Bölüm 16: "Yeniden"

4K 156 73
                                    

Yorum ve oylarınız bekliyorum, iyi okumalar! Bırakalım Giray konuşsun. ❤️

Bölüm 16: "Yeniden"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bölüm 16: 
"Yeniden"

Giray

Sabaha kadar kesintisiz uyuyalı, gözümü aralayamayacak kadar yatağın içinde kaybolalı ne kadar olmuştu hiçbir fikrim yoktu. Aldığım ilacın yan etkisi mi diye düşünsem de uyku ilaçlarının faydasız olduğunu keşfedeli bir hayli olmuştu. Geriye psikolojik olarak büyük bir yükten kurtulduğum gerçeği kalıyordu ki uyanıkken bile çok daha huzurlu olduğum yadsınamazdı.

Fakat bu sabahın en büyük mucizesi kalbimi kavuran acı olmadan uyanmaktı. Beni iliğime kadar kurutan, çıldırtacak raddeye varan acı olmadan uyanmak, ağlamak isteyecek kadar etkilemişti beni.

Hep, her gün böyle devam etmesini öyle çok istiyordum ki güzel bir rüyayı tekrar görmek için bir daha uyumaya çalışmak gibi tüm gün bu güzel hissi yaşamak istiyordum.

Babam odamın kapısını açıp başı içeri soktu. "Hâlâ uyukluyor musun?"

Uyku sarhoşu gibi yataktan sağa sola savrularak çıktım. Yarı örtülü gözlerle banyonun yolunu tuttum.

"Bugün daha mı iyisin?" diye sordu beni takip ederek.

Yüzümü yıkadıktan sonra havluyla kuruladım. "Kırgınlığım gitmiş."

"İyi de uyudun." Omuzlarıma masaj yaparak beni mutfağa kadar götürdü. O buzdolabından yumurta çıkarırken masaya oturdum.

"Dün kendine yayla çorbası mı yaptın?" diye sordu saklama kabındaki çorbayı göstererek.

Fazla olanı kaldırmıştı demek. Bulaşıkları da yıkamıştı. Her şeyi ona yaptırdığıma inanamıyordum. "Zühre yaptı."

Tahmin ettiğimden çok şaşırmıştı. "Zühre mi? Dün buraya mı geldi?"

"Bahçe duvarından çiçeklere bakmaya gelmiş, eczaneden dönerken karşılaştım," dedim hırsızı andıran o halini hatırlarken. İrkilerek duvardan ayrıldığında düşecek diye endişelenmiştim. Sırtını bana çarpışı, bana yakalandığını anladığında yaşadığı şok ve utançla sokak lambasının altında parlayan, kızarmış yüzünü saklayışı; titreyen bakışları, heyecanlı solukları...

Babam daldığım uzak diyarlardan beni geri getirdi. "Sen de çiçeklere bakmanın karşılığını çorbayla mı ödettin?"

"Kendisi teklif etti."

Bu sohbet tehlikeli bir hal alıyordu. Bir an önce konuyu değiştirmeli...

"Dün de bayağı yoğun bir gün geçirmişti, üstüne seninle ilgilenmiş. Ne kadar iyi bir kız."

Dün ne olmuştu ki? Sadece benim hakkımda ve havadan sudan konuşmuştuk, bir sorunu olacağı aklıma gelmemişti. Gerçi öyle bir hali de yoktu ama o zaten belli etmezdi.

Portakal ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin