KAVUŞALIM GÜN BATIŞINDA •Texting•

34. Bölüm

34. Bölüm: Dünleri Attım Dünüme.
"Uzun uzun düşüneceğim, usul usul güceneceğim kendime..."

---

Eve geldiğimde akşam olmuştu. Ekin'in yanından çıktıktan sonra hemen eve gelmemiş, biraz sahile gidip kafa dinlemiştim.

Duyduklarımdan sonra ve üstüne Ekin ile kavgamızdan sonra ne yapacağımı bilmiyordum. Çıkmaza girmiştim ve yolun sonunu bilmeden dümdüz ilerliyordum. Sağ ve sol ayrımı yoktu. Sadece ileriye doğru bir yol vardı ve başka bir seçeneğim yoktu. Usanmadan, bıkmadan o yoldan ilerliyordum.

Bomboş duvara bakarken, gözüm hafif yukarıya kaydı ve tanıdık çerçeve ile  bakışmaya başladık.

Tüm takım yine toplanmıştık. Okul çıkışıydı galiba çünkü hepimizin üzerinde okul kıyafetleri vardı. Cenk ve ben birbirimize bakarken diğerleri de gülüşmüş bizi izliyordu. Gözlerimin dolduğunu hissettim yeniden. Eski günler ne güzelmiş de kıymetini bilemeden, gelişi güzel yaşamışız.

***

1 sene önce...

"Ya kanka yapmasana acıyor. " Miraç hem gülüyor hem de numara yapıyordu.

Hale'nin yine canı sıkıldığı için Miraç'ı sinir ediyordu ve Miraç sinir olmak yerine eğleniyordu.

Arda, Cenk kendi aralarında sohbet ederken bende Miraç ile Hale'nin gülünç hallerini izlemekten kendimi alamıyordum. Birde kapımızı çalmakta olan sınavları düşündüğüm için tedirgin oluyordum.

"Lan ne sırnaşmaya başladın? Az uzağa git Miraç. "

"Kızım niye boş yere tantana yapıyorsun acaba? Görende sana yürüyorum sanar. "

"Kim kime yürüyor pardon? "

Cenk, Arda ile konuşmasını bırakıp bizimkilere dönmüş, kaşlarını çatmıştı. Ne yalan söyleyeyim çok tatlı olmuştu. Yanaklarını sıksam kızar mıydı?

Aniden gelen özgüven ile birlikte yanaklarını sıkıp, "Ay çen kıskandın mı çen?" demiştim.

Yavaş yavaş bana dönmeye başladı. Helvamı hanginiz yapıyor? Fıstıklı olursa sevinirim. Ha birde havlu falan dağıtmayın cenazemde sakın. Şeker falan verirseniz daha fazla sevaba girersiniz.

Tam döndüğünde bana bakıp gülümsedi ve yanağımdan öpüp konusuna geri döndü.

Vay be. Bugünde ölmedik çok şükür.

"Karizmaya fokus be abi. " Miraç konuşmasıyla birlikte kafasına bir darbe aldığında kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

"Sen sus. Göreceksin birazdan karizmayı. Kim kime yürüyor dedim? "

"Cenk, Hidra'ya yürüyor abi. Haberin var mı bu olaydan acaba? Bu arada Hidra da Cenk'e boş değil. "

Arda ortalığı kızıştırıp sandalyesinden kalktığında az kalsın düşecek sanmıştım ama yanıldım. Bencede gitmesi iyi olmuştu yoksa Cenk onu direkt kantine uçurabilirdi.

Cenk arkasına yaslanıp kolunu bana attığı sırada zil çalmıştı. Son ders olduğu için hepimiz çantalarımızı alıp bahçeye çıktık.

Miraç telefonunu çıkardı ve yanımızdan geçen kıza seslenip telefonu ona verdi.

"Melisacığım bir bakar mısın? Bizim resmimizi çeker misin zahmet olacak. "

"Evet zahmet olacak ama çekelim bakalım Miraç. " dediğinde Melisa, hepimiz gülüşüp Miraç'a bakmıştık ama kendisi hiç bozuntuya vermemişti. Aksine kendiside gülüyordu.