28.Bölüm: Geçmişin Kırıntıları...
"Biz sen değiliz..."---
Dün gelen mesajdan sonra, gece boyu uyuyamamış sürekli düşünüp durmuştum. Fakat ne hakkında, nasıl düşüneceğimi bende bilmiyordum.
Her şey çok güzel giderken biran da hayatlarımız tepetakla olmuştu. Hepimiz hayatlarımızdan çok memnunken, çok eğleniyorken birimiz beddua mı etti diye düşünmüyorum değil...
Üstelik daha numaranın kime ait olduğunu bile bilmiyorduk. Araştırmaya kalksak çok uzun bir süre bulamazdık.
Arkadaşlarımız bizimle dalga geçiyor diye düşünsek, bu hediyeleri kim nereden bilecekti ve nereden eline geçecekti? Bu yüzden, o fikri de eledik.
Telefonum çaldığı sırada korkuyla irkildim. Hızla elime alıp arayan kişiye baktım. Arda arıyordu.
"Efendim?"
"Hidra acil size gelmem gerekiyor. Müsait misin? " diye sorduğunda meraklanmıştım. Neler oluyordu?
"Tabiki. Bekliyorum. " diyip telefonu kapattık.
Acaba Hale ne yapmıştı? Dün gece sadece iyi olduğuna dair bir şeyler yazmıştı ve daha çok merak etmeye başlamıştım.
Bazen insanlar, onlar söyleyince değil de söylemeden sizin anlamanızı isterler.
Bizim hayatlarımız o kadar benzerdi ki. Birimiz düşse, diğeri kaldırmaya koşardı. Koşarken o da takılıp düşerse, el ele tutuşup birlikte kalkardık.
Odama baktığımda etraf pek dağınık görünmüyordu ama ben yine de görünen yerleri toparlamıştım.
Arda gelene kadar Cenk'e mesaj atmayı düşündüm. Atsam mı, atmasam mı diye karar veremedim fakat yine kazanan kalbim olmuştu.
Hidra: Şu yaşadıklarımdan bir gram anladığım yok.
Hidra: Ciddi söylüyorum, eğer gitmeyip kalsaydın, bütün bu zorlukları aşabilirdik.
Hidra: Gerçi gitmeyip kalsaydın bu sorunlar başımıza gelmezdi, değil mi?
Hidra: Gelseydi bile beraber halledebilirdik.
Hidra: Bütün bu sorunların üstesinden gelebilirdik.
Hidra: Fakat sen gittin, biz halledemiyoruz.
Telefonu elimden bırakmamla kapının yumruklar eşliğinde çalması bir oldu. Ne olduğunu anlayamadan odama birisi girince çığlığı bastım.
"Lan ne bağırıyorsun?" Bu sesin sahibi, Arda'ydı.
"Lan ne dalıyorsun odaya öyle alacaklı gibi? " diye bağırdığımda yüzünü buruşturdu.
"Ne oldu? Bu kadar acil olan şey ne? " dediğimde camdan dışarı baktı.
"Hale dün ailesiyle tartışmış. Neden bilmiyorum ama ortada çok kötü işler dönüyor. Demedi deme. Pis kokular alıyorum ben. "
"Lan ne demek kavga etmiş? Ben dün yazdığımda iyiyim merak etme demişti. " dedim. Bana dönerek kaşlarını çattı.
"Ne? Onun yazdığına emin misin? Dün evinde bile kalmamış. "
"Ay bir dakika. Biz şuan ne konuşuyoruz ya? Beynim durdu biran. Dün cidden evde kalmamış mı? " dediğimde kafasını salladı.
"İşte şimdi büyük - " Arda devam edecekken onu durdurdum.
"Öhöm öhöm. " diyip gözlerimi çıkacakmış gibi açtım. Hemen anlayıp sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAVUŞALIM GÜN BATIŞINDA •Texting•
Teen Fiction"İkimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım..." *♡* "İkimiz birden sevinemeyeceksek, göğü yakalım..."