Bölüm 20

326 192 25
                                    

 

Arkama dönmeye cesaret edemiyordum. O kadar çok sevinmiştim ki bu gece vakti hiçbir şey düşünmeden kaçmaya kalkışmıştım ama şimdi yaptığım hatayı farkına varıp pişman olmuştum. Başımı çevirip yan tarafımda yerde boylu boyunca yatan adama baştan aşağı baktığımda bacağından vurulmuş olduğunu gördüm. Arkadan adım sesleri geliyordu. Ne yapsam diye düşünürken yerdeki adamın bana seslendiğini işittim. Canı acıdığı için inleyerek konuşuyordu.

Adam:
-Abla yaklaş sana bir şey söylemem gerek.

Yere çömelip adama doğru yaklaştım. Kaçma ihtimalimiz var mı diye de düşünüyordum. Bacağından vurulmuştu ve arkadan birileri bize doğru geliyordu. Dönüp bakmaya cesaretim yoktu. Aklımda sadece adamı yerden kaldırıp burdan, başarabilirsek, kaçmaktı. Kolundan tutup onu kaldırmaya çalışırken beni engelledi ve kısık sesle konuştu.

Adam:
-Abla boşuna uğraşma bu yolun sonu,bu saatten sonra kaçmayı başaramayız.  Sen sadece çaktırmadan elimdeki telefonu al. Serkan abimle buradan haberleşirsiniz.

  Avucunda sıkı sıkıya tuttuğu tuşlu telefonu çaktırmadan almak için arkama dönüp kimlerin bize doğru yaklaştığına baktım. Gecenin karanlığı bile onun karanlığının yanında sönük kalıyordu. Gözlerindeki siniri buradan bile görebiliyordum. Ellerini yumruk yapmış bir şekilde bize doğru yaklaşıyordu hemde gözlerini bir saniye bile benim üzerimden ayırmadan. O yaklaştıkça elim ayağım bir birine dolaşıyordu.

Adam:
-Hadi abla al artık şu telefonu elimden. Çabuk ol.

Yere doğru çömelmişken,ayağım burkulmuş gibi yapıp kendimi yere attım ve hızlıca adamın elindeki telefonu alıp pantolonuma sıkıştırdım. Ben kalkmak için elimi yere bastırmışken arkadan kollarımdan tutulup ayağı kaldırıldım. Kalbimin sesini işitebiliyordum. Beni hızlıca kendine çevirdiğinde başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Çok sinirliydi derin nefes alıp veriyordu ama bir yandan da psikopat bir gülüş atıyordu. Korktuğum karanlık bu adamın ta kendisiydi. Sert bir şekilde yutkundum. Ters bir hareket yapmak istemiyordum.

Kollarımı tutan ellerini itmeye çalıştım ama sadece çalışmakla yetinmiştim. İki kolumu sıkarak beni sert bir şekilde kendine çekti ve sarsmaya başladı. Hissettiğim acıyla ağzımdan iniltiler kaçıyordu. Sert sesini duymamla kas katı kesilmiştim. El ve mimik hareketleriyle her şeyi bana tane tane anlatmaya başladı.

Kenan:
-Senin zeki bir kız olduğunu düşünmüştüm. Oysaki sen aptal bir küçük kız çocuğuymuşsun. Akıllı olmazsan Serkan'ı gözlerinin önünde öldüreceğimi söylemiştim. O şimdilik elimden kaçtı diye ona giden yolları affedeceğim anlamına gelmiyor öyle değil mi? Bende zaten aramızda dolaşan köstebeği arıyordum ama sen bahçede koruma bırakmayacağımı düşünecek kadar safmışsın meğer. Yoksa kiminle kaçacağını nasıl öğrenebilirdim ki ve bana ihanet edenlerin sonu hep aynıdır. Bu hiç değişmeyecek.

deyip beni dönderdi ve dizlerinin üzerine oturttukları adamı gözlerimin önünde alnının ortasından vurdu. Ben korkudan çığlık atıp ağlamaya başlamıştım. Gözlerim yere devrilen adamı görünce ağlamam daha da şiddetlenmişti. Ben karanlıktan korkan bir kızdım ama şimdi karanlığın içine haps olmuş gibi hissediyordum.

Kenan:
-Umarım bu sana ders olmuştur küçük kız.

Küçük kız evet bu kelimesinden bile anlamalıydım. Beni kaçıran kişinin o olduğunu. Evime bırakılan notta ve telefonuma gelen mesajda hep Küçük kız yazıyordu. Restorana geldiğinde bile bana böyle hitap etmişti. Tek tek aklıma gelenleri düşünüp dururken beni arabasına doğru sürüklemeye başladı. Onunla gitmek istemiyordum tehlikeli bir adam o. Serkan'a bir an önce ulaşıp bu adamdan çok uzaklara gitmek istiyordum.

ABİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin