GERÇEK KATİLLER

6.2K 306 127
                                    

Kızı hemen öldürmek istememişlerdi. Klasik soygunlarından birini yapıyorlardı sonuçta. Ama kızın yanındaki çocuk başlarına bela olacak gibi duruyordu hem de çenesi düşüktü. Seko yine eline hakim olamamıştı.

Bu gece arabayla çıkmışlardı. Kızın ağzını bantlayıp ellerini bağlayıp arka koltuğa Poyrazla Mert'in ortasına oturtmuşlardı. Seko arabayı kullanıyor, Derin ise yan koltuğa yayılmış şekilde dışarıyı izliyordu. Kız şoka girmiş bir şekilde dümdüz önüne bakıyor göz yaşları istemsiz şekilde durmadan akıyordu. Derin aynadan arka koltuğa bakıp kızı inceledi. Çocukların kadın rehine almalarından hoşlanmıyordu aslında ama kıskanç olduğunu düşünecekleri için dile getirmiyordu. Ne olursa olsun ortamdaki tek kadının kendisi olmasını istiyordu. Bu yüzden hiç kız arkadaşı yoktu. Genel olarak hiçbirinin birbirlerinden başka arkadaşları yoktu. Aileleri de... On sekiz yaşına gelince yetimhane kıçlarına tekmeyi basmıştı. Onlar da bu şekilde bir yaşam kurmuşlardı kendilerine. Bir türlü topluma uyum sağlayamadıkları için toplumu kendilerine uydurmaya çalışıyorlardı.

-Poyraz, şunun ağzını aç da biraz eğlenelim.

dedi Derin oflayarak. Mert hiç oralı olmuyordu. Otunu tüttürmekle meşguldü. Poyraz kızın ağzını açtı ama kız hala tepki yoktu. Ağzından tek bir kelime çıkmıyordu.

-Konuşsana çirkin, bi şey söyle üzülmedin mi sinirlenmedin mi sevgilini öldürdük falan ya hani?

Derin kızı sinirlendirip onlara saldırmasını istiyordu. Seko gözünün ucuyla derine bakıp sesli bir şekilde güldü.

-Ne gülüyorsun?

-Hiç... Yine başladın da... Kıskanmaya.

Derin hışımla arkasını döndü ve iyice bir kızı süzdükten sonra tekrar Seko'ya dönüp "Nesini kıskanacağım bu ağlak bebenin." dedi.

-Kız güzel kabul et. Ama yazık olacak o ayrı.

Seko'nun iştahla söylediği sözlerden sonra Poyraz bedenini kıza çevirip çenesinden tuttu ve sert bi şekilde kendine çevirdi.

-Adın ne?

Gayet net ve otoriter bir soruydu. Ancak kız aynı noktaya kitlenmiş tepki vermemeye devam ediyordu. Derin önden "Bence arabadan atalım bunu çok sıkıcı." diye öneride bulundu. Poyraz bu sefer çenesini iyice sıkıp kendine çevirdi ve biraz daha sıksa çenesi kırılacaktı muhtemelen. Ama kızın tek yaptığı; hiçbir şey söylememek ve ağlamaktı.

-Konuşmazsan parmaklarını tek tek kırarım güzelim o yüzden acele etsen iyi edersin. Bir daha sormayacağım. Adın ne?

Poyraz bir iki saniye bekledi ama kızın çığlığı arabayı doldurmuştu. Acıyla bağırıyordu. Ve birden hareketlenmiş, kaçmaya çalışıyordu. Mert'e baktıklarında sebebini anladılar. Ruh hastası sigarasını kızın kolunda söndürüyordu. İyice sönünce izmariti camdan dışarı fırlattı. Kız bu kez yüksek sesle ağlamaya başladı.

"Gece... Adım gece." Sesi ağlamaktan zor duyuluyordu. Gözleri kıpkırmızı olmuş elleri zangır zangır titriyordu.

"Ben de gündüz." Seko yine en soğuk esprilerini yapıyordu hem yapıyor hem de deli gibi gülüyordu. Tabi onun bu haline diğerleri de eşlik ediyordu alışmışlardı artık.

"Bunu yapamazsınız." diye mırıldandı Gece. Aynı cümleyi kendi kendine tekrar edip duruyordu. Poyraz kaşlarını kaldırarak "Geliyor gelmekte olan hazır mısınız?" dediğinde Mert gözlerini devirip iki eliyle kulaklarını kapattı. Derinle Seko göz göze geldi. Derin sadece sekonun duyabileceği şekilde 3 ten geri saydı.

-3, 2...

-Bunu yapmaya hakkınız yok! Allahın belaları, ruh hastası manyaklar, katilsiniz hepiniz, hayvanlar..."

Gece delirmiş gibi avazı çıktığı kadar bağırıyordu ve hepsi kulaklarını kapatmış susmasını bekliyordu. Olanlara ve verdikleri tepkilere inanamıyordu. Aklı almıyordu. Bir insan öldürmüşlerdi az önce ve hiçbir şey hissetmiyorlardı. Ne bir pişmanlık ne bir vicdan azabı... Her zaman duyardı okurdu gazetede bunlar gibi psikopatların cinayetlerini ama gerçekte yüz yüze gelmek çok farklıydı. Bu canilerle karşılaşmasa böyle insanların varlığına inanmayı red ederdi. Ama burdalardı işte...

-Az önce size hiçbir zararı olmayan birini gözünüzü kırpmadan öldürdünüz... Ne yaptı size ha! Ne yaptı!

diye bağırmaya devam ediyordu. Gözyaşları yüzünden net göremiyordu. Güçlükle nefes alıyordu.

"Belki ölmemiştir." dedi poyraz düşünceli bir şekilde.

-Nasıl ölmesin lan kaç kere sıktım adamın üstüne...

-Bir karın boşluğu bir omuz yanlış görmediysem bir de bacağına denk geldi.

-Kafasına da sıktım.

Seko çok emindi. Ama diğerleri için aynı şey söylenemezdi.

-Sallama lan kafasına sıkmadın.

Mert dayanamamıştı, Seko her yaptığı şeyi unutuyordu.

-Kafasına sıkmadan nasıl bırakmışım lan?

Çok ciddiydi ve gerçekten üzülmüştü. Tüm bu konuşmalar Gece'yi delirtiyordu. Bir insanın psikolojisi daha fazla ne kadar bozulabilirdi. Bir hışımla yerinden kalkıp poyrazın olduğu cama doğru atladı.

-İMDAT! Yardım edin. Ne olur. Kimse yok mu.

Arabadaki herkes kahkaya boğulmuştu.

-Gerizekalı bak bakalım kimse var mı sokakta?

Derin'in kızın kaçmaya başlaması ve çenesinin açılması hoşuna gitmişti. Poyraz kucağının üstünde çırpınan kızın ensesinden tutup saçlarını eline doladı ve oturduğu yerin kapısını açtı.
Gece'nin çığlıkları arabayı doldururken Derin ve mert zevkle onları izliyordu. Poyraz kızı hızla giden arabadan sarkıtmıştı. Ve yüzünü yola doğru yaklaştırmıştı. Biraz daha aşağıya indirse asfalt Gece'nin yüzüyle boyanacaktı.

-Allah'ını seviyorsan yap Poyraz. Yapmazsan sikerim seni

Seko'nun sözlerine Poyraz yandan bir gülüş attı:

-İyi izle birdahakine sen yaparsın.

Gecenin yüzünü iyice yola yaklaştırdı. Tam değdirmek üzereyken Derin'in sözleriyle zor da olsa kendini durdurmayı başarabildi.

-Poyraz dursana. Neden hemen öldürelim ki? Eğleniriz evde.

Nedense o an kızın ölmesini istememişti.

-Vaay... iyilik meleği.

-Kes sesini Mert! Sadece senin gibi sabırsız değilim.

-Umarım bundan daha iyi bir eğlence bulmuşsundur Derin.

Poyraz kızı kaldırıp arabanın içine fırlatıp kapıyı kapattı.

Gece gerçekten kendini bir kabusun içinde hissediyordu. Hiçbir şey diyemedi. Öte yandan Berkcan'ın yaşıyor olabileceği ihtimalini düşünüyordu. Ufacık bir umut bile ruhuna su serpmeye yetmişti. Eğer biri onu bulduysa ölmemiş olma ihtimali vardı ve şu an sadece bu olasılığa tutunuyordu. Her nereye gidiyorlarsa oraya kadar çenesini açmamaya karar verdi. O konuşunca diğerleri eğleniyordu ve kimseyi eğlendirmeye niyeti yoktu...

ÇETE SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin