1

6.6K 280 522
                                    

" Jin Hyung? Bu gece seninle yatabilir miyim?"

"Yah! Jk! Yoongi bu aralar çok sinirli. O yüzden ses yapmadığın sürece yatabirsin tabi"
"Yapmam, merak etme hyung"

Jungkook hızlıca odasına girdi ve yastığını aldı. Uzanarak Jin'in en sevdiği parfümü sıktı ve hızlıca Yoongi ve Jin'in birlikte kaldıkları odaya girdi.

Yoongi çoktan gelmiş, uyuyakalan Jin'in üzerini örtüyordu. Jungkook kaşlarının çatılmasına engel olamamıştı.

Yoongi onu fark edince "Senin ne işin var burada?" diye sordu.

Jungkook "Bu gece jin hyung ile yatacağım" dedi onu umursamadan yatağa ilerleyip boş kısmına uzanırken.

Yoongi ağzının içinden mırıldanarak "Koskoca adam oldun hala birine sarılmadan uyuyamıyorsun. Cidden çocuksun" dedi.

Jungkook sinirlenmişti. Uyuyan Jin'i rahatsız etmemek için hafifçe doğruldu ve sesini kontrol etmeye çalıştı.

"Birine sarılmadan değil hyung. Jin'e sarılmadan"

Yoongi'nin birşey demesine izin vermeden tekrar uzandı ve Jin'e sarıldı.
Suga sinirle çenesindeki kasları sıkarken neden bu kadar sinirlendiğinden emin olamıyordu.

Onları daha fazla görmeye katlanamayarak odadan çıktı ve çalışma odasına girerek kapıyı sertçe kapattı.

O sırada televizyon izleyen Taehyung ve Jimin bunun anlamını biliyordu. 'Sakın beni rahatsız etmeyin'

Jimin "Yine ne oldu acaba?" diye mırıldandı.

Tae "Yoongi hyung comeback yaklaştıkça sinirli olmaya devam ediyor. Onunla konuşmaya korkuyorum. Melekler Jin hyunga yardım etsin" diyerek cevap verdi.

Jungkook sarıldığı bedenin meleksi yüzünden gözlerini alamıyordu. Son zamanlarda ne değişmişti ki? Hep en sevdiği hyungu o olmuştu. Sadece daha öncesinde bu kadar sahiplenmemişti.

Dudaklarına baktı. Kalın dudakları cidden kadın erkek demeden tüm kore halkını etkisi altına alıyordu.
Hafif tombik yanakları tam ısırmalıktı.

Gözleri ise dünyanın bütün neşe ve mutluluğunu bir yerde toplamış gibiydi. Vücudundan bahsetmeye bile gerek yoktu. Geniş omuzları ona her zaman bir sığınak olmuştu. Bütün bunlar bir araya geldiğinde ise dünya çapında yakışıklı ortaya çıkıyordu.

Gülümsedi. Yakışıklı olduğunu söylerken bile kızaran kulakları aklına gelmişti.

Derin bir nefes çekti içine. Kokusu tüm ciğerlerine dolarken gözlerini kapadı ve uykuya teslim oldu.
.....

"Jk! Hadi kalk artık! Geç kalacağız!"
"5 dakika daha hyung"

"En azından beni bırak velet. Daha gençken seni engellemeliydim. Hiç-bir hyung kendisinden daha güçlü maknae sevmez"

Jungkook gözlerini açarak "Beni sevmiyor musun?" diye sordu.

Jin ciddi olduğunu anlayamadan ona baktı. Yakın yüzleri sanki hayatı buna bağlıymış gibi bakan gözleri...

"Saçmalama velet. Hadi bırak beni"
Istemeyerek kollarını çekti. Geri dönüş için prova vardı ve uzun saatler boyunca pratik odasında olacaklardı.
Bu yüzden yurtta aşırı bir tembellik havası vardı.

Kahvaltıya geçtiklerinde Jin tabaklara servis yaparken "Biriniz Yoongiyi çağırsın" dedi.

Hepsi aynı ağızdan itiraz ederken Namjoon "Kokuyu almış olmalı. Bırakalım kendi gelsin" demişti.

SO WHAT? #YoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin