Mavi Ay Krallığı

879 86 11
                                    

Güneş usulca doğarken etrafına pembenin en doğal tonlarını saçmış Krallığın üstünü ve bütün bir çölü çok kısa bir süreliğinede olsa eşsiz bir renge bürümüş göz alıcı bir hale getirmişti.

Gözlerini eşsiz manzaran alamayan iki gencin içi büyük bir huzur ile dolmuş artık güne başlamaları ve Krallığa gitmeleri gerektiğinden daha fazla oyalanmadan yan yana yürümeye başladılar, çölün sıcak kumları bitmiş altın sarısı taşlarla kaplı yoldan büyük kapının önünde muhafızların kendilerine doğru gelmesini beklediler.

"Mavi Ay Krallığına hoşgeldiniz giriş ücreti yirmibeş gümüş, ilk defa geliyorsanız kişi başı on gümüş ödemelisiniz". Bilgi kısa ve özdü, muhafızı bekletmemek için iki genç keselerinden on gümüşü çıkarıp ağır zırhlı muhafıza uzatmış, ağır ve büyük kapı yavaş yavaş açılmaya başlamış Krallığın eşsiz yapıları ilk göze çarpanlar arasındaydı.

Jade: Burası muhteşem.

Feng: Bencede tepeden göründüğü gibi değil, hadi pazarı gezelim.

Jade başıyla onaylamış daha fazla konuşmadan Krallığın pazar meydanını aramaya koyulmuşlardı.

Burası Feng'in gittiği kasabalardan daha güzel adeta cennet gibiydi. Etrafta koşuşturan çocukların tatlı sesleri, satıcıların pazarlık sesleri ve etrafa süs niyetine döşenmiş fanlı yeşil ve uzun yapraklara sahip daha önce görülmemiş devasa gül bahçeleri bulunuyordu. Çölün ortasında bulunmasına rağmen Krallığın içerisinde derin olmayan ancak temizliği bir bakışta kendini belli eden berrak su göletleri çevresinde normal boyutlarda olmasına rağmen auraya sahip canlı ağaçlar dallarındaki meyvaların güzelliği ile insanları cezbediyordu. 

Hiçbir çıkmaz sokak olmamasına rağmen sokaklar oldukça dar bağzıları çok geniş bağzıları ise birkaç katlı üst üste binmiş gibi görünen yerleşim alanları ve pazarlardan oluşmaktaydı. Feng en fantastik rüyasında bile böyle bir yer göremezdi, kendi dünyasındaki aydınlatmalara benzeyen ışık taşlarının bir tane bile herhangi bir sokağın neredeysr tamamına aydınlatmaya yetiyor ve gözü rahatsız etmiyordu.

Krallıkta bulunan en düşük bütçeli hanlar bile en az iki katlı ve lüx görünüme sahipti, zenginliğin başkenti gibi gözüken bu yerde Klan oluşumları en pahalı tuğlalardan yapılmış bağzıları saf altından yapılma malzemelerle donatılmış yapılara bile sahipti. İlk girdikleri andan itibaren neredeyde hiç çirkin bir tane bile insana denk gelmemiş buradaki herkes birbirinden güzel hiçbir kusurları yok gibi görünüyordu, çirkinliğin olmadığı huzurun ve güzelliğin merkezi gibi gözüken bu yer oldukça saf ve temiz dursa bile iki genç kendilerini bu güzellikle aldatmamak için daha fazla incelememiş, yolda sordukları birinden Hanın bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladılar.

Geldikleri Han üç katlı kırmızı ve sarı renklerin ahenkle buluştuğu duvarların üzerindeki Mavi taçın içine yerleşmiş zümrüt yeşili keskin bir ok sembolü Hanın giriş kapısının hemrn üstünde herkes tarafından görülüyordu.

Han diğerlerinden farklı olarak içerisi daha modern döşenmiş, kırmızı deri kaliteli koltuklar ve bar sandayelerine benzeyen uzun küçük sandalyeler ve duvarlardaki değişik yüzlere sahip onlarca tablo ile oldukça sofistike bir görünüme sahip bu yer iki gencinde hoşuna gitmişti.

Feng bu dünyada öğrendiği ilk şeylerden birinin eğer bilgiye ihtiyacı var ise bu bilgiler genelde Hanlarda istemediğiniz kadar çok bulunurdu, insanlar içip eğlenmeye gelir seslicr konuşur duymak istemediğiniz kadar şeyi duyar görmek istemediğiniz kadar saçma olaylarada bu gibi yerlerde ansızın şahir olabilirdiniz.

Eternal Magician [DÜZENLENİYOR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin