Papatya || Texting

Bölüm 21

Medya~ Anıl ve Derya ♥️

Sıralamada aynı gelmeleri... Ne kadar güzel bir tercih yaptığımın kanıtı hshshsj. Neysem hadi bölüme geçelim, yorumlarını eksik etmeyin please...

💙🌼

Emre'yle konuşmadan diğer çocukları bekledik. Esra gelip, Emre'nin yanına durduğunda bana selam bile verme zahmetinde bulunmadan sadece sahte bir gülümse ile geçiştirdi. Ha, umurumda mıydı? Hayır. Onu öldürmek istiyor muydum? Evet! Biz üçümüz Serdar'ı beklerken karşımızda bize doğru gelen kişilere şaşkındık. Bir o kadar da mutlu... Anıl ve Derya, el ele tutuşmuş bize doğru geliyorlardı. Derya beni görür görmez Anıl'ın elini bırakıp bana sarıldı. Ahh deli kız, seni çok seviyorum...

Hemen ardından Serdar'ın gelmesiyle birlikte yola koyulduk.

"Serdar niye geç kaldın sen ha?" Diye sordum. Üzgündü, normal hali gibi değildi.

Cevap vermedi.

"Baksana bi?" Yere eğik olan başını kaldırıp bana baktığında gözlerinin kızardığını gördüm. Ağlamış mıydı?

"Ağladın mı?"

Kafasını salladı.

"Ama... Neden?"

Yutkundu, elini omzuma koyup gitmemiz için ima etti. Ona karşılık başımı sallarken cevap vermemeyi tercih edip yürümeye devam ettik. Bir süre sonra sinema salonundayken film tercihi yapmaya çalışıyorduk. Çalışıyorduk, çünkü her kafadan bir ses çıkıyordu. Gözlerim afişlerde gezinirken, eski bir tarihte çıkan ve şu an tekrardan vizyona giren filme baktım. "Şeytanın Avukatı..." diye mırıldandığımda sadece Serdar duymuştu beni. Yanı başımda olduğu için...

"Biz Simay'la bu filme girmek istiyoruz." Serdar bana bir şey sormadan konuşunca şaşkınlıkla onu onayladım.

"Evet, güzele benziyor. Eski bir tarihte çıkmış ve şu anda ise yeniden yayınlanıyor olması, onu büyük bir eser oluşunun kanıtı, diye düşünüyorum ben." Hızlı bir şekilde konuşurken kendime inanamadım. Anıl ve Derya, ellerini tekrar buluşturduğunda bize onay verdiler. Geriye onay verecek Esra ve Emre kalmıştı.

"Olur, bana uyar." Emre de onaylayınca bütün gözler Esra'ya çevrilmişti.

"Olur ya, şeytan filmleri hoşuma gider, hadi gidelim!"

Bir anlık coşkuyla konuşurken, Derya kulağıma fısıldadı.

"İnsan hemcinsini sinemada görürse tabi sever lan."

Esra'ya şeytan dediğine mi güleyim, yoksa şu an Serdar'ın film afişine mal mal bakışına mı bilemedim. Herkes kendi biletini alıp sinema salonuna giriş yaptığında, benim bir yanımda Serdar, diğer yanımda Derya vardı. Derya'nın yanında da Anıl vardı. Esra ve Emre hemen ön koltuklarda oturuyordu.

"Bence şeytan Esra, avukatı da Emre. Sence?"

Serdar bana doğru eğilip bu sözleri söyleyince kendime engel olamadan kahkaha attığım için herkesin odak noktası ben olmuştum. Utanıp kafamı eğdiğimde önümden bir kıkırtı geldi. Kafamı kaldırıp baktığımda Emre'nin bana baktığını gördüm. Eliyle saçlarımı gösterip bişeyler demeye çalışıyordu. Ama anlamıyordum. Gel, işareti yaptığında ona doğru eğildim. Ve alnıma düşen perçemi arkaya doğru itip, düzeltti.

Film son derece heyecanlı ve bir o kadar da sürükleyici giderken önümde bir hareketlenme oluştu. Esra, Emre'nin elinin üzerine kendi elini koymuştu. Gözlerim dolduğunda Emre'nin hemen elini çekmesiyle gülümsedim. Emre, Esra'nın kulağına bir şeyler söyledikten sonra geri önüne döndü. Esra hızla kendini düzeltirken ellerini oradan çekti. Bu iyice hoşuma giderken, kendimi filme odakladım. Filmin uygunsuz sahnelerine denk gelince hızla kafamı eğdim. Serdar'a doğru baktığımda gözlerini bana çevirip gülmeye başladı. Manyak. Kafamı Derya'ya doğru çevirdiğimde ise, gözlerinin bir elle kapandığını görmemle iyice keyiflendim. Gözlerini kapatan Anıl'dan başka biri değildi. Derya, buna biraz sinirlenmiş olacak ki,