İNTİKAM PEŞİNDE

3.8K 160 799
                                    

Merhaba sevgili dostlar. Keyifler nasıl? Yemedik içmedik size bölüm yetiştirdik. 😊

Bölüme bol bol yorum bırakmayı unutmayın lütfen. Ne kadar çok yorum yapılırsa o kadar erken yeni bölüm yayımlıyoruz.

Keyifli okumalar...

***

DERİN'DEN

Büyük bir hasretle eve geldiğimde beni ilk karşılayan Paşa olmuştu. Oturduğu yerden heyecanla kalkıp sabırsız adımlarla bana koştu ve sadece sarıldı. Ona sımsıkı sarıldığımda burnuma gelen tanıdık koku içimi huzurla doldurmuştu.

"Güzel bir dayağı hak ediyorsun." dedi beni bırakırken. Aslında haklıydı ama bu konuyu hiç uzatmak istemiyordum.

"Yapma Paşa. Biliyorum yaptığım saçmalıktı. Yüzüme vurma lütfen..." dedim gözlerimi yere indirerek.

"Ben vurmam da Mert..." derken merdivenlerden inen Mert'i gördüm. Çok kızmıştı hem de çok. O da tıpkı Paşa gibi sımsıkı sarıldı önce. Yüzünü boynuma gömdü. Kokumu içine çektiğini hissettim.

"Bunun için seni öldüreceğim." dedi hala yüzü boynumda gizliyken. Telaşlandığı her halinden belliydi ama abartmıyor muydu?

"Mert... İlk defa kafama göre iş yapmıyorum. Bu kadar büyütecek bir durum yok." dedim kendimi geri çekerken.

"Bir daha yaparsan kafanı kopartırım."

Bir eliyle yanağımı okşuyordu. Yüzümü incelerken gözlerinde gördüğüm his oldukça derindi. Verdiği tepkilerin büyüklüğü beni biraz ürkütmüştü. Birden kaşları çatılınca bir adım geri çıktı ve beni boydan boya inceledi. Kahretsin! Hemen banyoya koşup yaramı gizlemeliydim.

"Bu mont kimin lan?"

Beklediğim soru bu değildi ama evet üzerimde beş beden büyük erkek montuyla eve gelmiştim. Tuhaf bulmakta haklıydı. Ağzımı açıp mantıklı bir cevap aradım. Tilkilerim? Neredesiniz? Gözlerimi odanın içinde gezdirirken o sorusuna cevap vermeme fırsat vermedi ve bir yenisini ekledi:

"Kızım bacağına ne oldu!"

"Mert sakin ol iyiyim. Bir şeyim yok."

"Ne demek iyiyim Derin. Delirtecek misin beni?"

Kolumdan tutup beni içeriye sürükledi ve salonun ortasındaki üçlü koltuğun ortasına oturttu. Kendisi tam önümde ayakta dikiliyordu. Benden detaylı bir açıklama beklediğini biliyordum ama yapacağım açıklamayı planlamamıştım. Bu sırada Paşa da gelip bana dönerek yanıma oturmuş beni göz hapsine almıştı. Kendimi sorguda gibi hissederken cevap bulmak yerine aklıma başka bir düşünce düştü.

"Bir dakika. Seko ve Poyraz nerede?"

"Kızım... Bırak şimdi onları. Ne yaptın? Öldürdün mü pezevengi?" dedi Mert gözümün içine bakarak. Ağzımdan çıkacak onay cümlesini sabırsızlıkla bekliyordu. "Böyle bir yara aldığına göre kesin işini bitirmişsindir." Yüzüne bir gülümseme yayıldı ve kaslarını gevşetip doğruldu.

"Herhalde lan. Kaçar mı benim kardeşimden." dedi Paşa da kendinden emin bir şekilde. Onlara Kubilay'ın işini bitirmediğimi aslında bitiremediğimi nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Yaptığımdan o kadar eminlerdi ki... Bu durum işleri daha da zorlaştırıyordu.

ÇETE SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin