cruel +18 | texting

cruel•3

"Dışarıda ölüm soğuğu var." Kapıyı açar açmaz içeriye dalan Fatih'le ne yaptığıyla ilgilenmeden salona doğru ilerledim.

"Fırsatını bulmuşken ölseydin ya sen de."

Montunu ve atkısını portmantoya bırakıp beni takip ederken, "Çok komiksin bebeğim." dedi. "Ölmek için değil beni ısıt diye çıktım dışarı."

Oturduğum koltukta dibime oturup, boynuma bir mpücük kondurdu. Allah'ın cezası herif öncesinde ne yaparsa yapsın, bir şekilde tek hareketiyle beni etkisi altına almayı başarıyordu.

Elimle alnından ittim. "Umduğunu bulamayacaksın anlaşılan."

Oturduğum koltuktan kalkıp mutfağa ilerlemek, Fatih'in etki alanından çıkmak için yapabileceğim en iyi şeydi. Fakat Fatih vazgeçmek bir yana dursun, saniyesinde peşimden kalkmıştı.

"Tavır almaya devam edeceksin yani?"

Umursamamalıydım, ne de olsa uğraşır uğraşır vazgeçerdi. Bugün Fatih'in istediği olmayacaktı.

Fakat bedenime yasladığı bedeni ve açıkta kalan boynumda gezinen dudakları kesinlikle kararımda durmamda bana yardımcı olmuyordu.

İki elini tezgaha yaslamış, beni tezgahla arasına almışken bırakmaya da niyeti yok gibiydi.

"Ne zaman anlayacaksın?" Diye sordu boğuk sesiyle. Dudakları tam da çenemin üzerindeydi ve kirpiğine kadar hissediyordum onu.

"Neyi?" Titreyen sesime gülümsedi.

"Asla küs kalamayacağımızı."

"Fatih," dedim yutkunurken. Artık eli velimi okşuyordu ve ne dese şuan itiraz etmezdim.

Boynumdaki dudakları da belimden yavaşça aşağı kayan eli de hiç es vermeden melgul oldukları şeye devam ettiler. Bunca meşguliyete rağmen Fatih, bana yine aynı boğuk sesiyle cevap verdi.

"Efendim güzelim?" Söylemem gereken şey çok başkaydı. Gitmesi gerektiğini söylemeliydim. Fakat söylemeyi düşündüğüm şeyle, uygulamaya koyduğum şey birbirine oldukça zıttı.

Fatihin kolları arasında yüzümü oba döndüğümde, dudakları boynumdan ayrılmış, yanağıma denk gelmişti. Yanağıma gürültülü bir öpücük kondurup gözlerini gözlerime çıkardı.

"Senden nefret ediyorum." Demiştim ona. Gözlerim dudaklarına dalmadan, dudaklarım dudaklarına mühürlenmeden hemen önce.

Dudaklarım üzerinde gülümseyişi ve kalçalarıma uyguladığı baskıyla beni kucağına alışı beni bambaşka bir evrene götürebilirdi.

Yatak odama, birbirimizden ayrılmadan ufak denge kayıplarıyla ulaşmıştık.

Sırtım yatağımın tanıdık yumuşaklığıyla buluştuğunda, bir süre yatakta dağılan saçlarımı izledi.

Ensesinden tuttuğu kazağını kafasından sıyırıp attıktan hemen sonra ve dudaklarıma kapanmadan önce ise kalbimi derinden sarsacak o cümleyi söyledi.

"Seni deli özledim."