18. Bölüm

136 79 31
                                    

18.Bölüm: Gidene mi zordur, kalana mı?
"Bulut gider, gökyüzü kalır..."

---

Hayatımız bazen bizim kontrolümüzde olmaz. Yoldan çıkar ve bambaşka bir yerlere gider fakat sen onu farketmezsin. Farkedince ise her şey değişmiş olur. Arkasından ne kadar göz yaşı dökersen dök o asla bir daha düzelmez. Sana geri gelmez belki ama hiç düşünmediğin, aklına bile gelemeyeceği bir iyiliğe sebep olur. Bunun adını ne koyarsanız koyun...

Benim de hayatımda her şey yolunda gitmemişti. Bazen yoldan çıkmıştı ve ben o yolu her şeye rağmen düzeltebilmiştim. Fakat şimdi o yol öyle bir çıkmaza girmişti ki tüm çabalarıma rağmen düzeltemiyordum.

Hani derler ya bazen 'olmuyorsa zorlama, zamana bırak. ' onu da başaramıyorum. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, ister zamana bırakın ister bırakmayın hiçbir şey olacağına varmıyor. Zaman sadece sevdiklerinizi sizden alıyor.

Zaman bile zamanla geçmiyor...

Her zaman içinizde bir burukluk kalıyor ve o burukluk ne yaparsanız yapın sizi terketmiyor.

Çocukluğumdan beri hep kaybetme korkusuyla yaşadım ben. Bu ne kadar zor bilemezsiniz... Her gün 'acaba bugün birini kaybedecek miyim ? ' diye uyandım. Ve birini kaybetmeden tekrar gözlerimi kapadım.

Rüyalarım beni esir alıyor ve kolay kolay da bırakmıyordu. Her gece lanet kâbuslar görüyor ve gerçek olması düşüncesiyle tedirgin oluyordum. Her kâbusumda birini kaybediyor ve o kişinin yüzünü göremiyordum. Belli ki bir gün hiç yaşanması istenmeyecek bir olay olacaktı. Ve hayatımda hiç atlatamayacağımı biliyordum.

Bir gün onun gidişiyle bütün o kâbuslardaki yüzü görünmeyen kişinin o olduğuna inandım. Belki inanması zordu... Ama başka bir açıklaması olamazdı...

Peki ya neydi bu 'aşk' kelimesi ?

Sevdiğini yalnız bırakmak mı yoksa yanında olmak mıdır ?

Peki ya hayattaki en şanslı şey nedir ?

Gidene mi zordur kalana mı ?

En büyük acıyı kimler yaşar ? Hiç aşkı tatmayan insanlar mı yoksa aşk acısı çekenler mi ?

Tüm bunları yaşarken , tüm bu soruları cevaplarken yanımda her zaman Hale olmuştu. Her şeyimi anlamış,elinden geldiğince benim için çabalamıştı. Bu yüzden ondan saklayacak gücüm yoktu.

Elime telefonumu alarak Hale'ye mesaj attım.

Hidra: Sanırım olmuyor.

Hale: Denemiyorsun tatlım. Geçer sanıyorsun.

Hidra: Hayır sanmıyorum. Olmuyor...

Hidra: Korkuyorum...

Hidra: Ya yanında biri varsa diye, bana anlatılanlar yalansa diye korkuyorum.

Hidra: Sen tanıyorum diyorsun ama bambaşka birisiymiş gibi davranıyor.

Hale: Biliyor musun ? Belki de haklısındır.

Hale: Bende Ensar'ın beni hep aldattığını düşünürdüm.

Hale: Ki bencede öyle.

Hale: Ben artık herkesten her şeyi bekliyorum.

Hale: Artık Cenk'i de savunmayacağım.

Hale: Salıyorum artık.

Hidra: Gel buraya...

Hidra: (Sarıldılar)

Hale: Geldim aşkım.

Hale: (Öptü)

Hidra: (Her şeye rağmen gülümsediler. )

Hale: (Gülmek miydi bu ? Yoksa buruk bir gülümseme mi ? )

Hale: (Evet gülerek ağlıyorlardı oysa. )

Hidra: ( Acısı çok olanın gülüşü güzel olurmuş. Belli midir onların acısı da ? )

Hale: (Değmezdi belki onlar için bu kadar üzülmeleri. Ama seviyorlardı... )

Hidra: (Vee ne olursa olsun gerçek sevgi kazanırdı... her ne olursa olsun...)

Hale: ( Ve onlar en büyük sevgiyi... Birbirlerini kazandılar... )

Hidra: ( Ve son olarak onlar kazanmıştı... kimse olmasa bile onlar birbirine yeterdi... kalplerindeki sıcaklığı daima koruyacaklarını biliyorlardı çünkü artık hiçbir acı onların canını yakamazdı...)

Hale: ( Bulut gider gökyüzü kalır... Sevdikleri gitti, canından çok sevdikleri kaldı...)

Hidra: ♡~♡

Hale: ♡~♡

***

KAVUŞALIM GÜN BATIŞINDA  •Texting• Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin