GÖSTERİ ZAMANI

6.8K 235 1.1K
                                    

Merhaba arkadaşlar,

Geç olsun güç olmasın :):)

Hayırlı sahurlar, keyifli okumalar... Vote ve yorumlaşmayı unutmayın... Öpüldünüz :*

***

DERİN'DEN

Arabadaki gerginliği iliklerime kadar hissediyordum. Beni zorla eve göndermeye çalışmıştı ama onu tek başına bilmediği bir yere bu sinirle gönderemezdim. Gece yine kendine sahip çıkamamış başına iş açmıştı. Şu Barış denen adam ve diğerleri ne işe yarıyordu Allah aşkına!

Araba aniden durunca kemerim takılı olmadığı için torpidoya doğru yapışmaktan son anda kurtuldum.

"İn aşağı." dedi bana bakmadan. Çok sinirliydi. Çok fazla... Burnundan soluyordu ama hayır, inmeye niyetim yoktu.

"Hayır." dedim net ve kararlı bir sesle. Onun gibi gözümü ön camdan almamıştım. Birden hışımla bana doğru eğilip yanımdaki kapıyı açtı ve gözlerime öldürecekmiş gibi bakarak "İn. Hemen." dedi. Gözlerini sımsıkı yumarak derin bir nefes aldı ve sakin olmaya çalıştı. İstese zor kullanarak beni arabadan atabilirdi ama kendine hakim olmaya çalışıp yanlış bir şey yapmamak için zor duruyor gibiydi.

"İrfan gelip seni alacak. Zaman kaybediyorum Derin. Beni zorlama." dedi her cümlenin sonunda tek tek durarak. İnanılır gibi değildi cidden. Elinde sadece Barış'tan aldığı bir adres vardı ve gözünü karartmış tek başına Gece'yi kurtarmaya gidiyordu.

"Bagajdaki bazukaya mı güveniyorsun? Kaç kişiler biliyor musun? Ya da onların da bazukası olmadığından ne kadar eminsin? Bunun bir tuzak olabileceğini düşündün mü hiç? Gece'yi kaçırarak düşünmeden hareket etmeni istiyorlar. Telaşla, hatalar yaparak... Sen de bu oyuna geliyorsun. Cidden mi Kubilay?" dedim taramalı tüfek gibi konuşarak. Hayretle başımı iki yana salladım ardından. Ve kollarımı bağlayıp arkama yaslandım.

"Ben her şeyi düşündüm. Sana ihtiyacım yok. Elimden bir kaza çıkmadan in şu arabadan."

"Ne olur inmezsem? Roketatarla suratımı mı dağıtırsın?"

"Öyle şeyler yaparım ki suratının dağılmasını tercih edersin." dedi yüzüme iyice yaklaşarak. Üzerime eğilmiş beni koltuğa yapıştırmıştı. Yine eski haline dönmüştü sanırım. Ya da asıl hali buydu zaten...

"Senin beni arabadan indirmeye çalıştığın sürede Gece'ye ne işkenceler yapıyorlardır kim bilir?.." dedim meydan okumasına karşılık vererek. Biraz gerçeklerin ve asıl amacın farkına varması gerekiyordu.

"Kızım ben orada Gece'yi mi düşüneceğim seni mi? Kafamı karıştırma."

Ben aslında ayak bağı olduğum için arabadan indiriyor diye düşünmüştüm. Bu yüzden cümlesi karşısında gözlerimi kırpıştırarak dudaklarımı araladım ama aklıma söyleyecek söz gelmedi. Üzerimden kalkıp koltuğuna yerleştiğinde ancak konuşabilmiştim.

"Benim kimsenin korumasına ihtiyacım yok. Destek olarak düşün... Umarım fazladan bir silahın vardır." dedim dedim az önce açtığı kapıyı sertçe kapatarak.

Başını kendi tarafındaki cama çevirip birkaç saniye sinirinin geçmesini bekledi. Yüzündeki ifade biraz olsun yumuşar diyordum ama gerginliği hala üzerindeydi. "O zaman sıkı tutun güzelim, bu gece hiç görmediğin kadar kan göreceksin." dedi. Sanırım beni korkutmaya çalışıyordu ama onu pes ettirmiştim. Gaz pedalını köklediğinde bu kez kemerimi taktım ve dediği gibi sıkıca tutundum...

***

İş hanlarının olduğu bir sanayi yerleşkesine geldiğimizde aracın sesinin duyulmaması için arabayı dışarda bıraktık. Uzun ve karşılıklı dükkanların olduğu ıssız bir yol vardı önümüzde. Kırk yıl düşünsem Gece'nin kıçını kurtarmaya çalışacağım aklıma gelmezdi doğrusu...

ÇETE SAVAŞLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin