1.bölüm

797 35 17
                                    

Sabahtan beri ev ahalisi özellikle de ben bir koşturmaca içindeydik. Tüm hazırlık komşularımız ile çıkacağımız pikniğe özeldi.

"Anne hadi !"

Bir yandan anneme sesleniyor bir yandan da Uras 'ı arıyordum . 

"Anne akşam oldu , akşam."

İçimden Uras 'a saydırırken bahçe kapısından gelişini sesinden anlamıştım.

"Melek teyze köfteleri almayı sakın unutma !"

Bağırışına gülerek yanına gidiyordum . Uras benim çocuktan beri arkadaşımdı , artık bizim evden biri haline gelmişti.

"Anne bence biz tam bir dana alalım buna yetmez" dedi kardeşim  Atakan.

Ne Atakan Uras 'dan hoşlanırdı ne de Uras. Ne yaptıysak bir türlü iyi anlaşmalarını sağlayamamıştık.
Uras Atakan 'a göz çevirmekle yetinirken ben de Uras'ın eline malzemeleri tutuşturuyordum .
Uras 'ın annesi Meryem teyze de anneme yardım ederken bana sonunda rahat bir nefes alacak vakit kalmıştı . O esnada da babam ve Hakan amcanın - Uras ' ın babası - yanlarına gittim.

" Aman araban olur da derdin biter mi işte Hakan. Şoför kapısı durmadan geri açılıyor sert kapatınca  . Pikniği biraz öğlene alsak da önce tamirciye mi gitsek ?"

Babam yine arabadan muzdarip bir şekilde yakınırken ben atıldım Hakan amcadan önce.

"Baba son anda söylenir mi bu zaten saat geç oldu pikniğe bile yetişemeyeceğiz diye ödüm kopuyor . Piknikten gelince gidersin hem sert kapatmayı ver sende şimdilik. "

"Görende BTS konseri organize ediyorsun sanacak Asel abartma . Ama bir yönden de haklı sayılır baba . Herkes bu kadar hazırlık yaptı sonuçta . "

Az önce Uras beni gömdü mü yanımda mı durdu tam anlamamıştım ama iyi bir şeyler söyledi sanırım .

"Bencede baba ilk kez 'bulaşa' katılıyorum ."

" Bana bulaş diyip durma !"

Ona bulaş dememden nefret ediyordu ama zaten eğlence de burada değil miydi?

" Bende bu 'esmer eşeğe' katılıyorum o zaman ."

İlk okuldan beri adımdan daha çok esmer şeker derdi bana . Ama canının istemediği bir şeyler yapınca şeker eşek oluveriyordu ve tabiki o da benim bundan nefret ettiğimi biliyordu.

"Tamam o zaman Ali akşama kadar dursun gelince beraber gideriz kardeşim. Çocuklar heves etmiş bir kere ."

"Bilmem mi bilmem mi baksana şunlardaki heyecana. İyi bakalım akşam gideriz ."

"Tamam o zaman Atakan , Uras yardım edin de annemgilin hazırladıklarını yerleştirelim arabalara."

"Asel hepsi sizin aracın bagajına sığmaz bence, bizimkine eşyaları koyarız sizinkiyle gideriz. "

"Tamam hadi öyle yapalım. Bende öyle dicektim zaten kendini çok zeki sanma sen yine de sonra beynini gerekli gereksiz her yerde kullanıyorsun mazallah bitecek diye korkuyorum. "

" Bana bulaşmadan düzgün duramıyorsun değil mi ?"

"Bulaş mı dedin sen az önce? Bakıyorum da alışmaya başlamıssın ."

Uras 'a bulaşmadan gerçekten yaşayabileceğimi sanmıyordum . Bahçenin etrafında beni kovalaması annemin arkasına saklanmakta son bulmuştu. Nihayet eşyaları da yerleştirince yola çıkmıştık .Hakan amca önde biz de arkada arablarla gidiyorduk . Piknik yapacağımız yer şehirden biraz uzak taşralık bir yerdi. Çocukluktan beri yılda en az iki defa buraya gelir hep birlikte eğlenirdik , tabi yol boyunca maruz kaldığımız müzik işkencesini saymazsak.

"Ya valla kapatın kulaklarım kan ağlıyor artık. Anne Meryem yenge bir şey söyler misiniz?  Hapishaneden yeni çıkmış arkadaş ortamında hapishane anılarını anlatan mahkumlar gibi hissediyorum kendimi artık."

İsyan bayrağını çekmiştim en sonunda , pikniğe mi gidiyoruz,cenazeye mi belli değil o derce yani.

"Oğlum gerçekten kapatın artık şu müziği yaşınız kaç başınız kaç ki sizin de böyle şeyler dinliyorsunuz"dedi benim canım annecim.

"Tamam al sen aç abla ,ama sakın bak  yabancı açma anamıza mı babamızamı küfür ediyorlar anlamıyoruz zaten."

Kardeşimin cahillik seviyesi ve Everest yarışsa net Atakan kazanırdı .

Atakan ile zevklerimiz asla uyuşmuyordu ve Uras gibi benimle de anlaşamıyordu pek fazla sanırım sorun ondaydı. Ama tabiki onu her şeyden çok sevdiğim gerçeğini inkar edemezdim.

Ben tam şarkıyı açacakken aklıma gelen fikirle gülümsedim . Son bir aydır falan babamla durmadan sürüş provaları yapıyorduk ehliyet için on sekizi beklemeden öğrenmek istiyordum çünkü. Şimdi arabayı Uras ve Atakan 'ın önünde sürecektim ve sürüşüme

"Babacım babaların kralı,bir tanesi seni çok sevdiğimi daha önce söylemiş miydim ?"

"Evet kızm her isteğinden önce ve her yaramazlık yaptıktan sonra söylüyorsun ."

Ben ağzım açık babama bakarken Uras ve Atakan çoktan kahkaha atıyorlardı bile. Neyse babamın dediklerini duymamış gibi davranıcağım.

" Babacım hani sen bana arabayı iyi sürdüğümü söylemiştin ya, rica etsem bir benzinlikde dursak da direksiyona ben geçsem olmaz mı? lütfen "

"Hayır tabiki Asel senin sürdüğün yolla bunlar aynı mı? "

O ikisine kimin daha iyi olduğunu göstermek için son şansımdı bu ve ben ne olursa olsun o direksiyona geçecektim .

" Baba lütfen valla beş on metre gideyim sonra geri al. Anne sende bir şey söyle söz veriyorum piknikten döndükten  sonra tüm bulaşıkları ben makineye dizeceğim hadi."

" Ali ver de bir tür sürsün yol boş zaten."

"Hanım bisiklet mi bu bir tür sürsün geri verir olmaz öyle " dedi babam.

Annem ,ben denedim bulaşıklar sana bakışı atarken ben hem arabayı kaybetmeyi hemde bulaşık cezası ile yerime oturup ,kulaklığımı takıp somurtmaya başladım. Babam buna hayatta dayanamaz dı çünkü bu küslüğu devam ettirecegimi iyi biliyordu tam da dediğim gibi araba durdu, babam indi, benden taraftaki koltuğu açıp anahtarı gözümün önünde sallamaya başladı.

"  Al bakalım ama dediğin gibi çok az tamam mı ? "

Ben biraz daha babama dik dik bakıp dudağımı büke büke aldım. İstemem sol cebime misali, halbuki içimdeki çocuk halaya kalkmıştı bile. Tabi bu sırada Uras'a iyi izle bakışı atmayı unutmadım .Yol düz ve boş sayılırdı. Şuan da iyi  gidiyordum, Meryem yenge ve annem sürekli dikkatli olamamı söylüyorlardı.  Uras ve yancısı Atakan da ilk başta alay etselerde şu anda sadece izliyorlardı .  Biz Hakan amcadan baya gerideydik . Babam şu anda iyi gittiğim için bir şey demiyordu ve bende bunun keyfini çıkarıyordum . Tam babama bu günlük bu kadar yeter diyecektim .

"Asel ileride viraj var dönemezsen ver Ali amcaya."

Uras ' a dikiz aynasından sinsice bakıp önüme döndüm . Yapmalıydım , o kadarda zor olmasa gerek altı üstü bir viraj ... 

Nasıl oldu bilmiyorum her şey bir anda arabanın kaymasıyla başladı gerisi kabus ...
Ama artık çok geçti her şey için. Araba son hızla şarampolden aşağı yuvarlanırken tek duyabildiğim çığlıklardı. Daha sonra ön kapı açıldı ve ben aşağı düşüp kafamı sertçe taşa çarpmıştım. Acıdan kapanmak üzere olan gözlerimi son kez açmaya çalıştığımda ise arabanın daha aşağıya yuvarlandığını gördüm. Ne olursa olsun onlara bir şey olması ihtimalini düşünmek dahi istemiyordum. Son gücümle ANNE diyebildim ve sonra susmak zorunda kaldım. Çünkü az önce o son umudum da öldü. Araba daha önemlisi annem, babam, kardeşim, çocukluk arkadaşım, anne yarım o yanan arabada ölüyordu . Ve ben de öldüm...
Ben Asel Özkan 16 yaşındayım kendi halinde yaşayan ,hayata mutlu bakan, umut dolu ,gülümsemeyi seven bir kızdım. Hani bazı olaylar anlık gerçekleşir ve en çok da onlar sizi mahveder ya,bende de öyle oldu. Ve benim artık gülümsemek için bir sebebim yok...


BAŞLIYORUZ ...

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin