Bölüm 9

425 252 73
                                    

 
  Serkan'ın böyle birden gitmesine anlam verememiştim.Gerçekten işi mi çıkmıştı?yoksa bu bir bahane miydi?
Galiba ben çok şüpheci bir insandım. Adamın işi çıktı ki gitti yani. Belki de o göğsüne kazıdığı harfi sormamam için de gitmiş olabilir.Her neyse kafamı böyle şeylerle meşgul etmenin bir anlamı yok.

Oturma odasında ki boşları alıp mutfağa doğru ilerledim.Mutfağı temizleyip hemen uyumak istiyordum.Gerçekten yorulmuştum.Birde yarın deneme süreci için beni arayacaklardı.O da ayrı bir stres ve heyecan yaratıyordu bende.Çalışmayı gerçekten çok özlemiştim ve yarın bu isteğimin gerçekleşmesi için ilk adımı atacaktım.

Mutfağı toparlarken gözüm karşı daireye çarptı.O dairenin boş olduğunu söylemelerine rağmen ben burdan bile orada bir silüet olduğunu görüyordum.Gözlerim beni yanıltıyor olamaz.Psikolojim de bozuk olmadığına göre orada birinin olması olasılığı yüksek.Mutfağın balkonuna doğru çıktım ve tüm dikkatimle karşı daireye bakmaya başladım. Ben dikkatle oraya bakarken silüetin titremesiyle öylece donakalmıştım. Gülüyor muydu o?Artık emindim orada kesinlikle birisi vardı. Ama neden sürekli bu tarafa doğru bakıyor.Bu konuyu araştırmam gerek.Serkan'a bu olaydan bahsetsem çok iyi olacak.En azından gündüz o daireye baksam içim biraz rahatlardı belki.Bilmiyorum tek yaşamanın verdiği bir tedirginlikte olabilir bu ama hissediyorum sanki.

Daha fazla beynimi meşgul etmeden bolkondan içeri girdim.Kapıyı kapatıp perdeyi de tamamen çektim.Bulaşıkları makinaya yerleştirdim ve ortalığı bir güzel temizledim.Vücudum yorlunluktan isyan bayrağını sallıyordu.Bunun iki katına alışık olmama rağmen.Sonunda işlerimi tam anlamıyla bitirip sevinçle yatak odama gidip kıyafetlerimi değiştim ve kendimi yatağa attım.Kar küremin ışığını gece lambası niyetine açıp uykuya daldım.

  Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtığımda alarmı kapatıp o yumuşacık yatağımdan ayrılmak zorunda kalmıştım.Bilerek erken saate alarm kurmuştum ki  Hamdi bey beni aradığında hazır olmuş olmam için.

Dolabıma yönelip kendime kıyafet seçip banyoya ilerledim.İşlerimi halledip üstümü çıkardım ve suyu ayarladım.Duşumu aldıktan sonra üstümü giyindim ve başıma havlumu geçirip mutfağa yöneldim.Kahvaltılıkları masaya dizip  meyve suyumu da aldıktan sonra kahvaltımı yapmaya başladım.Gözüm sürekli telefonumdaydı.Beni aramalarını bekliyordum ama hala ses seda çıkmadı.Kahvaltımı bitirip masayı topladıktan sonra kendime bir kahve yapıp oturma odasına geçtim ve televizyonu açtım.Beklemek anca böyle kolaylaşacaktı benim için.

Bir saat geçti,iki saat geçti hâlâ arayan olmadı.En son dayanamayıp ben aramaya karar verdim.Sehpanın üstünde duran, müdürün odasından aldığım kartı alıp numarayı yazmaya başladım.

Müdür:
-Alo.

Ben:
-Alo.Hamdi bey iyi günler.Ben Behice SOYLU.Dün görüşmeye gelmiştim hatırlarsanız.Aramanızı çok bekledim ama aramayınca ben aradım.

  Konuşmamdan sonra ses çıkmadı bir an telefon kapandı mı diye düşündüm ama telefona baktığımda açık olduğunu gördüm.O zaman neden cevap vermiyor bu adam.

Ben:
-Hamdi bey beni duyuyor musunuz?

Müdür:
-Iımm!Evet duyuyorum.Şöyle belirtmeliyim ki Behice hanım biz siz gittikten sonra sizden daha tecrübeli birini işe aldık.

Ben:
-Nasıl olur böyle bir şey hani sizin bir hafta deneme süreciniz vardı. Denemeden nasıl işe aldınız peki?

gerçekten çok sinirlenmiştim.Adam resmen beni kandırmıştı birde beni sabahtan beri aramasını bekliyordum.

Müdür:
-Evet ama işe aldığımız kişi yeterince tanınmış ve çok tecrübeli birisi.Size iyi günler diliyorum.

diyerek pat diye telefonu yüzüme kapatmıştı.Bu ne saçmalık böyle  madem tanınmış kişiydi de bu zamana kadar neredeydi. Moralim çok bozulmuştu.Serkan oraların çok da iyi bir yer olmadığını söylerken tam olarak neyi kast etti bilmiyorum ama şu an bende onunla aynı fikirde oldum.İnsanları böyle kandırmaya hakları yoktu.

ABİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin