BÖLÜM 29
Ak Surlar/Kraliçe
Uzun gece sona ermek üzereydi. Doğu ufkundan yayılan, ve henüz yeterince güçlü olmayan solgun gün ışığıyla ağarmaya başlayan sabah, bir kuşatma gecesinin daha sonu demekti. Ak Surların önüne yığılmış insan kalabalığı geceleri durmaksızın saldırıyor, gün ışığından yoksun zamanları kaleyi savunanlar için adeta cehenneme çeviriyorlardı.
"Bizi yıldırmak istiyorlar."
Surlar yüksek ve sağlamdı. Kuşatma birlikleri henüz bu surlarda gedik açmak şöyle dursun, burçlara bile doğru düzgün tırmanamamıştı. Ketteza'nın mancınıkları sağlam duvarları dövmekten öteye gidemiyordu. Bin küsur yıl önceki büyük savaştan sonra onarılan hisarlar halen aşılmaz görünüyordu. Lakin bu durum aldatıcıydı. Doğu taraftaki Hattin savaşçıları ve müttefikleriyle kuzey ve batı yönleri tutmuş olan Mittan birlikleri durmaksızın saldırıyordu saldırmasına ama bu saldırılar kaleyi düşürmek için yüklenmekten çok sanki Altın hanımları yormak, bezdirmek için yapılıyordu. İç güdüleri Elvin'e "Henüz değil" diyordu.
"Bir şeyler bekliyorlar"
Bu bir bakıma göstermelik saldırıların arkasında bir plan olmalıydı. Ya da surların eninde sonunda düşeceğinden o kadar eminlerdi ki acele etmiyorlardı. Elvin ikinci ihtimalin olmasını diledi zira Ketteza, Nemril ve Korlan buna bel bağlamışlarsa Aybar Han'ın istediği kırk günü kırkla çarpacak kadar dayanabilirlerdi. Akşehir'in kilerleri yeterince erzakla doluydu ve Elvin'in kızları canları pahasına şehri korumaya hazırdı. Ancak Kraliçenin hisleri bu dileğin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söylüyordu. Belki Ketteza'nın kibri Elvin'i küçümsemesine sebep olabilirdi ama Korlan ezeli düşmanlarını hiçbir zaman hafife almayacaktı.
"Ne olduğunu öğrenmek için fazla beklemeyeceğim"
Elvin iki gün önce Kaptan Valan ve birkaç adamını surların dışına göndermişti. Tüm şehir kuşatma altında olsa da Valan hisarların nehre akan kısmından aşağı inmiş ve kimseye görünmeden kaleden çıkmayı başarmıştı.
"İki gün sonra geri dönerim Hanımım, nehrin altından, surlardan indiğim noktadan geri döneceğim, siz iki gün sonrasında beni tekrar kaleye almanın bir yolunu bulun yeter."
Elvin gerekli tertibatı almıştı. Saray mühendisi Elfil, Valan ve dört adamı için ayrı ayrı makara düzenekleri kurmuş, duvarlardan aşağı sarkıtılmak üzere halatlar hazır etmişti. Makaradan geçen halatlar surların içerisinde bekleyen dört yük beygirine bağlanmıştı. Valan ve adamları geldiğinde halatlar aşağı salınacak ve yük beygirleri hızlı bir şekilde adamları yukarı çekecekti. Elvin yularları saray ahırının seyisleri tarafından tutulan beygirleri görebiliyordu. Aşağıda bekleyen hayvanlar tüm diyarda bu işe en uygun olan safkan Sarin atlarıydı. Sarin ovalarında yetişen bu atlar muazzam boyutlarda olurlardı ve gerçekten çok güçlüydüler. Sarin Ülkesinde yük taşımacılığında, inşaatlarda ve güç gerektiren tüm işlerde kullanılan bu özel hayvanlar sakin tabiatlarıyla bilinirlerdi. Nitekim hayvanlar tabiatlarına uygun bir şekilde işe koşulmayı bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR MUHAFIZI-KIRMIZI
FantasiaAybar süvarilerin de en az atlar kadar ürktüğünü görebiliyordu. Çoğu yayını kurmuş, hatta birkaç Huranlı bu koca ejdere nişan almışlardı. Kejdan Huranlıların çaresizliği karşısında içini çekti. "Aybar Beyim, böyle bir ejdere ok fırlatmak en fazla...