Ters Köşe

430 35 2
                                        

Bir dakika, bir dakika şimdi ne oluyordu öyle? Pekala.. Sakin ol Bahadır... Sakin..

Ne mi oldu? Şaşırtıcı bir şekilde, Gökay topluca denize gidelim diye bir teklif attı ortaya. Topludan kastı Sıraç, Gökay, ben, Berkay, Oğuz ve Sıla. Kabul ettik, haftasonu nasılsa diye. Geldik, eğleniyoruz. Her şey iyi hoş derken, ben denizde yüzerken ayağıma kıramp girdi. Bizimkiler de o sırada denizde yahut yakınımda olmadıkları için adını bile bilmediğim ama Türk olmadığından emin olduğum birisi beni kucaklayıp, bizimkilerin yanına getirdi.

Her şey de o anda başladı. Oğuz imalı imalı gülmüştü, Gökay çocuğa tepki göstere göstere beni çocuktan alıp şezlonga kendiyle birlikte oturtmuştu. Yani ben onun kucağında oturmuş oluyordum - ki kalp krizi geçirdim saniyede 10 kere falan -.

Sıla desen, 'ohaaa shipimmm' diyip bir sürü fotoğrafımızı çekmişti. Sıraç beni azarlarken, Berkay sessizce izliyordu olanları benim gibi. Ayağımdaki sorun geçince birlikte sahildeki kafelerden birine girip karnımızı doyurma kararı almıştık. Tamam, buraya kadar da en azından sıkıntı yoktu.

Fakat yine tanımadığımız ama yavşağın önde gideni olduğu 500 metre öteden belli olan bir yelloz, ayağı takılmış gibi yapıp Gökayın kucağına hop, oturmuştu. Gökay sadece kaşlarını kaldırmakla yetinmişti.

Şuanda ise hala kız Gökayın kucağında, Gökay da kızın ayağını kontrol ediyordu. Dişlerimi sıkıp, derin bir nefes alıp verdim.

"Görmeyeli ortopedi uzmanı mı oldunuz Gökay bey?"

Bizimkiler öksürüyormuş gibi yapıp gülerken, ben daha çok kaşlarımı çattım. Kız bana ne ayaksın der gibi bakınca sırıttım.

"Kucağına oturduğun çocuk gay. Boşa yalakalanıyorsun"

Oğuz gözlerini büyütüp bana 'iyi bok yedin gerizekalı' der gibi bakarken omuz silktim. Kız anında kalkıp alel acele bir şeyler söyleyip giderken, ufakça güldüm. Verdiğimiz siparişler de gelirken, asla ama asla Gökaya bakmıyordum. Yüzümdeki keyifli gülümsememle hamburgerimi kocaman ısırırken, gözlerimi kapatıp mmmladım.

"Çocuğun keyfi yerine geldi resmen, olum yavaş ye, boğulacaksın"

Berkaya karşı omuz silkerken gülerek ağzımdaki lokmamı yutup, tekrar bir ısırık aldım..

~~

"Sen benimle gelsene bir"

Kolumdan tutulup çekilmemle Sıraç ve Berkaya gözlerimi büyüterek baktım.

"Lan! Kurtarın beni, kardeşiniz ölecek, ağağağa!"

Sabahtan beri hem denizde, hem voleybol oynarken Gökaydan kaçtığım için, dinlenmek amaçlı şezlonglara yöneldiğimizde Gökay yakalamıştı beni. Sıla, Sıraç, Berkay ve Oğuz dörtlüsü bana gülerek el sallarken tepinmeye devam ettim.

" Hayinler! Kardeşiniz elden gidiyeaah! Gülüyorlar hala yaa"

Etraftakiler de bana gülmeye başlarken, dudaklarımı büzüp kaderime razı gelerek, Gökayın beni kayalıklara çekiştirmesine izin verdim. Kayalıklara kimse gelmiyorken beni, en büyük kayaya yasladığında kaşlarımı kaldırdım.

"Bak, sahil fantezisi gerçekten çok hoş olurdu ama şu an değil, hehehhe, haydi arkadaşlarımızın yanına dönelim Gökay, hı? Ehehehe"

Ne dediğimi bilmeden saçmalarken, Gökay kaşlarını kaldırarak sırıtmaya başlamıştı.

"Ha fantezi diyorsun?"

Gözlerimi büyüttüm.

"Yok canum, ne fantezisi, kim demiş? Aaaa çok ayıp demiş"

Kendi kendimi çukura iterken, hala saçmalamaya devam etmeyi asla ama asla kesmiyordum. Çünkü Bahadır Şekerci olmak...

"Bahadır. Neden böyle davranıyorsun?"

Sabahtan beri ilk defa gözlerine bakıp kaşlarımı kaldırdım.

"nasıl davranıyorum?"

"Sanki sana zarar verecekmişim gibi"

Kollarında tepinmeyi bırakıp ellerim omuzlarındayken gözlerine baktım.

"Yoo.. Ben sana gay dedim ya, Oğuz bana iyi bok yedin der gibi bakıncaç. Dedim herhalde sıçtım... Sıvama işlemine geçmeyeyim diye şeyettiydim.."

Gökay ufakça gülerken, hayranca onu ve gülüşünü izledim. Şerefsiz bebe... Çok güzel gülüyordu.. Gözlerimi kırpıştırıp dudaklarına bakmayı kestim. Aksi halde ya ben yanlış bir şey yapacaktım ya da o yanlış anlayacaktı..

" Öpmek istiyorum..."

"Ha!?"

Gözlerim istemsizce büyürken, eğer kolları arasında olmasaydım bir dengesizlik yapar düşerdim.

"boş versene."

Dudaklarımda hissettiğim dudaklara karşın gözlerimi mümkünmüş gibi daha çok büyütürken, kalbim dört nala koşmaya başlamıştı sanki. Şaşkınlıktan ona karşılık dahi veremezken, belimi sıkmasıyla ufak bir mırıltı bırakıp, karşılık vermeye başladım.

Gözlerim kapanırken, tüm bedenim uyuşmuş gibiydi ve şuan ne halt yediğimi bile idrak edemiyordum. Gökay... Neden hep ters köşe yapıyordu?

-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Medya: Sıla bakın bu kızı unutmayın, çok şey yapacak sldşsşfözöfl

Gecikme için çoooook özür dilerimm, umarım beğenirsiniz, sizleri seviyorum. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın~! Teşekkür ederim şimdiden ^-^

Beni SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin