüttü diyebilirim. En zor zamanlarımda yanımda olan kişiydi ve benim için çok değerli bir yere sahipti. Kim olursa olsun bunu asla değiştiremezdi.

Yerimden kalkıp hızlıca onun boynuna sarıldığımda kollarını hemen belime sardı. "Asıl sen buralara gelir miydin ? " diye sordum.

Hakan abi üniversite okumak için buradan taşınmıştı ve dersleri ağır olduğu için de kolay gelemiyordu. Hukuk okuyordu ve buna rağmen dersleri oldukça iyiydi.

KAVUŞALIM GÜN BATIŞINDA  •Texting• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin