28. Bölüm

46 10 8
                                    

Evet çok canımız yandı . Çok fazla yalan söyledik ama hiçbir zaman insanların kalplerini bilerek isteyerek kırmadık . Siz bizi anlarsınız sizde canınız yanarken , kalbiniz artık sadece kan pompalamaya yarayan bir organ olup sevmek , sevilmek ney unuttuğunda bile sırf insanlar üzülmesin diye gülümsemiştirsiniz . Şimdi bizde aynısını yapıyorduk , kendimize bile ...

Sabah olduğunda battaniyenin altında havasızlıktan boğulmak üzere uyandım çünkü nasıl olduysa battaniye tamamıyla benim üzerindeydi bir de yetmiyor gibi içine dolanmıştım . Kurtulmaya çalışırken yataktan aşağı düşmem bir oldu tabi düşerken attığım çığlığı saymıyorum bile . Benim sesime uyanan Başak

" Sadece bir gün Asel bir gün de sen yanımızdayken normal bir şekilde yaşayalım kanka ya . "

Bu isyanının bir çok halkı sebebi vardı tabi kendince . Neyse canım oralara şimdi girmeyelim . Ders çalışma masasının üzerine koyduğum telefonumu alarak saate baktım . 7.45 mi ha tamam , ney bir dakika dersin başlamasına 15 dakika vardı tabi ben bunları düşünürken koskoca bir dakika daha gitmişti .

" Kızlar kalkın hey ben kime diyorum ya valla yetişemeyeceğiz . "

" Ya Asel zaten gecenin bilmem kaçında uyuduk bırak da şimdi rahatça uyuyalım . "

Uyu tabi Başak uyu uyku önemli ama daha önemli olan yok yazılınca ailelere giden mesaj olsa gerek . Ben bir yandan onları kaldırmaya bir yandanda üstümü giymeye çalışıyordum . Başak en sonda kalkmıştı ama Sibel hanım sanki okul bizim ayağımıza gelecek gibi hâlâ mışıl mışıl uyuyordu . En sonunda ikimizde bunu böyle uyandıramayacağımızı anlamıştık . Başak bana göz kırpıp telefonunu eline aldı . Ne yapacaktı henüz anlamamıştım ?

" Alo Ege merhaba şey biz okula geç kaldık da bizi okula bırakabilir misin diye soracaktım . "

Biz buralarda boşa harcanıyoruz valla . İki saatir uyanmayan pamuk prenses yakışıklı prensin aranması üzerine kalkar . Hatta kalkmaklada kalmadı Başak ve beni öyle bir ittirip aramızdan doğruca banyoya gidip yüzünü yıkamaya başlamıştı bile . Biz tabi gülmekten yerlere serilirken oda en sonunda oyun olduğunu anlamıştı .

" Ya siz pisliksiniz ama ya öyle şaka mı olur Başak ya valla kalbime iniyordu."

Bir kaç yumruk darbesi vurduktan sonra oda üstünü giymişti . Saat ise neredeyse sekizdi Allah'tan Sibel araba kullanabiliyor yoksa koşarak bile yetişemezdik okula . Aşşağı indiğimizde Sibel ' in anlatıkları geldi aklıma eminim o buradan her geçişinde canı daha fazla yanıyordu . Araba garajinın önüne geldiğimizde araba harici her şey vardı .

"Hasi... Ben böyle işin "

Sibel sinirlenmekte haklıydı artık kesin geç kalmıştık .

" Kanka annen mi almış ? "

Başak aslında hepimizin bildiği soruyu sormuştu .

"Aynen . Bakayım hangi kulübün önünde bıraktı kendi arabasını . "

" Kızlar üzgünüm ama o zaman tek şansımız bir durağa gidip otobüs beklemek. "

Ben umutsuzca bu cümleyi kurarken Başak ' ın gözleri patlamıştı .

" Hayır Asel bence tek şans o değil sen Eray ' ı arayıp Ege ' yle bizi almalarını sağlayabilirsin . "

Yok daha devenin şeyi yani neyi yani  ya Pakize başlama ya konu o mu ama ya ya bakkalda valla kızım evet şimdi bana laf yetiştirmek yerine sessizce buradan kaç çünkü ikimizde senin Eray  ' ı arayamayacağını biliyoruz .
Yani ona tam öyle demeyelim sadece aramak istemiyorum o kadar .

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin