13. Bölüm

95 14 3
                                    

Bazen kurduğumuz hayallerin süresi bir kelebeğin ömrü kadardır. Kelebekler öldü hayaller söndü ...

Sabah uyandığımız da hepimiz bir yerde Sürünüyorduk  . Görende gece 3. Dünya Savaşı çıktı sanacak . Yine Sibel ' i kaldırma görevi bana aitti . Hepimiz kalktıktan sonra , giysilerinizi giymeye başladık. Başak mavi kot pantolon , üstüne de beyaz yazıları olan bir tişört giydi . Sibel ise açık mavi kot şort üstüne de borda tişört giymişti. İkisi de çok güzel olmuşlardı. Ben hâlâ öyle duruyordum . Ne dışarı çıkmak ne yemek yemek ne de Eray ' ı görmek hiç birini istemiyordum . Sibel yatağımın başına oturup .

" Kralliçem  eğer büyük saraydan mektup bekliyorsanız biraz zor gelir , o yüzden kalk ve üstünü giy Asel " 

oda aslında neden böyle olduğumu biliyordu ama yine de şakaya vurmak istiyordu . Başak ' da yanımıza gelip

" Asel aklın hâlâ dünkü olayda mı ? Bak eğer öyleyse kimseye bir şey açıklamak zorunda değilsin , biliyorsun dimi ?"

İkisinin de ellerini tutup

" Evet biliyorum ama yine de içim de bir korku var . Yani şimdi herkes bana sorular soracak ve ben hiçbir şey demeden , duymamış gibi mi davranacağım ?"

Sibel biraz düşünüp

"Aslında haklısın ama neden sorulardan kaçasın ki ? Onlar neden gittiğini sorarsa sende midem bulandı, kendimi iyi hissetmiyorumdum dersin olur biter ."

  Yeminle bu kız da zeka var . Başak da bende bu fikri sevmiştik . Şimdi geriye kaldı tek sorun bundan sonra Eray ' a nasıl davranacaktım . En sonunda dayanamayıp

" Yaa kızlar sizce Eray neden öyle bir soru sordu ?
Yani o kadar soru varken , neden klâsik sevgilin varmı hiç aşık oldun mu falan yerine neden bu soru?"

İkisi de biraz düşündü bende bu arada kalkıp kıyafetlerimi seçtim . Siyah bir kot pantolon , üstüne siyah tişört ,ince gri hırkamı da giydikten sonra tamamdım . Bu arada Başak ' da bir fikir bulmuştu sanırım .

" Kanka bence şu yüzden o soruyu sordu , senin dediğin o klâsik sorular da zaten Eray ' ın sorusunun bir değişiği bence  birini seversen en kıymetlin olur birine aşık olursan  oda  , yani hepsi aynı kapıya çıkıyor güzelim ."

Aslında mantıklıydı yada beynim öyle olmasını istiyordu  bilmiyorum . En sonunda hepimiz hazırlanıp kulübeden çıkmıştık kızlar yol boyunca Eray ' a bakmamam gerektiğini söylediler . Sanki her saniye bakan o değilmiş gibi . Yemeklerimizi yedikten sonra İpek hoca

" Çocuklar yemekten bir saat sonra dağ gezisi yapılacak şimdi yemeğini bitiren yanına küçük bir çanta hazırlasın . Yolda yürürken suya veya başka bir şeye ihtiyacınız olabilir . " 

Dağ gezisi mi eğlenceli olabilir di ama hâlâ biraz da olsa dünün etkisi vardı üzerimde. Başak ve Sibel ' e baktığımda ise Sibel

" ne gezisi ya yatıp dinlenmek varken dağ taş yürüyecek miyiz gerçekten ? "

Artık eminim Sibel uyuyan güzelde ki cadının elmalarından yediği kesindi . Başak ' da benimle aynı fikirdeydi  

"Sibel senin uykudan başka bildiğin bir şey yok mu canım ? Uyuduğun zaman diliminde ülke için çalışsaydın şu anda kimse yoksuluk sınırında olmazdı emin ol ."

Sibel ikimize de göz devirip kulübeye girmişti. Bizde peşinden tabiki . İçeri girip yataklarımıza oturduk . Daha çok vaktimiz vardı bu yüzden hemen hazırlanmadık. Başak yatağına geçip

" bak gördün mü Asel kimse bir şey sormadı bence onlarda durumu  sağlık sorunu olarak düşündü  galiba" dedi.

Sibel ' de kafasını sallayarak
Başak ' ğın dediklerini onayladı .

" Umarım dediğin gibidir Başak "

demem ile kapanın çalması bir oldu . Kapıya en yakın yatak benim ki olduğu için ben kalktım kapıya bakmak için. Ama kapıyı açamam ile geri kapatmam bir oldu Sibel

" gelen kimdi Asel ve kapıyı neden kapattın?"

Diye sorduğunda sesizce

" kızlar kapıdakiler Eray ve Meriç"

dedim Sibel Başak' ğa dönüp

" Zaten ne zaman ağzından hayırlı bir şey çıktı ki " diye söylendi .

Başak Sibel ' i takmadan

" Siz bana laf yetiştirmeyi bırakın da kapıyı açın  hâlâ oradalar çünkü" dedi.

Başak haklıydı ayy bide aptal gibi yüzlerine kapattım . Neyse canım oldu bir kere diyerek kapıyı tekrar açtım hem belki de gitmişlerdir. Ama nerede ben de o şans . Eray ' ın  yüzüne bakmayıp sanki Meriç ile konuşuyor gibi

" kusura bakmayın yaa gerçekten Başak üstünü değiştiriyordu o yüzden kapatmak zorunda kaldım . Tekrardan hoş geldiniz. "

dedikten sonra ikisi de içeri girdi Sibel gülmemek için dudaklarını sıkarken Başak ' da sen bittin bakışları atıyordu . Meriç ve Eray benim yatağımın kenarına oturduğu için  bende Sibel ' in yanına gittim . Meriç sıcak bir gülümseme ile hoş geldik derken yanında ki odun  selam bile vermedi . Şaşırdık mi tabiki hayır . Meriç hızlıca konuya girip

" Asel biz aslında dün için geldik . Sen bir anda öyle kalkınca endişelendik senin adına , umarım bir sorun yoktur . " .

Bu kadar kibar bir çocuğun bu kadar kalas biriyle takılması gerçekten çok ilginçti . Bende Meriç gibi tebessüm ederek

" Yok hayır çok teşekürler. Sadece midem bulandı o kadar soğuktan midemi üşüttüm sanırım. Önemli değil yani. "

Meriç anladım der gibi kafasını salladı. Daha sonra da

" Peki o zaman bir sorun yoksa ve iyiysen biz gidelim gezide buluşuruz yine , kızlar siz de hoşçakalın ."

dedikten sonra kalktılar ben de peşlerine kapıyı kapatmak için gittim . Tam çıkacakları sırada Eray

" soğuk taşlara dikkat etsen iyi olur . Hastalanmanı istemeyiz ."

Dedi ve araksında binlerce soruyla bir kız bıraktı . Kısık bir sesle söylediği için bizimkiler  duymamışlardı onlara da dediğimde Sibel

" ne alaka ki tam çıkarken . Burada da söyleye bilir di " dedi .

Bence de öyleydi . Başak ise tabiki ki olaylara farklı bir bakış açısı yarattığı için

" yaa kızlar anlayınsana utanmış çocuk besbelli  bu yüzden çıkarken söyledi ." 

biz ikimizde yok daha bakışı atarken Başak kalkıp çantasını hazırlıyordu bile . Hepimiz çantamızı hazırlayıp kulübeden çıkmıştık . Herkes geldiğinde de hocalar en önde bizde arkalarında yürüyorduk . Az sonra Meriç ve Eray da yanımıza gelmişti . Meriç bizimle sohbet ederken Eray yol boyunca kulaklıkla müzik dinlemişdi . Bir tarafım acaba ne dinliyor diye merak ederken , diğer tarafım ne dinliyorsa dinliyor bizene canım diyordu . Böyle yarım saat yürüdükten sonra yolun geri kalanı iyice daralıp tek kişinin geçeceği bir yol olmuştu . Aşşağı taraf çok yüksek olmasa bile düşen birini yaralayacak kadar yüksekdi . Tek sıra halinde yürürken Meriç en önde onun arkasında Başak sonra ben benim arkamda Eray en sonda da Sibel vardı. Hadi ama bu sadece filmlerde ve romanlarda olur . Nasıl bir Dünya ' da yaşıyorum ben . Her neyse İpek hoca ve Yasin hoca dikkatli olmamız konusunda uyarılar yaparken yolun az ilerde genişlediğini duymak sevindirmişti . Bu zorlu yola rağmen aşşağıdaki manzara büyüleyiciydi .
Ben manzaraya bakarken son anda dengemi kaybetmem ve aşşağı düşecekken Eray ' ı tutmam bir oldu  .
Ama hiçbir işe yaramadı . Tam aksine onu da tutmam ikimizin de düşmesine yol açtı .  Az önce film mi demiştim aksiyon olanındaydım sanırım . Baş rol...

Hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Sizleri çookca seviyorum 💞💞
Oylamayı ve yorum yazmayı unutmayın ☺️☺️🌼

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin