Güne Fatih'in pürüzsüz göğsünde, elleri belimde ve nefesi saçlarımın arasındayken başlamak... Bu ilk defa olmuyordu fakat ilk defa böyle tamamlanmış ve doğru hissettiriyordu. Sıcaklığından hiç ayrılmak istemedim. Biraz daha keyfini çıkarmak Fatih uyanana dek böyle kalmak istedim fakat Fatih çoktan uyanmış gibiydi.
Hafifçe kıpırdandım ve başımı yukarı doğru kaldırdım.
"Günaydın." Dedi dinç sesiyle. Sanırım uyanalı çok olmuştu ve gözlerinde gördüğüm endişe kırıntıları... Bu adama ne oluyordu? Kaşlarımı çattım
"Günaydın ve neyin var?"
"Bir şeyim yok."
"Yemedim Fatih. Bana neyin olduğunu söyle." Gözlerini kaçırdı ve rahatsızlar yerinde kıpırdandı. Ve ben onun bu ifadesiyle kendimi her türlü cümleye alıştırdım.
"Pişman mısın?" Dedi gözlerini tekrar gözlerime çevirirken. Sorduğu soruyu algılayamadım.
"Ne?"
"Pişman mısın?"
"Dur, sen seviştiğimiz için pişman olup olmadığımı mı soruyorsun?" Yerimde doğruldum ve üzerimdeki yorganın bir kısmını göğsüme doğru çektim.
"Evet?"
"Fatih," dedim kendimi zar zor tutarken. "Özür dilerim ama..." ve koca bir kahkaha. Fatih kaşlarını çatmış benim sarsılarak kahkaha atmamı izlerken kendimi durdurmak işkence gibi geliyordu.
"Bunu sormak için çok geç değil mi sence de?"
"O zaman sormama gerek var mıydı İnci? Pişman olduğunu ikimiz de biliyoruz."
"Evet ama.." bir kahkaha daha.
"Gülme,"
"Tama-"
"İnci gülme diyorum!" Gülüşüm yavaş yavaş dinerken, Fatih'in gözlerine bu defa samimiyetle baktım.
"Fatih," dedim. Avuç içim çoktan rotasını çizmiş, yanağını bulmuştu bile. "Kesinlikle pişman değilim. Hiç olmadım da."
Gözlerimin içine öyle bir baktı ki, zaman o an dursun istedim ve dudakları dudaklarıma temas etmeden hemen önce fısıldadığı cümlede hapsolmak...
"Seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cruel +18 | texting
Ficción General••• Fatih Erdener: bu gece boş musun İnci: sana da günaydın fatih Fatih Erdener: bu gece bana gel ya da ben sana geleyim İnci: nasıl olalım yuvarlanıp gidiyoruz işte, sen? Fatih Erdener: inci beni yorma Fatih Erdener: kendimi iyi hissetmiyorum ...