Bölüm 27

39 13 14
                                    

Serkan'ı arayıp Kenan ile birlikte alışverişe çıkacağımızın haberini vermiştim. Nereye gideceğimizi bilmediğim için sadece dışarı çıkacağımızı söylemiştim ona. Bizim nerede olduğumuzu öğrenir mi bilemem ama eğer bizi bulursa hem onu biraz da olsa görme fırsatım olurdu hem de bugün yaşadıklarımı, Kenan'ın Asel denen o kıza olan zââfını ona anlatabilirdim.

Haber vermiştim vermesine ama o saatten beri ne giyeceğimi düşünüyordum. Bavulun içindeki kıyafetlerden birini giysem ne ile karşılaşacağım hiç belli olmazdı. Dengesiz ruh hastası bir adamın evindeydim sonuçta ama elimde de başka bir seçeneğim yoktu maalesef. Eğer bir laf söylemeye kalkarsa da Memduh Bey'in desteği ile de onu alt edebileceğimi düşünerekten kendime bavulun içindeki en güzel kıyafeti seçmeye başladım.

Elime geçen çok tatlı bir elbise ile gülümsedim. Diğer kıyafetler gibi çok renkli de değildi üstelik. Askılı düz bir siyah elbiseydi fakat bütün kıyafetlerde olduğu gibi bununda alt kısmında şerit şeklinde yine siyahın dışında renkleri vardı. Daha fazla oyalanmadan üzerimdeki kıyafetleri çıkartarak elbiseyi giyindim. Malum beyaz ayakkabılarım da ayağımdayken saçlarımı da açarak elbiseme uygun bir hava yarattım. Bu kıyafet ile makyaj da çok iyi giderdi ama maalesef elimde yoktu, olmaması da bir yandan güzeldi aslında Kenan'ın canını sıkacak oldukça fazla bahanemin olması gerekiyordu.

Bu odada oldukça çok vakit geçirdiğimi düşünerek hızlıca aşağı inmek için adımlamaya başladım. Odanın kapısını açtığımda ise küçük dilimi yutmak üzereydim. Çünkü karşımda bir adet odasından çıkan ve podyumda yürümeye hazırlanan Kenan duruyordu. Ben baştan aşağı hayretler içinde onu süzerken o ise her zamanki gibi sinirli bakışlarını bana atmak ile meşguldü. Siyah adam siyahlara bürünmüştü ama yinede bu haliyle bile oldukça yakışıklıydı. Ben onu süzmeye devam ederken sert sesini duymam ile kendime gelmiştim.

Kenan:
-Kızım sen akıllanmaz mısın? O kıyafetlere dokunmaman gerektiğini anlayamadın mı daha?

Duyduğum kelimelerden sonra sinirle ve bıkkınlıkla bende ona karşı konuşmaya başladım.

Ben:
-Ben akıllanırım da sen biraz kıt mısın? Pardon ama biz nereye gidiyoruz. Kıyafet almaya değil mi? Bu demek oluyor ki kıyafetim yok.

İki elimi de yanlara doğru açarak alaycı bir şekilde bakışımı da attım ve onun şu anda ne halde olduğunu umursamadan aşağı inmek için merdivene doğru yöneldim. Arkamdan homurdanmasını oldukça net duyabiliyordum.

Kenan:
-Lâ Havle Lâ Havle. Benim gibi bir adama bu kız kesinlikle imtihan olmalı. Başka açıklaması olamaz.

Ben merdivenden inerken arkamdan bana çarpmasıyla ufak çaplı bir çığlık atarak korkuluğa tutundum. Başımı arkaya doğru çevirip ona ters ters bakmaya başladım. Bir de haklıymış gibi beni azarlaması çileden çıkmama sebep oluyordu.

Kenan:
-Biraz hızlı olsana iki saattir senin keyfini bekliyorum zaten bir de mıy mıy hareket ediyorsun. Seri ol biraz.

Diyerek kolumu tutup itti. Sinirden kıpkırmızı kesildiğime emindim ama şimdilik fazla üstüne gitmemeyi tercih ettim.

Ben:
-Yavaş olsana be hayvan herif.

Onu sinir etmek için söylediğim sözlerden sonra saçımı onun olduğu tarafa doğru savurup hızlıca aşağı indim tabi ki Kenan Bey'imiz de benim peşimden indi, etrafıma bir göz gezdirdiğimde Memduh Bey'in ortalıkta olmadığını fark etmiştim. Gitmiş olmalıydı.

Kenan hızlı bir şekilde dışarı çıkınca bende koşar adım peşinde ilerlerdim. Adam tüm tedbirini almadan da çıkmıyordu. Serkan'ı bu durumda görmem çok zor gibiydi.

ABİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin