Bölüm 4

228 78 119
                                    

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?" Diye soran arkadaşıma döndüm.

"Engeli kaldırıp, mesaj atacak bana. Bak, görürsün."

"Ya atmazsa?" Güldüm.

"Atacak. Hem de özür dileyecek."

"Nereden biliyorsun?"

"Pekâlâ, Derya." Deyip sandalyemi düzeltip tamamen ona konsantre oldum.

"Bir keresinde onu yanlışlıkla sokak kedisi için yapılan su kabını döktüğünü gördüm."

"Yani?" Diyen arkadaşıma göz devirip elimle "sus" işareti yapıp tekrar konuşmaya başladım.

"Yani, o kabı ilk önce düzeltip yeni aldığı suyla doldurdu. Sonra da kediden özür dileyip onu sevdi."

"Ben anlamıyorum ya. Bu olayla sana tekrar mesaj atacağıyla alakası ne?" Ofladım.

"Alakası şu, zeki (!) arkadaşım. Bir kediden özür dileyecek kadar merhameti olan bir adam, papatya koktuğunu bilen bir kadından da özür dileyecektir."

"Vayy be." diyen arkadaşıma sadece güldüm ve elimdeki kahveyle oynadım bir süre. Emre'nin gelmesini bekliyordum.

"Sence dün eve gidebilmiş midir?" Derya'ya sordum. Kafasını sallayarak:

"Gitmiş."

"Nerden biliyorsun?" diye sordum.

"Anıl yanındaymış."

"Hmm, bunu nereden biliyorsun peki?" Dediğimde gözlerini kaçırdı ve eliyle saçlarının tutamlarını kulak arkasına sıkıştırdı.

"Biz konuşuyoruz."

"Flört yani?"

"Hı hı." Dediğinde kafasını kapıya doğru çevirip bana bakmam için işaret etti. Emre gelmişti. Papatya kokulum gelmişti. Canımın içi...

"Gidip konuşsan sana şans verir belki, ha?" Gözlerim hâlâ Emre'nin üzerindeyken bana baktı bir an ve göz göze geldik. Gözlerinde kayboldum...

"Onu az çok biliyorsun, Derya. Normal hesabımdan yazsam cevap bile vermez. O sadece papatya koktuğunu bildiğim için yazdı bana."

"Biliyorum, bilmesine de. Böyle de sever mi ki birini? Papatya koktuğunu bilmen seni sevmesi için yeterli mi?"

"Bilmiyorum, yeterli değil belki de. Ama yetmeli. Derya.."

Eğmiş olduğum kafamı kaldırıp Derya'ya baktım.

"Bir şey var, papatya ile ilgili bir anısı var bence onun."

"Bunu da nereden çıkardın?"

"Dün gece, bu kokuyu taşıyamadığını söyledi. Ama çok yakışıyor papatya kokusu ona. Sanki papatyalar açarken onun adını anmışlar, sanki sırf onun kokusu olmak için büyümüşler."

Kolumda bir el hissettim. Bu Derya'ya aitti. Yanındayım der gibiydi ama birşey demedi. Çünkü ne derse eksik kalacağını biliyordu.

"Selam." Yanımıza gelen Serdar denen çocuğa baktım. Bu çocuk geçen bana mesaj atan değil miydi ya?

"Efendim?" Yanımızdaki sandalyeyi çekip oturduğunda Derya'yla bakıştık.

"Şey, çok güzelsin."

"Efendim?" Bir kelimeye takılı kalmış ve yanımda duran elini saçlarıma atan yalaka çocuğa bakıyordum. Ellerini saçlarımdan itip konuştum.

"Gider misin yanımızdan?"

"Saçların çok güzel."

"Gider misin, dedik. Rahatsız oluyoruz." Derya da konuştuğunda çocuk derin nefes alıp tekrar konuştu.

"Pekala, bir soru soracağım sadece." Bana baktığında kaşlarımı kaldırıp onay verdim.

"Benimle çıkar mısın?"

"Ne?" Bu şaşırmışlığın verdiği cümle Derya'ya aitti. Böyle birşey beklemiyor, değildim.

"Hayır." Dedim uzatmadan. Derya ufak bir kahkaha attığında ona göz kırparak çarpık bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Bu durum Serdar denen çocuğu biraz moralini bozmuş olacak ki tekrar konuştu.

"Bence yakışıklıyım. Bir giderim var yani." Daha önce dikkatli bakmadığım çocuğa dönüp baktım. Gerçekten de yakışıklıymış. Ama hemen 2 masa arkasında oturan Emre'ye kayınca gözlerim, kalbim tekrar hızlanmaya başladı. Bu çocuğu buradan gönderip doya doya papatya kokuluma bakmak istiyordum.

"Senin giderin var ama benim götüresim yok." Diyerek göz kırptığımda Derya ve yan masamızdaki diğer sınıflardan olacaktı ki tanımadığım arkadaşlar birden "o"lamaya başladılar. Serdar bozulmuş bir ifadeyle yanımızdan kalktığında gözlerim tekrardan sürekli görmek istediği kişiye kitlendi. Eline telefonu almış, bir şeyler yazıyordu. Ona odaklandığım sıra telefonumdan bildirim sesi yankılandı.

emreatahanx_: Dün biraz fazla içmişim. Seni kırdıysam, özür dilerim. (09:34)

İşte bu yüzden seviyorum seni. Merhamet ve papatyanın yakıştığı adam, sana aşığım...

Papatya || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin