Yoongi, hiçbir şey söylemeden oradan ayrılmıştı. Jin'in, gözlerindeki kırgınlıkları gördüğüne emindi.
Onunla artık dost veya arkadaş olamazdı.Yoongi her gece rüyasında onunla sevişirken sabah kalkıp yüzüne gülümseyemezdi. Dudaklarının nefis tadı hala aklındayken nasıl uzak duracaktı ondan?
İmkansızdı artık onun için. Yoongi, Jin'i istiyordu. Hayatının her anında yanında olmasını, dokunmasını, öpmesini, güzel sesiyle ona şarkılar söylemesini istiyordu. Sonuçlarının ağırlığını bile bile istiyordu.
Yoongi adım atmadan önce düşünürdü. Evin beyin takımlarından biriydi. Yoongi bu durumu çok düşünmüş ve içinde tartmıştı. Jinden vazgeçemezdi.
Ne kadar düşünürse düşünsün vardığı sonuç bu oluyordu her seferinde.Birşey söylemeden yanından ayrılmıştı çünkü kalbini kırmak istemiyordu. Üzülmesini de istemiyordu. Bu yüzden hızla ayrılmıştı yanından. Ne kadar kırılsa da kalbi Jin'in zamanı geldiğinde tek tek parçaları bir araya getireceğini biliyordu.
Gülümsedi. Sabredecekti. Kendisinin kabullenmesi bu kadar uzun sürmüşken Yoongi ondan hemen bir şeyler bekleyemezdi.
Içi rahat bir şekilde odasına gitti ve yatağına girdi.Jin ise bazı şeyleri açıklığa kavuşturduğu için mutluydu ama içinin rahatsız olmasına anlam veremiyordu. Yoongi onu anlardı sonuçta. Her zaman anlamış ve yardımcı olmuştu ona.
Sert duran karakterinin içindeki yumuşak kalbi bilen nadir kişilerden birisiydi Jin.
Onun için asıl zor olan kişi Jungkooktu. Duygularının basit bir hayranlık olduğunun farkında olsa da onu kırmadan nasıl vazgeçireceğini bilmiyordu.
Bulaşıkları yıkamaya devam ederken dışarıda çıkan fırtınayı dinledi.
Aklına eski günler dolarken ne zamandır bunun sürdüğünü merak etti.Biraz hayal kırıklığına uğramış hissediyordu kendisini. Jin yakışıklı birisi olduğunu biliyordu. Parlak yüzü her zaman birilerini hayran bırakırdı kendisine ama bunlardan birinin kendi üyeleri olacağını hiç düşünmemişti.
Onlara nasıl davranması gerektiğinden emin olamıyordu. Özellikle Jungkook'a! Onunla yatmak istediğinde veya sıkı sıkı sarıldığında aklına bile gelmemişti bu.
Bulaşık bittikten sonra mutfaktan çıktı. Odasına çıkmak istemiyordu. Uykusu da olmadığı için çalışmanın daha iyi olacağını düşündü.
Pratik odasına geçti ve yeni albümdeki şarkıları açarak ısınmaya başladı. Eğer dansa uzun bir süre ara verirse bedenini alıştırmak daha zor oluyordu. Bu yüzden dansı öğrenmek ve bedeninin hamlamasına izin vermemek için dans etmeliydi.Bileğini kontrol ettiğinde sorun yok gibiydi.
Aynadan gördüğü kendisi hoşuna gitmemişti. Mükemmeli severdi Jin. Bütün gece uğraşması da gerekse içine sinmeden bırakmayacaktı.
...
Hoseok şifreyi girip içeri girdiğinde kimseden ses gelmiyordu. Sabahın erken saati olduğu için herkes uyuyor olmalıydı.
Kapıyı kapatmak üzereyken içeri Jimin ve Taehyung girdi. Peşine ise Namjoon.
Hobie "Özlemişim sizi çocuklar" dedi gülerek.Taehyung "Evimi özledim ben" dedi ve el valizini kenara fırlatıp koltuğa attı kendini.
Jimin ise "Siz olmayınca çok sıkılıyorum ben" dedi Taehyung gibi kendisini koltuğa atarken.
Hepsi o kadar dayanamamıştı ki sabahın ilk arabalarıyla evlerine dönmüşlerdi.
Joon "Ben odamdayım" diyerek merdivenleri hızla çıktı.
Hobie çalışma odasının kapısını açtı ve içeri göz attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SO WHAT? #Yoonjin
Fanfiction#yoonjin Aynı gruptan iki kişi, aynı kişiye aşık olsa ne olurdu?