Bölüm 7

393 251 40
                                    


Restaurant çıkışı biraz gezmek benim için iyi olacaktı.Hem benim için yeni olan bu şehri tanımış olacaktım hemde bu güzel havanın tadını çıkarmış olacaktım.Hava tam benim sevdiğim gibi güneşliydi ve bu bana huzur veriyordu.Yağmur'lu havaları oldum olası pek sevemedim zaten.Yağmur yağdığı zaman içime hep bir kasvet çöker ve korkardım. Tabi bunda yengemin payı da çok büyük.Küçükken odadan çıkıp da onları rahatsız etmemem için sürekli gök gürültüsüyle ve havanın kararmasıyla beni korkutur üstüne değişik sesler yaparak odamdan dışarı çıkmamamı sağlardı.Tabi küçükken insanın psikolojisini etkileyen şeyler öyle kolay geçmiyor ve iz bırakıyor.Bu
da benim bir nevi yalnızlığımın korkusu aslında korktuğumda sığınacak kimsemin olmamasının korkusu.

Bunun hissi anlatılacak gibi de değil.
Hep düşünürdüm annem ve babam beni bırakıp gittiler ama bana aile gibi olacak bir arkadaşım olur mu diye ama kuzenim Şeyma sağ olsun küçükken mahalledeki bütün yaşıtlarımızı bana karşı doldurur bana yaklaşmalarına izin vermezdi.O günden sonra zaten ben kimsenin bana yaklaşmasına izin vermedim.Bu yüzden yalnızlığa alıştım,kimseye muhtaç kalmamaya,kendi ayaklarımın üstünde durmaya.Bunlar benim için olumlu yönleri oldu aslında.Her şeyi yapacak gücü bu sayede kendimde buluyorum.

Acaba yengem ve amcam şu an beni arıyorlar mıdır?çok merak ediyorum.
ne yapıyorlar,ne düşünüyorlar ne haldeler.Ne halde oldukları çokta umrumda olduğu söylenemez ama beni rahat bırakmaları tek temennim olur.Mutlu olmak herkes gibi benim de hakkım.

Bu düşüncelerle yürümeye devam ederken daha önce kaçmadığıma pişman oldum.Özgür hissetmek mükemmel bir duygu.Hep dizilerde ya da programlar da Kız Kulesi'ni anlatmaları benim de oraya gitme isteğimi uyandırıyordu ve şimdi benim istikametim o yöne doğru.Geze geze oraya kadar gidip en azından bir fotoğrafımı çekip gelmeyi planlıyordum.

O kadar kalabalıktı ki adım atmak bile zorlaşıyordu.Sonunda yürüye yürüye sahile kadar varmıştım ama varana kadar sürekli arkamda birinin varlığını hissediyordum.Çok kalabalık olduğu için bu ilk başta normal gelmişti ama aynı istikamette olması garip şeyler düşündürüyordu.Hırsız ya da sapık her şey olabilirdi.Böyle durumlarda sakin kalmasını ve kendimi korumayı biliyorum aslında ama şu güzel atmosferimin bozulmasını hiç istemiyordum.
Havanın güneşli olmasının etkisiyle arkamdan gelen kişinin gölgesini görebiliyordum ve her baktığımda aynı kişi olduğunu fark ettim.Birden durup arkamı döndüğümde arkamda kimseyi göremedim.Bu durum benim şaşırmama neden oldu.Halbuki gölgesini görmüştüm şimdi yere baktığımda gölgesi de yoktu.Artık paranoyak olduğumu düşünmeye başlayacaktım.

Kenarda bir simitçi gördüğümde hemen o tarafa doğru yürüdüm.

Ben:
-İki tane verir misiniz?

İki taneyi bana uzattığında;

Ben:
-Ne kadar?

Simitçi:
-10 tl abla

Ben:
-Yuh!10 tl nedir ya? Simit abi bu simit dikkatini çekerim.Altına şekil verip mi satıyorsun sanki.

Simitçi:
-Ne yapayım ablacım her yerde fiyat bu sen yeni geldin heralde bu kadar şaşırdığına göre.

Ben:
-Yeni geldim de açıkçası hiç hoş görmedim.İki simide 10 tl vermem sana söyliyim şimdiden.Ya indirim yaparsın ya da almam.

Simitçi:
-Abla Allah aşkına simit için pazarlık mı yapacaksın ya.

Ben:
-Yaparım ben, bu kadar pahalı olmasaydı. İkisini 6 tl ye alırım.

Simitçi:
-Ne yaptın abla ya benim kârım ne olacak.

Ben:
-Sen kârını fazladan alıyorsun zaten hem 6 tl bile fazla ama hadi neyse.Veriyor musun yoksa az ilerideki simitçiden mi alayım?

Simitçi:
-Off!Lanet olsun al ya al.

Zaferimin bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak ağzım kulaklarıma varmışken simitçi iki simidimi pakete koymuş bana uzatıyordu.Simitleri ondan almışken;

Ben:
-Teşekkür ederim.Allah bereket versin.

Simitçi:
-Her müşteri senin gibi çıkarsa işim zor abla.

Ben bu dediğine kahkahayı basarken oda benimle gülüyordu.Onunki daha çok kaybetmişliğin verdiği yenilgi gülüşü gibiydi aslında.

Ben:
-Kolay gelsin abi bundan sonra daimi müşterinim benden kurtulamazsın haberin olsun.

Simitçi:
-Zarara uğratacam seni desene.Artık yapacak bişe yok abla kaderime razı olacağım bende.Ama sen yinede fazla simit yeme bence çok zararlı.

adamın dedikleriyle gülmekten karnıma ağrılar girmişti.Resmen pazarlık yapıyorum diye simidin zararlı olduğunu söylüyordu.Gülmelerim sonunda durduğunda adama bir baş selamı verip sahile doğru yaklaştım.İnsanlar karşıya geçmek için vapura biniyorlardı.Buraları biraz daha tanıdıktan sonra bende vapura binip karşıya geçmek ve buraya gece vakti gelmek istiyordum.Artık onları da biraz zaman geçtikten sonra yapardım umarım.

Sahilin kenarlarına dizilen minderlere oturup simidimden hem bir parça yiyip hemde martılara atıyordum.Hava sıcak olduğu için minderlere oturan fazla kişi yoktu ama benim için sorun değildi.Zaten geldiğim şehir burdan kat ve kat daha sıcak olduğu için bu hava bana bahar havasını andırmıştı.Tam Kız Kulesi'nin karşısına oturmuştum ve simidim bitene kadar öylece etrafı seyretmiştim.Daha sonra telefonumu çıkardım.Kız Kulesi'nin o muzzam görüntüsünü,martıların oluşturduğu şekilleri çekmeye başladım.Çok iyi fotoğraf çekme özelliğim vardı.Çektiğim resimlerde birer kartpostal gibi çıkmıştı.Eğer aşçı olmasaydım kesinlikle fotoğrafçı olurdum.Sanatsal işleri yapmak her zaman daha keyif verirdi bana.

Buraya kadar gelip de kendimi çekmemek aptallık olurdu.Bende selfie yapmak için telefonun kadrajına kendimi aldım.Aldım almasına da kadrajda bir tek kendimi göremedim.Benim arkamda poz veren bir adet de Serkan vardı.Şaşkınlıkla arkamı dönerken gülerek bana bakıyordu.

Ben:
-Senin ne işin var burda.

Serkan:
-Ne o beni gördüğüne sevinmemiş gibisin.

Ben:
-Yok ondan değil birden görünce şaşırdım.

Serkan:
-Evet buralarda biraz işlerim vardı o yüzden gelmiştim.Seni de burda otururken görünce yanına gelmek istedim.

-Eee nasıl geçti iş görüşmelerin?

Ben:
-Aslında sadece bir yere müracaat ettim.İçimden bir his olcağını söylüyor o yüzden diğerlerine bakmadım.Hem işletmenin müdürü bir hafta deneme süreci olduğunu söyledi.Eğer bu bir hafta içinde kendimi gösterebilirsem işi alacağıma inanıyorum.

Serkan:
-Ben işi senin alacağına inanıyorum.Hem bence senden daha iyisini bulamazlar.

diyip göz attı.Bu hareketiyle gerçekten aşırı seksi gelmişti gözüme.Yakışıklıydı ama benim için sadece bu kadardı.Daha fazlası değildi.

Ben:
-Teşekkür ederim biliyorum.

dediğimde kahkahayı bastı.Biraz kendimi övmekten zarar gelmez sonuçta.

Serkan:
-Özgüven tavan desene

Ben:
-Tabiki her zaman.

elimle de saçlarımı savurup havalı bir hâl almaya çalıştım.Oda umutsuz vakaymışım gibi başını iki yana salladı.

Ben:
-Bu arada hediyelerin ve kar küresi için çok teşekkür ederim.Çok güzeller bayıldım ama ben bunun altında kalmam.Seni bir akşam yemeğine davet ediyorum.

Serkan:
-Vay canına!Çok iyi bir teklif zaten bende acıkmıştım.Şefin ellerinden yemek de ayrı bir gurur benim için.

Ben:
-Madem öyle hadi biraz alış-verişe çıkalım.

dedikten sonra oturduğumuz yerden kalkıp Serkan'ın arabasına doğru yol aldık.Benim için de iyi olmuştu hem Serkan'a teşekkürümü etmiş olacaktım hemde dolmuşa binmekle uğraşmayacaktım.

ABİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin