İlyas Yalçıntaş - Bilmece
Hayalerime umuttan kelepçe taktım.
Ne hür olup uçabildim, ne de esir düşüp kalabildi.“Demek hatırlıyorsun Meva.”
Dilinden dökülen bu sözler aslında aklındaki düşüncenin kanıtıydı. Öfkeyle sıktığı yumruğunu duvara geçirdi. Derin bir nefes alıp gördüğü görüntüden uzaklaştı. Bir süre sonra aşağıya indiğinde kendisini arabasında buldu. Gitmedi, arabayı çalıştırmak için herhangi bir hamlede bulunmadı. Kollarını direksiyona dayayıp başını kollarının arasına gömdü.
“Allah kahretsin.”
Gür sesi arabayı doldururken hıncını çıkarmak istercesine direksiyona vurdu. Sessizlik tekrar arabanın içinde hakimiyetini sürdürürken Yalçın derin düşüncelere daldı.
Artık Meva'yı elde tutmak için hafıza oyununu oynayamazdı. Oyun ifşa, Yalçın diskalifiye olmuştu. Yeni bir plan yapacaktı. Ama öyle bir plan olacaktı ki Meva bu sefer kendi isteğiyle onunla evlenecekti. Meva istediği için de kimse engel olamayacaktı.
Aklında bir plan şekillenmişti ancak planı gerçekleştirmesi için eksik şeyler vardı. Bunun için bir süre beklemesi gerekiyordu. Ufuk'un eline bir koz vermesini beklemesi gerekiyordu.
Düşüncelerinden sıyrılıp kendini toparladı. Emniyet kemerini bağladıktan sonra arabayı çalıştırdı. Arabanın lastikleri yolda yağ gibi kayıyordu. Yine de bu sürat Yalçın'ı rahatlatmıyordu. Nereye gideceğini bilmeden sürüyordu. Büyük ihtimalle birkaç saat turlayıp eve gidecekti.Yalçın sessizliğin hakimiyetinde yola konsantre olmuştu. Ancak çalan telefonu bütün sessizliği bozdu. Yalçın gözlerini ekrana çevirdi. Meva arıyordu. Yalçın ilk defa hiç tereddüt etmeden aramayı reddetti.
Başka zaman olsa hevesle açardı. Şuan tek isteği yanlız kalmaktı. Eğer bir şey yapamazsa bundan sonra da öyle kalacaktı.
Saat gece yarısını bulmuştu. Havanın serin olmasına rağmen Meva bulunduğu ortamdan gayet memnundu. Gecenin ayazı tenine ilmek ilmek işlerken göğsüne yaslandığı adamın sıcaklığının kendisine fazlasıyla yettiğini düşünüyordu. Sanki bir daha alamayacakmış gibi Ufuk'un kokusunu içine çekti.
Birkaç saat önce Ufuk'la sabahlama hayali Yalçın'ın bir an da ortadan kaybolmasıyla gerçek olmuştu. Meva Yalçın'ı aradığı halde açmamıştı. Normalde yaptığı bir şey değildi. Merak etsede önemli bir şey olduğunu düşünmediği için üstünde durmamıştı Meva, Yalçın'a rağmen bu kaçamak gecenin tadını çıkarmaya karar vermişti.
Ufuk'un evinde terastaki sallanan koltuğa geçip oturmuşlardı. Ayrı kaldıkları günlerin acısını çıkarmak istercesine saatlerdir sarılıyorlardı. Ufuk göğsünde yatan kadının saçlarını okşayıp anlına öpücük bıraktı.
“O kadar şey yaşadık ki şimdi seninle her bir araya gelişimizde, hiç gerçekleştiremeyeceğimi düşündüğüm bir hayali gerçekleştirmiş gibi hissediyorum.”Meva kafasını kaldırıp Ufuk'a baktı. “Hayalinin bir parçası olmak güzel ama gerçekleşen hayalin olmak daha güzel. Ama bundan sonra beraber gerçekleştireceğimiz çok hayalimiz olacak Ufuk.”
•o•
Güzel gecenin ardından üç gün geçmişti. Üç günde Meva Yalçın da ki farklılığı fark etmişti. Ancak her hangi bir şey sormamış, uzaktan tavırlarını gözlemleyerek üstelememeyi tercih etmişti. Yalçın'ın soğuk davranması onu mutlu ediyordu. Hiçbir yakınlaşma olmuyordu aralarında, ancak bu sessizlik hiç hayra alamet değildi. Belki de Meva'nın birazda olsa bu konuda huzursuzlanması gerekirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI RÜYA
Novela JuvenilÇaresizliğin ismi hiç bu kadar kifayetsiz olmamıştı. Bir adam aşk savaşında bitap düşerken, bir kadın insafsızlıkla yargılandı. "Neden?" dedi. İfadesizce yüzüne bakan genç kıza "Neden yaptın?" dedi. Sesi istemsiz yükselmişti. Buna engel olmak istese...