Bölüm 12: "Yalanlar, Sırlar ve Planlar"
Açılmakta direnen gözlerimi çalan telefonumu bulacak kadar aralayıp kulağıma götürmüştüm. "Kimsiniz?" Sesim çatallaşmıştı.
"Acaba ben kimim?"
Beynimi kullanabilecek kadar uyandığımda derin bir esnemeden sonra boğazımı yumuşatmak için yutkundum. "Zeynep..."
"Saat on buçuk olmuş ve sen..." Kınadığını belirten sesler çıkardı. "Her neyse. Sana bir haberim var, bugün Antalya'ya geliyorum."
Hızla doğruldum. "Ne? Bugün mü?"
Zeynep, belki Sevim'den başka dostum diyebileceğim yegâne insandı. Tabii ki yıllar içinde onlarca arkadaşım olmuştu, ama büyük kısmı hayatımın sayfalarından uçup gitmişti. Zeynep'le on beş yaşında, liseye başladığımız gün tanışmıştım. Okullar açılmadan hemen önce halen oturmaya devam ettiğimiz Üsküdar'a taşınmıştık. Aslında yeni bir sayfa açmak için idealdi bu taşınma. Ama içten içe uyum sağlayamayacağımdan endişe ediyordum. Kendimi bildim bileli insanlara yakınlaşmakta, arkadaşlıklarımı sürdürmekte zorlanan biri olmuştum. Bununla birlikte tüm endişelerim okulun ilk günü sırt çantamı beğendiği için benimle arkadaş olmaya karar veren kızıl saçlı kızla karşılaştığımda sona ermişti. Sonradan söylediğine göre bir şekilde anlaşacağımızı hissetmişti. Birlikte geçirdiğimiz dört yıl rengârenk ve sıcacıktı onunla. Hayatımda olduğu için kendimi şanslı sayıyordum.
"O çocuk festivalini görmek istiyorum!" Ses tonumdan bir şeyler olduğunu anlamış olacaktı ki sesini alçalttı. "Niye, bir sorun mu var?"
"Festival dün bitti," diye sızlandım.
Bir haftayı sabahtan akşama kadar festivalde konuşma yaparak, kimi zaman çocukların boya yapmasına, kimi zaman etrafı temizlemeye, kimi zaman da tişörtleri yıkamaya yardım ederek geçirmiştim. Dün eve döndüğümde o kadar yorgundum ki yemek yemeden uyumuştum. Şükürler olsun bir kaza olmadan bitirmiştik.
Hem saldırgan teslim olduğu, hem de yakın bir tarihte Zeynep'in geleceğini bildiğim için İstanbul'a dönmekten vazgeçmiştim. Ailesiyle birlikte yazlıkta kalacaktı ama daha önce haber vereceğini söylemişti.
"Bitti mi?" Çığlıkları kulağımı çınlattı. "Bugün son gün sanmıştım. Galiba sormam gerekirdi."
"Ne zaman geliyorsun?"
"Birazdan bineceğiz, bir buçuk saate inmiş olurum. Yerleşip seni tekrar ararım."
"Tamam, haber bekliyorum senden," dedim uyaran bir tonda. Nihayetinde bir anda sessizleşip günler sonra ortaya çıkabilecek biriydi. Gerçi bu özelliği paylaştığımız için şikâyet etmeye hakkım yoktu. "İyi yolculuklar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Çiçeği
Romance1. SEZON EPSİLON YAYINEVİ ARACILIĞIYLA KİTAP OLMUŞTUR. İKİNCİ SEZONLA DEVAM EDİYOR... Meğer bilmediğim ne çok şey varmış, şimdi anlıyorum. Tanıdığımı sandığım insanlar başkaymış. Hiç sezdirmedikleri yaraları benimkilere bağlanmış. Bu yaraları gizlem...