KÖSTEBEK

3.6K 219 2.1K
                                    

Yorum yapmayı unutmayın aşkolar... Voteler için teşekkürler öpüldünüz :)

Bölümü yetiştireceğiz diye sınırı yazmayı unutmuşuz aşkolar hemen ekleyelim...

120 vote 1.5k yorum (randomsuz lütfen:)

Fark etmiyorsunuz ama bizi bölüm yazmaya teşvik eden tek şey satır arası yorumlarınız :*

Bazı arkadaşlar sadece bir karakterin ağzından yazılan yerleri okuyor ve bu bizi üzüyor. Halbuki iki karakterde de hikayenin akışını etkileyen olaylar oluyor.

Umarım sınır çabuk dolar yeni bölüm için heyecanlıyız çünkü <3

GECE'DEN

Kimden kaçtığımı bilmeden bomboş bir caddede nefes nefese koşuyordum. Yüzümü kırbaçlayan sert rüzgara direnen bedenim gücşüz düşmesine rağmen kendini bırakmıyordu ama ciğerlerime hapsolan hava yüzünden boğulmak üzereydim.

Kendimi çıkmaz bir sokakta bulurken beni kovalayanları görmek için arkama baktım ama kimse yoktu. Kimseyi göremiyordum. Kimden kaçıyordum o halde?

Yorulduğumu fark edip bir anda önüme döndüğümde sert bir şeye çarparak durdum.

Neye çarptığımı görmek için kafamı kaldırdığımda ise onunla karşılaştım.

Seko'yla...

Kehribar rengi gözlerini gözlerime dikmişti ve hiç olmadığı kadar sert görünüyordu. Karşımda bir yabancı gibi duruyordu ve hatta bana bir yabancıya bakar gibi bakıyordu. Ona gülümsememe rağmen o, duvar gibiydi. Kaya gibiydi.

Duygusuz ve ruhsuz...

"Senin canını yakacağım Gece. Ruhunu ateşe vereceğim. Kork benden."

Hayır.

Nefes alamıyordum. Nefes alamıyordum. Nefes alamıyordum.

Hayır.

Hayıııırrrr...

Gözlerimi açtıktan birkaç saniye sonra zihnim ancak uyanabilmişti ve ben gördüğüm kâbusu ancak algılayabilmiştim. Gerçek olmayışının verdiği rahatlığa karşın kalbim bir türlü yavaşlayamıyordu. Boncuk boncuk terlemiştim ve nefesimi düzene sokmaya çalışmaktan yorulup daha çok nefessiz kalmıştım. Gördüğüm kâbus beni bir girdap gibi içine çekerken etrafa göz gezdirdim.

Kalkmak istiyordum ama biraz kıpırdasam arkamdan belimi kavrayan ve karnıma kadar uzanan el buna engel olmak istercesine beni daha çok sarıyordu.

Boynuma değen sıcak nefesin sahibi olan dudaklar kıpırdadığında kalbimin teklediğini hissettim.

"Neden rahat durmuyorsun?"

Elinin üstüne elimi koyup kenara çekmeye yeltendim ama imkansız. Kıpırdatamıyordum.

"Seko biraz müsade et."

"Uyuyorum." diye mırıldandı.

"Ama kalkmam lazım." dediğimde nefesim biraz olsun düzene girmişti ancak hâlâ terliyordum. Gerilmiştim.

Elini sinirle çektiğinde dirseğini yatağa dayayıp doğruldu ve bana öldürecekmiş gibi baktı. Gözlerim karanlığa alıştığı için yüzünü seçebiliyordum. Saçları her zamanki gibi dağınıktı ve yüzünün bir tarafında yastık izi çıkmıştı. Gözleri kapalı konuşuyordu benimle.

"Uykumu alamadığım zamanlar ne kadar huysuz ve çekilmez biri olduğumu biliyor musun Gece?"

"..."

ÇETE SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin