Bölüm 19

304 191 25
                                    

Yerdeki telefonuma hüzünlü bir şekilde bakış atarken, sinirden kan akışım da hızlanmıştı. Başımı yerden kaldırıp bahçeye doğru yürüyen adamın peşinden koştum. Yanına vardığımda davranışları yüzünden bacağına sert bir tekme attım. Attığım tekmenin ani olması nedeniyle sendeledi ve düşmemek için duvara tutundu.

Bu adamı karşımda bu şekilde görünce kahkaha atmamak için elimi ağzıma bastırıyordum fakat yinede bu çok zordu. Elimle ağzımı kapattığım için sadece garip garip sesler çıkarıyordum. Kendini düzeltip
birden arkasını dönünce, ne yapacağını kestiremediğim için bir, iki adım geriledim. Kaşlarını çatmış bana tip tip bakarken, ciddi olmaya çalışıyordum ama nafile bir çabaydı benimki çünkü dayanamayıp gülmeye başlamıştım.

Ben onun o komik haline gülerken, o sadece olduğu yerden beni seyrediyordu. Yüzünde hiçbir ifade barındırmıyordu ya da gözlerinde. Ne düşündüğünü anlayamıyordum. Onu fazla sinirlendirmemek için bende ciddi bir hâl almaya çalıştım ve kendimi savunmaya geçtim.

Ben:
-Sen ne diye telefonumu yere fırlatıyorsun?

Kollarını göğsünde birleştirip, kaşlarını kaldırdı. Bana tip tip bakarak hafif gülümsedi. O sıra benimle dalga geçeceğini anladım.

Kenan:
-Telefonunun rengini beğenmedim.

Bu adamın cevapları her seferinde beni böyle şoka uğratacak mıydı acaba? Ne kadar saçma bir bahaneydi söylediği. Bir yandan da deli gibi bir şey zaten, öyle bir ihtimali bu adam için normal görüyordum. Bende onun gibi kollarımı birleştirip, kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.

Ben:
-Senin beğenmemiş olman bir şeyi değiştirmiyor. Sonuçta o benim telefonum.

Kenan:
-Bundan sonraki hayatını hep burada geçireceğin için benim beğendiğim şeyleri kabulleneceksin. Anlaşıldı mı?

Sinirle iki elimi yumruk yapmıştım. Bu sözleri gözlerimden ateş çıkmasına sebep olmuştu adeta. Çok olmuştu bu öküz. Ona haddini bildirmek için üstüne doğru yürüdüm. Tam ağzımı açmaya niyetlenmiştim ki içeri bir koruma geldi ve kenanın bütün dikkati ona yöneldi.

Koruma:
-Abi bir konu var konuşmamız gereken o yüzden rahatsız ettim kusura bakma.

Kenan başını sallayıp konuşmasını işaret etti. Yüzüne bakınca yine ters bir haber olduğunu anlamıştım.
Kenan'ın üstüne saldırma fikirlerimi bir kenara bırakıp olduğum yerde onları dinlemeye başladım. Başımı çevirip korumanın konuşmasını beklerken adamın bana baktığını gördüm. Ona döndüğüm anda bir duraksama yaşadım. Sanki bu adamı daha önce bir yerde görmüş gibiyim ama nerde gördüğümü hatırlayamıyordum. Gözlerimi kısmış bir şekilde adamı baştan aşağı süzmeye başladım.

Oda bir bana bir de Kenan'a bakıp duruyordu. Ne yapacağını şaşırmış durumda gibiydi. Garip olan sesini de daha önceden duymuş gibiydim. Ben adamı nerden tanıdığımı hatırlamaya çalışırken o bana bakmayı kesip Kenan'a doğru döndü ve konuşmaya başladı.

Koruma:
-Abi Serkan elimizden kurtuldu maalesef.

Adamın bu sözüyle birlikte hem ben hem o öküz şoka uğramış bir şekilde birden ona doğru döndük. Serkan'ın bu adamın elinden kurtulmuş olmasına bir yandan seviniyorken,bir yandan da çok şaşırmıştım. Ne yapmıştıda kurtulmuştu. Üstelik tek başına, bu kadar korumayı nasıl atlatmıştı?

Kenan:
-Nasıl olur lan böyle bir şey?

Kenan'ın dişlerini sıkıp,gözlerinden ateş çıkararak sorduğu soru karşısında korkumun yanında merakla da cevabı bekliyordum. Adam suçluluk duygusuyla başını yere eğerek konuşmaya başlıyordu ki Kenan'ın başını benim olduğum tarafa çevirmesiyle bana bağırması bir oldu.

ABİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin