Falling.

673 41 16
                                    


[Okurken şarkı olarak, isterseniz medyadakini dinleyin, isterseniz hikayede geçen, Trevor Danielden Falling'i dinleyebilirsiniz..]
  
İyi okumalar.

-
-
-
-
-
-
-
-
-

Tavana bakıyordum öylece. Saatten haberim dahi yoktu. Dün, o olaydan sonra okulda ruh gibiydim. Okul çıkışı eve geldim. Kendimi yatağa attım. Şuan, hava aydınlıktı. Yani, gece boyu kıpırdamamıştım bile. Gökaylar, beni mi savunmuştu şimdi? Üstelik, bana iğrenir gibi baktıktan sonra? Anlayamıyordum.. Kuruyan boğazımı zorlayarak, yutkundum.

Pekala, ayağa kalkıp saate bakmalı ve hazırlanıp okula gitmeliydim. Yavaşça doğruldum. Bedenim zapt edilmez bir ağrı kuyusuna düşerken, ufak ufak esneme hareketleri yaptım. Bu, bedenimi biraz daha açarken, az da olsa rahatlamıştım. Saate baktım. Okula gitmek için henüz 1 saatim vardı. Duşa girebilirdim..

Banyoya girip, bir çırpıda soyundum ve kısa bir duş alıp, hızlı bir şekilde odama döndüm. Üstüme okul formamı giydim, ek olarak siyah bir sweat geçirdim. Kot ceketimi de giydikten sonra aşağı indim. Mutfakta yiyecek bir şeyler aranırken, annemle babamın notunu gördüm. Bugün nöbetlerinin olduğunu söylüyorlardı. Kağıdı çöpe atıp, ağzıma dolaptan bir tane zeytin atıp, sweatimin kapşonunu kapattım ve kulaklıklarımı takarak evden çıktım. Zeytin çekirdeğini, yanından geçtiğim çöp konteynerine attım.

Kulaklığımda çalan şarkıya anca odaklanabilmiştim. Sonunu yakaladığım için, somurtup ofladım ve geri alarak baştan dinlemeye başladım. Bu şarkı nedense tam olarak beni anlatıyor diyebilirdim. Ah.. Trevor adamım, bu şarkıyı benim için mi yazdın? Teşeklürler. Ehu.

He amına koyduğumun salağı, 40 yıllık kankan ya, sana yazdı bunu.

Yav, iç ses, siktir olup gidersin mi...?

Kendi kendime göz devirdim. Şarkıyı mırıldanmaya başladığımda, okul bahçesine giriyordum. Kulaklığımın tekini çıkarıp, okula ilerledim. Okul girişindeki Gökay ile göz göze geldiğimde, şarkıya ait "My last made me feel like I would never  try  again. But when I saw you, I felt something I never felt." sözleri dökülüyordu.

Gülümsedim. Sonuncum bana bir daha asla denemeyeceğimi hissettirdi. Ama seni gördüğümde, asla hissetmediğim bir şey hissettim. diyordu Trevor, duygularıma tercüman olurken..

Gökaydan gözlerimi alıp, yere diktim. Okuldan içeri girip, sınıfıma ilerledim. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Gerçek anlamda, beynim alınmış gibi hissediyordum.. Derin bir nefes verip, sınıfımdan içeri girdim.

Trevor kulağıma son olarak "Tear me up inside, and you break me down" derken, yutkunup sırama geçtim ve kulaklığımı çıkardım.

"Kankaların en kedisi!"

Ani ruh değişimi ile gözlerimi kısarak Berkaya döndüm.

"Kediler tırmalasın götünü Berkay! Kedi deme lan bana!"

Berkay yanıma oturup, kolunu omzuma attıktan sonra, dudaklarını büzmüş gözlerime bakmaya başlamıştı.

"üzüyon ama kanka. Desem ne olur?"

Göz devirdim.

"kediye benzer bir yanımı bul, demene izin vereceğim."

Berkay, parmağını şıklatıp, birden bağırdı.

"Tipin!! Kanka sen başlı başına bir kedisin. Kedilerin kraliçesi"

Derin bir nefes verdim ve tekrar göz devirdim. Umarım gözlerime bir şey olmazdı. Çünkü Berkayın yanında oldukça fazla göz deviriyordum..

Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin