Aybar süvarilerin de en az atlar kadar ürktüğünü görebiliyordu. Çoğu yayını kurmuş, hatta birkaç Huranlı bu koca ejdere nişan almışlardı. Kejdan Huranlıların çaresizliği karşısında içini çekti.
"Aybar Beyim, böyle bir ejdere ok fırlatmak en fazla...
Aybar'ın az çok tahmin edilen şeyleri söylemesi beklenirken hiç de beklenmeyen sözler duyulmuştu sofrada. Henüz yemeğini bitirmemiş olan beyler meraklanmış gibiydiler, açlıklarına rağmen önlerindekini yemeye devam edemediler.
"Yarın sabah gün doğarken Kraliçe Elvin Ak Şehir'i terk edecek. Emrindeki tüm kuvvetle buraya doğru gelecek. Kurtce Bey, süvariler senin emrinde olacak. Kraliçe Elvin'i sen karşılayacaksın."
Kurtce Bey buyruğu anlamamış gibi afallamış, öylece Aybar'a bakıyordu. Ancak Aybar Kurtce Beye aldırmadan devam etti.
"Mümkün olduğunca oklarla Kraliçenin önünü açın. Ancak kaleden çıkanlar yolu açamazsa atlarınızı sürmekten geri durmayın. Ayrıca Savga Beyle muhakkak irtibat kurun. Onun yardımıyla işimiz daha kolay olur."
Aybar Kurtce beyi afallamış haliyle bırakıp Tancar'a döndü.
"Tancar Bey sen yüz atlı ile sağ yanı, Mittan yönünü kollayacaksın. En iyi okçuları seç, çıkış yapacağımız bu yere yardım gelmesin. Gelecekse bile kolay gelmesin."
Aybar bu sefer de Yerkul Beye dönüp benzer buyrukları verdi.
"Sen de nehir yanını tutacaksın Yerkul Bey, bu hat sıkışmamalı, açık kalmalı."
Aybar Yerkul'dan sonra sofradaki tüm beylere döndü.
"Bu işi ne kadar hızlı yaparsak o kadar şansımız var. Zaman geçtikçe kuşatmayı yarmak zorlaşacak. En kötü durumda bile, her bir süvarinin canı pahasına Kraliçe Elvin'i buradan çıkaracağız. Şimdi biz sözü olan var mı?"
Sözü olan elbette vardı. Kurtce Bey daha Aybar susar susmaz hafifçe öksürmüş, boğazını temizlemek bahanesiyle söz almıştı.
"Buyrukların başımız üstüne Aybar Han'ım lakin bu düzen içerisinde sizin yeriniz nerededir, bize anlattığınız savaş düzeninde siz yoksunuz. Bir de, Kraliçe Elvin bizden haberdar mı ki bu sabah kuşatmayı yarmak için kaleden çıkacak?"
Aybar güldü. Sofradaki herkes Aybar'ın hoş gülümsemesinden hoşluk duymak yerine daha bir tedirgin oldu. Bir tek Kejdan hiçbir şey duymuyor, hissetmiyor gibi öylece önüne bakıyordu. Aybar'ın gülümsemesi sesine de taşmıştı.....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıymetli okuyucu, bir kaç bölümden oluşan -henüz net bölüm sayısı ortaya çıkmadı- Kırmızı Kitabın finalinin ilk kısmının yazımı bitti. Aslında Final bölümü bir bütün, sadece bir kaç değişik gözden anlatılacak. Hatta bir önceki "Gözden Çıkarılmış" bölümü de bu finalin bir parçası sayılabilir. Şimdi sizinle bu ilk kısımdan ufak bir kesit paylaşıyorum. Belki neler olacağıyla ilgili kafanızda fikirler oluşur. Bunları benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
