3.Bölüm

266 22 6
                                    

Gülümsemek her zaman mutlu olmak için değildir. İnsan oğlu öyle gariptir ki, canını çok acıtan hatta hayatını karartan anlardan hemen sonra bile gülebilir. Çünkü gülmek zorundayız, evet çoğu insan sizin kötü olmanız için elinden geleni yapıyor ama unutmayın bir yerlerde sizi çok seven insanlar var  ve onlar için gülmelisiniz, gülmeliyiz...

Uyandığım günden beri, iki haftadır bu yatakta yatıyordum. Ve halam da bana çok iyi davranıyordu. Evet ilk başta ona pek güvenmedim normal olarak kimse tanımadığı birine güvenemez,ama sanırım buna mecburdum. Doktorunda dediği gibi her şeyi yavaş yavaş hatırlayacaktım, yani umarım. Her ne kadar ailemi  hatırlamıyor olsamda aklıma her geldiklerinde de içim ağlama hissi ile doluyordu. Halama iyi olduğumu sadece dizimde bir ağrı olduğunu söylesem de iyileştiğime tatmin olmadan bu hastaneden çıkamayacaktım sanırım.  Şu anda odada tek başıma duvarı izliyordum. Halam ve eşi yani eniştem çok iyi insanlardı,sürekli beni mutlu etmeye çalışıyorlar ama pek işe yaradığı söylenemezdi . Gülmek, konuşmak , ilaç içmek ,  yemek yemek hiç birini yapmak istemiyordum. Sadece uyumak sonsuza dek hemde.
Bir anda kapının açılması ile düşüncelerimden sıyrılırken gelenin halam olmasını anlamam uzun sürmemişti. Elinde bir tepsi yemek ile ne kadar zorlasa da hiç gerçekçi  durmayan , sadece beni üzmemek  için olduğunu düşündüğüm gülümsemesi ile yanıma geldi.

"Bugün daha iyi misin halacım?"

Kötüyüm be hala keşke bende o kazada ölseydim. Keşke sende benim gibi biriyle uğraşacağına , benim yüzümden acılarını içinde tutmadan yasayabilseydin , kötüyüm...
Diyemedim tabiki o kadar acımasız değilim. Sadece

"iyiyim teşekkürler"

diyebildim.  Daha sonra somurtarak yemeklere baktım. Sıkıldığımı anlamış olmalı ki

"Asel bak sana iyi bir haberim var doktor bey seni son kez muayene ettikten sonra eğer bir sorun yoksa , eve gidebileceğimizi söyledi.  "

Bu sanırım şu sıralar duyduğum en iyi haber olabilir di . Hafif tebessüm ederek

"sevindim ne zaman  çıkıyoruz? "

diye sordum.

"Iııı sanırım sen şu yemeği yedikten ve doktor tedavi ettikten sonra."

bir yemeğe bir ona baktıktan sonra , kaşığı alıp  yemeye çalıştım çünkü pek bir şey yediğim söylenemezdi  şu sıralar. Doktor gelip tedavimi yapıp , durumum gayet iyiye gittiğini ve eve gidebileceğimizi söylemesi üzerine neredeyse bir saat geçmiş ve biz daha doğrusu halam eşyalarımı toplamıştı. Ve şu an arabada eve doğru gidiyorduk. Yollar , her şey bana o kadar uzaktı ki , gözlerim dolmaya başlamıştı. Zaten bu sırlar çok fazla ağlama krizleri geçiriyordum. Halamı da bu yüzden üzdüğümün  farkındayım ama benim elimde olan bir şey değildi. Onlara belli etmeden gözlerimi sildim ve yola doğru bakmaya başladım. Araba durduğunda eve geldiğimizi anladım. Evleri dışarıdan bakıldığında çok tatlı duruyordu. Pencerelerini kenarlarında rengarenk çiçekler vardı. O an acaba bu ilk defa gördüğümü sandığım eve daha önce kaç defa geldiğimi düşündüm. Evin içinde en az dışı kadar tatlıydı. Tabi bu tatlılığın sebebi halının ortasında arabaları ile oynayan kuzenim de olabilir. Hastanede bir iki kez görmüştüm ama dikkatlice bakma fırsatı bulamamıştım. Tıpkı enişteme benziyordu . Halam koltuğa oturmama yardımcı olduktan sonra

"Asel karnın aç mı , ben şimdi yemek yapacağım istediğin bir şey varmı ? İstediğini söyleyebilirsin "

  ben hayır anlamında başımı salladım. Ve yerde oturan ufaklığa bakmaya başladım. Adı neydi acaba , aslında halam daha önce söylemiş gibiydi ama hatırlayamıyordum.

  "Adı Doğukan ablası , Atakan abisininki ile uyumlu olsun diye koymuştuk "

ben acaba seslimi  düşündüm derken halamın  dediği kelimeyi yeni anlamıştım.  ATAKAN  o....o benim ölen kardeşimdi... Sanırım o da ne dediğini yeni anlamış olmalı ki

"Asel kusura bakma gerçekten ağzımdan çıktı , çok özür dilerim "

ağladığımı  halam göz yaşlarımı elleri ile silmeden öncesine kadar anlamamıştım.  Hiç tanımadığınız , görmediğiniz, hatırlamadığınız biri için ağladınız mı?

Halam da bana sarıldı  böyle ne kadar zamandır ağlıyorduk bilmiyorum . Kendimi toparladıktan sonra ayrıldım.

"Asel gerçekten çok özür dilerim "
aslında özür dilemesine  gerek yoktu istemeden yaptığı bir şeydi  ama sanırım o kendisini böyle daha iyi hissedecekti
"tamam hala sorun yok iyiyim ben"

ona ilk kez hala demiştim ve  mutluluktan gözlerinin içinin parladığına yemin edebilirim. Artık yeni bir ailem vardı, her ne kadar mutlu olmasam da yaşamak zorundaydım. Evet biliyorum çok zor ama hayata bir yerinden başlamalıydım. En azından beni çok seven bu insanlar için.

Akşam yemeğinden sonra halam ve eniştem dizimin daha çabuk iyileşmesi için özel bir destek almamı söylediler , her ne kadar  itiraz etsem de buna izin vermediler. Daha sonra halam istersem benimle beraber uyuyabicegimi söyledi ama ben buna gerek duymamıştım . Şimdi ise uyuyamıyordum . Acaba ailem nasıl insanlardı ,  halam üzülmeyeyim  diye tüm resimleri kaldırmıştı sanırım.    Birde eniştem en yakın zamanda okula yeniden başlamamı istiyordu . Ama ben sanırım okumak daha doğrusu  burada okumak istemiyordum . Tabiki halamlara bunu söyleyemezdim . Neyse bakalım hayatım bundan sonra ne kadar kötü gidecek gerçi bundan daha kötü gidebilir mi bilmiyorum ama hayırlısı ...
Sabah olduğunda halamın

"Asel hadi kalk kızım yemek hazır " diye seslenişi ile uyandım. Duvardaki saate baktığında 10.00 olduğunu görünce şaşırmıştım , normalde bu kadar geç kalmazdım. ' Normal hayatımı nereden biliyorsam.'  İnsan  beyni ne garip dimi hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ediyordum , en azından çabalıyordum . Zorlanarakda  olsa kalkıp banyoya gittim . Daha sonra aşağıdan gülüşme sesleri geldiğini duydum merdivenlerden  indiğimde , halamın Doğukan ile oynadığını ve onunda keyifle güldüğünü gördüğümde mutlu olmuştum. Eee peki bu gözlerimden akan yaşlar da neyin nesi offf , asla halam beni böyle görmemeliydi . Hemen banyoya geri gidip gözlerimi sildim. Bu arada halam üst kata çıkmış

"Asel kızım nerede kaldın hadi yumurta soğuyacak "

diye bağırıyordu.
"Banyodayım hala geliyorum" dedim . Bugün halamla okul mevzusunu konuşmak istiyordum .  Aşağı inip  kahvaltımızı  yaptık . Doğukan ilk defa bana abla demişti o kadar tatlı konuşuyordu ki , gidip yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutum . Kahvaltıdan sonra halam ne kadar yardım etmek istesem de izin vermedi ve evi toplamaya başladı. Gerçi izin versede şu halimle yapmam zordu ama nezaketen sormuştum işte.

Şimdi de oturup konuşuyorduk. Pardon susuyorduk. Sonra aklıma gelen soruları sormaya çalıştım çünkü  içimde birikip beni öldüren bu lanet şeylerden kurtulmalıydım . "Hala " nasıl diyeceğimi bilmiyordum."efendim Asel "aslında o ne  soracağımı biliyordu .

" O araba neden uçurumdan aşağı düştü "

Bir an öleceğim sandım sorusu bile bu kadar canımı acıtıyorken o an halime şükrettim. İyiki de o anları hatırlamıyorum yoksa kendimi bu kadar çabuk toplamam imkansız olurdu .

"Ben de bilmiyorum Asel ama sanırım , bundan öncede oradan aşağı düşen araçlar olmuş .Enişten öyle dedi."

Halam da zorlanıyordu  anlatırken ama sormak zorundaydım.

"Peki , mezarlarına götürür müsün beni?"

Bir anda ağlamaya başladım yine ,  halamda ağlıyordu bu sefer ,  onların artık olmadıklarını söylemek çok garipti , çok can yakıcıydı. Halam aklına bir şey gelmiş gibi bana baktı ama sanırım bu pek iyi değil di yüzünden anladığım kadarıyla .

"Asel şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı? Bak olaylar o kadar hızlı gerçekleşti  inan söyleyemedim. "

Neyi söyleyecekti ki?
Tamam der gibi başımı salladım

"Asel , o arabada ölenler sadece senin ailen değildi "

Bir kaç saniye ne dediğini anlamak için bekledim . O arabada ölen sadece benim ailem değildi , değildi ... Sadece  annem , babam yada kardeşim değil di ...

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin