13

1.9K 160 181
                                    

Jin şokla açılmış gözlerini kontrol edemiyordu. Bunu yapmış olamazdı değil mi? Dudaklarını ezen dudaklar gerçekliğini hissettiriyordu.

Kafasını hızla yana çevirerek dudaklarını ayırdı.
Canının acımasını umursamadan dizine tekme geçirdi. Jungkook inleyerek yanına devrilirken altından hızla kaçtı.

Buna inanamıyordu! Jungkook! Ah! Delirmiş olmalıydı! Odadan hızla çıktı ve kapıyı kapattı. Merdivenlerden inen Yoongiyi gördüğünde olduğu yerde kalakaldı.
Içinde oluşmaya başlayan duygu neydi? Suçluluk mu?

"Bende sana bakmaya geliyordum. Bayağı geç oldu" dedi.
Jin yutkunarak sesinin düzgün çıkmasını diledi.

"Jungkook sorun çıkardı biraz. Yukarı çıkaramadım da. Menajerin odasına yatırdım"

Yoongi "Iyi yapmışsın. Hadi yatalım yüzün bembeyaz" dedi ve odaya geri gitti.

Jin derin bir nefes alarak mutfağa ilerledi ve su doldurdu kendine.
Elleri titriyordu. Bu nasıl bir cezaydı ki üçü de uçurumun kenarında dans ediyordu. Jin kimsenin aşağıya düşmesine izin veremezdi.

Bardağı öylece bıraktı ve titreyen adımlarla yukarıya çıktı.
Yoongi "Geldin mi?" diye mırıldandı uyku sersemi.

Jin "Evet. Uyu hadi" dedi ve üzerini değiştirip titreyerek yatağına girdi.
...
Ev halkı öğlene doğru baş ağrısıyla gözlerini açmışlardı.
Jin ve Yoongi onlardan yarım saat kadar önce kalkıp kahvaltı hazırlamıştı.
Sessizce onların gelmelerini bekliyorlardı.

Salona ilk inen Hoseok olmuştu.
"Ah! Başım çok kötü"

Yoongi ona akşamdan kalmalar için olan şişeyi attı. Hoseok minnetle ona baktı ve küçük şişeyi kafasına dikti.

"Bir daha bu kadar içmeme izin vermeyin" diyerek merdivenlerden inen Taehyung'a "Bu seferde ben yetişkinim kaldırabilirim diye bize kızıyorsun Tae" dedi Jin ona da bir şişe uzatırken.

Diğerleri de benzer şekilde aşağıya indiğinde geriye Jungkook kalmıştı bir tek.
Jin onun bir şey hatırlamaması için dua ediyordu. Eğer hatırlarsa... Bu gerçekten felaket olurdu.
Buna hazır değildi.

Joon "Gidip birisi Jungkook'u kaldırsın. Çok açım" dediğinde hemen itiraz etti.
"Kalkmaz o şimdi. Biz başlayalım. Kalkınca yer"

Yoongi'nin üzerindeki bakışlarını hissetse de bakmadı. Kahvaltıda birlikte olunması için herkesi tembihleyen kendisiydi sonuçta.

Herkes kahvaltıya başladığında Jin midesinin gerginlikle yemek kabul etmediğini kabullenmiş ve oyalanmaya başlamıştı.

Kimsenin başı gürültüyü kaldırmadığı için sessizlerdi.
Alt odanın kapısı açıldığında elleri titremeye başlamıştı Jin'in.

Göz göze geldiklerinde Jungkook'un bakışlarındaki keskinlik içini ürpertti.
Sertçe yutkundu ve elindeki çubukları masaya bıraktı.

"Uyandın mı Jk? Hadi gel. Çok geç kalmış sayılmazsın" diye seslendi Jimin gülümseyerek.

Jungkook kapının önünde öylece duruyor ve gözlerini bir saniye ayırmıyordu Jin'in gözlerinden.

"Hey? Ayılamadın mı hala?"
Hobie seslenmişti bu sefer ama yine bir tepki yoktu.

Jin hazır olmasa da kabullendi gerçeği. Hatırlıyordu. Gözlerindeki bu hayal kırıklığı ve acının başka bir sebebi olamazdı.

Sakin kalmaya çalışarak ayağa kalktı ve "Biraz konuşalım mı Jungkook?" diye sordu.

SO WHAT? #YoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin