Merhabalar efendim, oylarınız ve yorumlarınız büyük bir hevesle beklenmektedir. ❤️ Okuduğunuz için teşekkürler :')
Bölüm 15: "Yerçekimi"
Efe kollarını ve bacaklarını havaya savurdu.
"Daha hızlı!"
İki yaşındaki bir çocuğu ne kadar hızlı sallayabilirdim ki?
Aslına bakılırsa tereddüt ettiğim için salıncağın zar zor hareket ettiği bir gerçekti. Salıncak bana geri döndüğünde biraz daha güçlü ittim. Keyfinin yerine geldiğini görünce kendimi bu hıza alıştırdım.
Sevim ve annesinin konuşacağı şeyler bitmemişti ve bir bebekle sohbetin bölünmemesi mümkün değildi. Benim onların duygusal anlarına şahit olmam da artık rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı. Hem artık Aysel Hanım'ın bir sorun çıkarmayacağını da anladığım için onları baş başa bırakmaya karar vermiştim. Bana verilen görev ise Efe'yi eğlendirmekti.
Bugüne kadar çocukların içinde bitmek bilmeyen bir enerji barındırdığından habersizmişim. Kan ter içinde kalsam da dinlenemiyordum çünkü her şey ilgisini çekiyordu. Etrafta koşuşturup otları çekmeyi, taşları toplamayı sevdiği için onları bir araya getirip insanlar, ev, ağaç haline getirmeye başlamıştık. Bir yandan da belki aklında kalır diye ona nesnelerin adını soruyor, yanıt vermediğinde ben cevaplıyordum. Bir de hiçbirini ağzına sokmamasına dikkat etmem gerekiyordu.
Tüm bunlardan sıkıldığında yakınlardaki markete gittik. Ben birlikte oynayabileceğimiz plastik bir top arayışındayken Efe'nin farklı planları vardı. Resimli masal kitaplarını gördüğünde oldukları rafa ulaşmak için zıplamaya başladı. Yetişemediğini anladığında onu kaldırmam için kollarını açmıştı ve o hali bendeniz Allah'ın sefil kulunun gördüğü en tatlı şey olabilirdi.
Kucağıma aldığımda kitaplardan birine vurdu. "Bu!"
"Bunu mu istiyorsun?" Raftan aldığımda sayfalarını açmaya koyulmuştu bile. Çizimlerinin de ayrı bir havası vardı. Efe'miz doğuştan sanatçı ruhluydu.
Evladını dahi gören anne illetine kapılmıştım.
"Alalım tabii. Başka?"
Gerekirse tüm paramı buraya dökerdik. Bir çocuğu mutlu etmekten başka bir anlamı var mıydı ki yetişkin olmanın?
Efe'nin ışıltılı gözlerle seçtiği bir diğer kitabı daha aldığımda kolum dürtülmüştü. Başımı çevirip baktığımda iki adamla karşılaştım.
"Merhaba," diye başladı öndeki. "Numaranızı verir misiniz?"
Kaşlarım duyduğum sorunun tuhaflığıyla çatıldı. "Neden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Çiçeği
Romance1. SEZON EPSİLON YAYINEVİ ARACILIĞIYLA KİTAP OLMUŞTUR. İKİNCİ SEZONLA DEVAM EDİYOR... Meğer bilmediğim ne çok şey varmış, şimdi anlıyorum. Tanıdığımı sandığım insanlar başkaymış. Hiç sezdirmedikleri yaraları benimkilere bağlanmış. Bu yaraları gizlem...