BASTIRILMIŞ DUYGULAR

4.1K 160 684
                                    

Merhaba sevgili dostlar, biliyoruz ki uzun ara verdik ama bizim de özel hayatımızda yerine getirmemiz gereken sorumluluklar var o yüzden kusurumuza bakmayın🥺 Ne kadar çok yorum gelirse o kadar çabuk yb diyoruz ve iyi okumalar diliyoruz😘😘

Yb yorum sınırı 300+ arkadaşlar:):) En sevdiğimiz şey satır arası yorumlar 🥰🥰 seviliyorsunuz 😘😘

***

DERİN'DEN

Kapıda çocukları görmemle onları ne kadar özlediğimi hatırlamıştım. Ayrıca içime dolan o güven duygusuna, ait olma hissine sonuna kadar muhtaçtım. Bir an önce buradan kurtulup onların yanına gitmeliyim diye düşündüm. Ama şu an karşımda dikilip avını parçalamaya hazır bir kaplan gibi gözlerimin içine bakan adam buna engel oluyordu. Yapabileceklerinden korkuyordum. Hem de çok... Benim yüzümden dışarıdakilerin başına bir şey gelirse kendimi asla affetmezdim. Aklımda yüzlerce senaryo yazdım ama hepsinin sonu ölümle sonuçlanıyordu. Zevk için canımı yakan, beni vuran bir adam mecbur kaldığı için kafama sıkmakta asla tereddüt etmezdi. Ama ben onu öldürmekte tereddüt etmiştim. Yapamamıştım... Neden? Eskiden olsa bir saniye düşünmeden bana onun yaptıklarının çeyreğini yapan birine kolaylıkla zarar verebilir hatta belki öldürebilirdim. Ama bir sebepten elim ayağıma dolanıyordu. İçimde ben fark etmeden büyüyen bir korku tohumu filizlenmişti ve yavaş yavaş dallanıp budaklanıyor bedenimi ele geçiriyordu. Her dalında adını koyamadığım ve daha önce hissetmediğim bir şeyler meyve vermeye başlayacaktı. Ve o meyveler olgunlaştığında beni içten içe zehirleyecekti. Bedenimden sonra ruhumu da ele geçirmeden beni yok etmeden o fidanı kökünden kesip kurtulmalıydım.

"Asıl ben senin ne yapacağını merak ediyorum." dedim ortamdaki yüksek gerilimli sessizliği bozarak. Kaçmaya çalışmak anlamsızdı. Kapı kilitliydi ve onun elinde silah vardı.

"Buraya gel." dedi sakin bir şekilde. Yaralıydı ve yalnızdı. Dışarı çıkıp karşılarına dikilecek kadar aptal olmadığını biliyordum. Kapana kısılmıştı ancak çaresiz birine göre fazla rahattı. Neden bahsettiğini anlamayarak olduğum yerde kalakaldım. Ta ki eve doğru açılan ateşe kadar. Bizimkiler kulübeyi taramaya başlamıştı. Benim de burada olduğumu düşünürsek hangi akla hizmet böyle bir hamle yapıyorlardı anlamak güç! Ateş etmeye başladıklarında hızla başımı eğip Kubilay'ın yanına koştum. Yemek masasını yere devirip önümüze kalkan yaptı ve kolumdan tutup yere çekti. Cebinden telefonu çıkarıp bir şeyler tuşlamaya başladı.

"Bırak beni gideyim. Zaten beni almaya geldiler. Seninle bir dertleri yok." dedim beni asla dinlemeyip yüzüme bile bakmadan telefonla uğraşan Kubilay'a. Telefonu kulağına götürüp aradığı kişinin açmasını bekledi ama hemen cevap alamadığı için kendi kendine küfür etti. Bu arada bana dönüp "Bir bok bildiğin yok." dedi hızlıca. Bu arada ev ahşap ve eski püskü olduğu için kurşunlar içeriye girmeye başlamıştı. Bir kaç kez masaya denk geldiğinde irkilmeden edemedim. Dertleri neydi bunların!

"Neden açmıyorsun lan telefonu gebermemizi mi bekliyorsun?"

"..."

"Sıçtırtma abine de özrüne de. Dediğim yere gelmediysen ecdadını sikeceğim."

"..."

"Aferin. Bekle orada geliyoruz."

"..."

"Evet kız da benimle."

"..."

"Lan sana mı soracağım ne yapacağımı it herif! Dediğim yerde bekle geliy- "

Cümlesini tamamlayamadan telefon kapanmıştı. "Hassiktir..." diye mırıldandı ve telefonu hırsla elinden fırlattı.

ÇETE SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin