Neden.?

650 42 20
                                    

Pekala, Bahadır kendine gel. Kendine gel. Kendine g-

"kanka ordan turşu versene"

Gözlerimi kısıp Berkaya baktım.

"mavişim bana da verir misin turşu?"

Kısık gözlerimi bu sefer Sıraç'a diktim.
İkisi de ellerindeki tavuk döneri tıkınırken, göz ucuyla bile bana bakmıyorlardı. Başımı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım.

"Allahım sırf gayim diye bana bunlarla ceza veriyorsan lütfen yalvarırım cezamı başka şekilde ver. Bunlar çok bana. O kadar da değil, değil mi? Ha?"

Somurtup, acı biber turşusuyla dolu kabı alıp önlerine koydum. İkisi karşıma geçmiş, yarım saattir tıkınıyorlardı. Öğle arasına girer girmez, okuldan çok uzak olmayan bu dönerciye sürüklenmiştim.

"Yiyin o turşuları da götünüzden alev çıksın emi? Ya, hayvan mısınız amına koyayım, 2.ci yarım bunlar. Resmen 1 ekmek yediniz. Nereye gidiyor bu suyun temeli?"

Bilmem kaçıncı kez söylenmiştim ve bilmem kaçıncı kez omuz silkmişlerdi bana bilmiyordum fakat sıkılmıştım.

"Sıçanı bilmem ama bende kas'a, zekaya, boyuma posuma gidiyor kanka."

Cümlesini bitirir bitirmez ağzına son lokmasını tıkıştıran Berkay'a baktım.

"Gidiyorum ben ya, dükkanı yiyin isterseniz. Umrumda değilsiniz"

Ayağa kalkıp göz devirdikten hemen sonra zar zor bitirdiğim yarım ekmeğin parasını masaya bırakıp kalktım. Kapşonumu kafama geçirip okula ilerlemeye başladım. Çok geçmeden de Berkay ile Sıraç yanımda bitmişlerdi. Gülerek başımı salladım. İflah olmazlardı.

-

Okula nihayet geldiğimizde, artık uğrak yerimiz olan çimlik alana gidip, ağacın altına attım kendimi. Öğle arasının bitmesine daha yarım saat vardı. Sıraç'tan yürüttüğüm sigarayı yakıp dudaklarım arasına aldım ve derin bir nefes çekerken gözlerimi kapattım.

Karanlıkta Gökayın silüeti bana gülümserken, hızla gözlerimi açtım. O günün üstünden 2 hafta geçmişti. Bu sırada Oğuz sürekli benimle uğraşmış durmuştu. Süveydayı takip bile etmiyordum. Bokunda boğulsa, güler geçerdim. Ayaz denen it herif de, beni her tek bulduğunda sıkıştırıp hem sözlü hem fiziksel tacizde bulunuyordu. Bundan Sıraçlara bahsetmemiştim. Sıraç'ın ne yapacağını kestiremiyordum. Berkay zaten birilerini dövmeye hazır haldeydi her saniye. Daha fazla olay istemiyordum. Sakin bir okul yılı olmasını istiyordum..

Gözlerimi açıp sigarayı atarken, Ayaz bahçeye girmişti. İstemsizce gözlerim onu bulurlen, ölmeyi unutmuş bir halde gelmesini beklemiyordum. Büyük bir şaşkınlık yaşarken, Gökayın yanıma oturup, kolunu omzuna atarken, şaşkınlığım daha da artmıştı.

"nasıl? Sanat eserimi beğendin mi?"

Sözleri ile birlikte gözlerim büyümüş, mümkünmüş gibi daha da artmıştı şaşkınlığım.

"siktir.. Ama neden?"

Gözlerimi Gökay'ın gözlerine diktim. Yüzünde, anlamlandıramadığım bir psikopat gülüşü vardı.

"haydi ama, seni her tek kaldığında taciz etmesi hoşuna mı gidiyordu? Kendinde misin sen? Yoksa hala hislerin mi var ona karşı?"

Yutkunup kaşlarımı çattım. Ne manaydı şimdi bu?

"Gökay... Neden dövdün..?"

"seni taciz ediyordu?"

Göz devirdim.

Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin