chapter 7 : childhood friends

904 169 49
                                    

Biz yakındık,
Ama tanıdığın insanlar tanımadığın insanlara dönüşebilirler

~•°•~•°••°•~•°•~

Arabanın içinde çalışan klima etrafı ısıtırken beni de mayıştırıyordu. Uyku bastırmıştı ve kapanmak isteyen göz kapaklarıma istediğini vermeyip onlara eziyet ediyordum. Parmaklarımla gözlerimi ovuşturup uykuyu kovmaya çalıştım. Karşımda oturan annem telefonunun ekranına bakarken dudakları yavaşça yukarı kıvrılmıştı. Neye güldüğünü umursamayıp başımı cama doğru çevirdim. Dışarda çiseleyen yağmurun damlaları arabanın camına vuruyor, gözlerim onların camdan aşağıya doğru kayışını izliyordu.

İçimde kocaman bir boşluk vardı. Hiçbir şey hissetmiyordum. Ne acı, ne heyecan, ne de korku. Şuan içinde bulunduğum siyah araba beni düğünümde giyeceğim gelinliğimi almaya götürüyordu. Acı çekmem gerekmesine rağmen hiç bir şey yoktu. Artık gerçekten yaşama isteğim benden tamamen alınmış gibi hissediyordum. Benden bunu alan belliydi zaten. Söyledikleri hala beynimde yankılanıyordu. 'Anlamsız ve gereksiz bir şeydi.'
Onun için tam anlamıyla buydum işte. Anlamsız ve gereksiz. Keşke aynı şeyleri onun için ben söyleyebilseydim. Onun düşünce ve hislerinin tam zıttıydı o, benim için. Anlamlı ve gerekliydi. Ama bunun bir önemi yoktu artık. O bana bir yabancıdan başka bir şey değildi. En çok acıtan şey buydu zaten. Birbirimizi en iyi tanıyan biz, ikimiz, birbirimize yabancı olmuştuk. Bunu o istemişti.

İçim daraldığında gözlerimi camdan ayırdım ve boynumu arkaya yaslayıp gözlerimi arabanın tavanına bir süre diktim ve sonra onları sımsıkı kapatıp derin bir nefes aldım. Aklımdan onu çıkarmalıydım. Başımı dikleştiririp yanımda duran çantamı alıp içinden telefonumu ve kulaklığımı çıkardım. Kulaklığın ucunu telefonun giriş yerine soktuktan sonra kulaklıkları kulağıma geçirdim. Telefonumun ekranını açarak çalma listemi açtım. Selena Gomez'in People You Know şarkısını açıp telefonumun ekranını kapattım. Başımı cama yaslayıp şarkının melodisini dinlemeye başladım.

Bugünlerde daha uzak olamazdık,
Peki, diğer tarafta olmak nasıl hissettiriyor?

Duyduğum sözlerle yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. O, olduğu tarafta oldukça mutluydu. Kendi isteyerek geçmişti oraya, beni arkasında bırakarak.Yanında sevdiği kadın vardı sonuçta, neden mutlu olmasın ki?

Seninle harcanmış birçok gece..
Onları hala tadabiliyorum, bundan nefret ediyorum.
Keşke onları geri getirebilseydim..

Aklıma gelen, birlikte geçirdiğimiz anlar burnumu sızlatırken, artık onlar, onun bana uzak olduğu kadar uzaktılar bana. Onları ne kadar geri istesemde, bir daha asla gelmeyeceklerdi.

Çünkü biz yakındık,
Ama tanıdığın insanlar, tanımadığın insanlara dönüşebilirler.

İkimizde olduğu gibi. Birbirimize yabancı olduğumuz gibi.

Ve en çok acıtan şey de,
Tanıdığın insanların tanımadığın insanlara dönüşebilmesidir.

Hayatımı birleştireceğimi düşündüğüm adamın, artık sokaktan geçen bir adam kadar bana uzak olması, evet.. en çok acıtan şeydi.
Ve ben onu gerçekten tanıyamıyordum. Benim tanıdığım Jeon Jungkook ile şimdi ki Jungkook' un alakası yoktu. Gerçek kendisi, bana gösterdiği miydi? Yoksa bana yabancı olan kişi miydi?

mistake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin