Aziz Kiraz ft Eli Türkoğlu - Duyanlara duymayanlara
Gözlerinden bir kıvılcım düştü kalbime.
Söndürülemeyecek bir yangına sebep oldu.Gözlerindeki yaşlar dağılmadan damla damla döküldü yanaklarına, yutkunup titreyen dudaklarını araladı Meva. Cevap vermek için can atıyordu . Fakat yinede zorlanıyordu.
“Varım Ufuk, Evet evlenirim seninle.”
Ufuk sanki bu cevabı duyma ihtimali hiç yokmuş gibi hissettiği korkuyu attı üzerinden, ayağa kalktığı gibi genç kadının beline kollarını sarıp yerinden havalandırdı. Kendi etrafında dönmeye başladığında Meva'nın gözyaşlarının yerini neşeli gülüş sesleri aldı. Sanki ilk defa sarılıyormuş gibi sarıldılar. Birbirlerinden ayrıldıklarında Ufuk Meva'nın parmağına yüzüğünü taktı.
Gecenin devamında hep beraber oturup sohbet ettiler. Sohbet sırasında Alper bir aylık evliliğinden edindiği tecrübesiyle Ufuk'un gözünü korkutmaya çalışmış ama sadece Deren'in alınmasına sebep olmuştu. Bu yüzden geri kalan zamanı karısının gönlünü almaya çalışarak geçirmişti. Deren Alper'in ne amaçla konuştuğunu biliyordu fakat hedeflediği amaç için evliliklerini kullanması hoşuna gitmemişti. Alper'in yeterince süründüğünü anladığında barış ilan etti.
Saat gece yarısını gösterirken evlere dağıldılar. Meva hayatının en güzel zamanlarını yaşıyordu. İçi içine sığmaz bir hâlde yatağına girdi. Birkaç saat önce yaşadıkları zihninde tekrar edip duruyordu. Bu durum dudaklarından hiç silinmeyen bir gülümsemeye neden olmuştu. Meva yaşadıkları için mutluluğu için binlerce kez şükretti. Tatlı yorgunluğu bedenine bastırdığında uykuya teslim oldu.
Günler hızla geçerken Meva bulunduğu şirketten ayrılıp Ufuk ve Alper'in şirketine geçti. Çok değil iki gün içinde kendince düzenini kurdu. Geri kalan zamanı ise ailesinin yoğun koşuşturma içinde olduğu isteme töreni hazırlıkları içinde geçmişti. Şimdi ise tam o nokta da hazırlıkların bitip isteme töreninin başladığı noktaydı.
Çalan kapı zili ile heyecanı daha fazla arttı. Eslem'in ondan daha heyecanlı davranması elinin ayağının birbirine dolaşmasına sebep oldu. Kapıyı açmadan önce aynada son kez kendine baktı. Sade makyajı topuz yapılıp önlerden iki tutam çıkarılarak kıvrılmış saçları bebe mavisi V yaka uzun kollu kısa ama salaş etekli elbisesi ile çok güzel görünüyordu.
Annesinin “Hadi kızım millet kapıda ağaç oldu.” uyarısı ile hızla kapıya yöneldi. O sırada Alper ve anneside yanında yerlerini aldı. Ufuk'un yurt dışından dönen annesi babası ve bugün onları yanlız bırakmak istemeyen halası sırayla içeriye girdi. Son olarak elindeki çiçek ve çikolatayla Ufuk girdi. Elindekileri Meva'ya uzatıp “Çok güzel olmuşsun.” dedi.
Sözleri, bakışı ve gülümsemesiyle genç kızın yanaklarının kızarmasına sebep oldu. “Hoşgeldin damat bey?” diyerek araya giren Alper anın büyüsünü bozdu. Meva dan bakışlarını çeken Ufuk ne kadar bozulsada Alper'le tartışmaya girip anı bozmak istemiyordu. Gülümseyerek “Hoş buldum” dedi.
Herkes salona geçtiğinde hâl hatır sorma faslıyla başlayan kısa bir sohbet geçti. Kısa bir sessizliğin ardından farklı konuların açılmasıyla koyu bir sohbet açıldı. Sesi çıkmayan tek kişi Ufuk'tu. Heyecanı gerginliği ve bulunduğu konum bunu gerektiriyordu.
Eslem, Mısra, Deren mutfakta Meva'nın yanında yerlerini almışlardı. Kahveyi yapmasına ve heyecanını gidermesine yardımcı olmak istemişlerdi. Yaşadığı tecrübe dolayısıyla Meva'ya en çok yardımı dokunan Derendi. Eslem ise Ufuk'un kahvesine tuz atmayı reddeden Meva'yı ikna etmeye çalışıyordu. Mısra da kenara çekilmiş keyifle onları izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI RÜYA
Genç KurguÇaresizliğin ismi hiç bu kadar kifayetsiz olmamıştı. Bir adam aşk savaşında bitap düşerken, bir kadın insafsızlıkla yargılandı. "Neden?" dedi. İfadesizce yüzüne bakan genç kıza "Neden yaptın?" dedi. Sesi istemsiz yükselmişti. Buna engel olmak istese...