1.8

777 51 149
                                    

Minseok'tan

Baekhyun'un zoruyla chen'in evine gelmiştim. Neymiş o beni iyileştirecekmiş, onu tavlamalıymışım. Ne kadar da saçma. Ne güzel şimdi haftasonu diye  evimde temizlik yapıyor olacaktım.

Baek: bak ben arabada seni bekliyorum nazikçe konuş, tamam mı?
Minseok: off

Baek arabaya gitti. Zile bastım. Açan olmadı. Aa evde yok hadi gidebilirim.
Geri dönerken  hemen karşıda bi elinde poşetlerle diğer elinde telefon evine doğru gelen cheni gördüm. Kaçma şansım kalmadı. O beni görmemişken kaçabilirim aslında.. hırkamın şapkasını gözüme kadar  çektim ve çıkmaya çalışırken onu tam karşımda buldum.

- ne işin var burada xiumin?
- konuşmamız lazım..
- söyle. Ama çabuk ol işim var.
- chen, ben hastayım. Normalde uyumam, uyuyamam. Ama 2 gündür senin sayende uyuyorum. Aslında psikopatın tekiyim. Ama 2 gündür normal bir insan gibi yaşıyorum. Senin sayende. Nedenini bilmiyorum. Sadece sana yakın olmak istiyorum. Ve, ve sadece ben sana dokunmak istiyorum. Sadece sen bana dokun istiyorum.  Galba aşka inanmayan, insanlardan nefret eden  ben 2 gündür tanidigim senden hoşlanıyorum..
- kanmadım. Hasta olduğuna inanmıyorum. Ve bu hoşlantı değil. Sen sadece benim vücudumu istiyorsun değil mi? Uzatmadan söyle.
- hayır, öyle değil..
- benim işim var, senle uğraşamayacağım.

Dedi ve beni itip evine doğru yürümeye başladı. ben koskoca kim Minseok şuan red mi edilmiştim?

- Görürsün Kim Chen!

Arabaya döndüm ve baek'e hiç bir şey söylemeden depoya doğru sürmeye başladım..

______

Jiyong'tan

Ve bugün büyük gündü. Jisoo ile buluşacaktım. Saat daha erkendi bu yüzden depoya uğradım.

Kyungsoo: hyung, niye geldin?
Jiyong: bi bakıyım dedim siz niye burdasıniz?
Yixing: yarın sehunun doğum günü. Onun için plan yapıyoruz.
Jiyong: dae?
Kyungsoo: o yapıcağımız yeri ayarlıyor.
Jiyong: bende yapın.
Yixing: ne?
Jiyong: ne ev çok büyük tek başıma sıkılıyorum zaten hem banada eğlence çıkar.
Kyungsoo: ah, sağol hyung.
Jiyong: önemli değil. Neyse ben jisooyu almaya gidiyim.
Yixing: kolay gelsin hyung.

Güldüm ve arabalardan birini seçip yola çıktım.

Vardığımda bahçede oturan bi adet gayet mutlu jisoo, ve hayattan soğmuş bir adet jennie gördüm..

____

Jennie'den

- jennieeğ bak lütfeen gel.
- ya hayır.
- hep siyah giyindiği için bu gün ona 2-3  şey alıcam ama yanımda moda ikonu ikizim olmadan bunu yapamam. Hadii lütfeeğn
- hayır banane.beni ilgilendirmiyor.

Vee telefonum ele geçirildi.

- gelicek misin gelicek misin?
- ne yapabilirsin ki?
- öhm! Gönderilen song minho,
- jisoo-
- "selam, minho ben jennie.  seninle barışmak istiyorum." Yolıyım mı?
- HAYIR.
- o zaman geleceksin.

Vee mecburen kabul ettim.. giyindim ve bahçeye indim.

- minho'yla stajda nasıl yanyana duruyorsunuz?
- durmuyoruz.
- pekii, ondan hala hoşlanıyorsun?
- HAYIR! Töbe! Benden uzak Allah'a yakın olsun.

Ve gülme krizine giren bi adet jisoo..

Çok geçmeden jiyong geldi ve alışveriş merkezine gittik...

Jisoo: siyahtan sonra en sevdiğin renk ne?
Jiyong: siyahtan başka renk sevmiyorum.
Jennie:  nesin sen? Mazoşist veya sadist filan mı? (Kim o mu? Aa ne alaka canım?  oekfkskd)
Jiyong: yo.
Jisoo: pff! Çok işimiz var.
Jennie: bencede..

Etrafa göz gezdirirken bi tane mağaza gözüme çarptı.

Jennie: jisoo, buldum.
Jiyong: beni oraya sokmayın çok kapalı. Alın şunu. Ne yaparsanız yapın.

Dedi kartını uzatarak. Karta baktım.. Galba para sıçıyor.

Jisoo: tabiii, şifre neydi?

Şifreyi söyledi. Bizde mağazaya daldık.

2-3 şey aldıktan sonra jiyong'un yanına döndük. Telefonla uğraşıyordu.

Jisoo: abii~ biz geldik.
Jiyong: aldiniz mı? Başka var mı?
Jisoo: az, ama sana yeter bence bay robot.
Jiyong: az mı? Emin misin? elinizde 5 poşet var. Ve ağır oldukları  belli birazdan jennie bayılacak.

Dedi elimdeki poşetleri alırken.

Jennie: Börozdon çeni boyolocok.
Jiyong: ben öyle mi konuşuyorum?
Jennie: yoo. Ne alakası var?
Jiyong: ahh, cidden...

Derin nefes aldı.

Jiyong: tamam, sakinim. Bir şey istiyor musunuz? Şimdi ne yapacağız?
Jennie: hiç bir şey. Hadi bizi eve bırak.
Jisoo: ev demiişkkeen~ senin evin nerde? Eğer keyfim ve kâhyası  sende kalmak isterse odam var mı? Evin büyük mü?

Yavaş amk.

Jiyong: merak etme fakir değilim. ablanız kadar olmasamda bende zenginim.
Jisoo: ya ben onu demek istememiştim. Yanlış anladın. Ya of.
Jiyong: şaka yapıyorum. Çok merak ediyorsan sizi bırakmadan önce benim evime bakalım. Ve niye bende veya ablanda kalmak zorunda olasın? Çocuk değilsin ki. Sana ayrı ev bulalım.
Jennie: sanırım mimiklerini geliştirmelisin, çok ciddisin.
Jiyong: denerim.
Jisoo: deneme, geliştir. Neyse  Hadi gidelim. Ve teklifini düşünücem.

Ve jisoo, jiyongla beni peşinden sürükledi. Hayır bu enerji nerden geliyor anlamıyorum?  Ve demin jiyong, jisoo'ya sana ev alalım mı dedi bana mı öyle geldi?

Ayrı eve çıkmak.. Ama bu bizim hayalimiz,  ummm... sanırım birazcık, çok az, minnacık, gözüme girmiş olabilirsin jiyong.

_____

Koymak istemiyordum ama mecburen koyucam bundan sonra yorum sınırı koyuyorum  bi daha ki cuma bu sınır geçilmezse bölüm atmıcağım.

2-3 kişi hariç kimse yorum yapmıyor. Ve bu benim yazma hevesim kaçırıyor.. 

Böyle devam ederse yayından kaldırıcam haberiniz olsun.

Yorum sınırı: 75

Twin Sisters And Mafia Brother Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin