chapter 21 : the story of us looks a lot like a tragedy now

825 141 369
                                    

Bakışlarımı geri çekmem,
seni kaybetmemden değil.
Sadece ben, ölene kadar sana baksamda
sana sarılamayacağımı biliyorum.
Birbirimizin ellerini bıraktığımız andan beridir kör oldum.
Ve kader düğümlenip parçalandığından beri ne diyeceğimi bilmiyorum.
Ama şimdi hikayemiz daha çok bir trajedi gibi görünüyor

~•°•~•°••°•~•°•~

Parmağıma sürülen domates sosunu tezgahın kenarında olan peçetelikten aldığım peçete ile temizleyip işim bittikten sonra peçeteyi tezgahın altındaki çöp kutusunun içine fırlattım. Pizza hamurunun üzerine sos sürme işlemim bittiği için üzerine koyulacak diğer malzemeleri yanıma çekmiş ve hepsini sırası ile üzerine dizmiştim. Bütün malzemeleri koydum mu, diye kontrol ettikten sonra önceden ısıttığım fırının kapağını açmış ve tepsiyi içine bırakmıştım. Kapağı kapatıp ellerimi lavaboda yıkadıktan sonra tezgahın çalıştığım tarafını bezle silmeyi de unutmadım.
Jungkook hastaneden çıkalı, dört gün olmuştu. 
İlk gece çocuklar onunla kalmış, ben ise eve gitmiştim. Bu dört gündür de, Jungkook uzun kollu şeyler giyerek bileklerini So Young teyzeden saklamıştı. Şimdi ise, dağ evindeydik.
Jungkook ile birlikteyken geldiğimiz yere gelmiştik. Bu biraz içime tuhaf his bir verse de, dışarı bunu yansıtmamaya çalışıyordum. Burda olmamızın sebebi de tamamiyle oydu zaten. Çocuklar Jungkook'un moralini düzeltmek ve kendisine gelmesi için şehirden uzaklaşıp birlikte vakit geçirmeleri gerektiğini söylemişlerdi. Benim peki burda ne işim vardı?
Durun, söyleyeyim.
So Young teyze onların gideceğini öğrendikten sonra bana "bence sende onlarla gitmelisin. Senin için de farklılık olur." dedikten sonra Jimin ve Jin'in isteği üzerine istemeye istemeye peşlerine takılmıştım. Ve buraya gelirken abur cubur dışında normal bir yemek almayı unuttukları için de beni mutfağa sokmuş ve bir yemek yapmamı istemişlerdi. Bende geçen ay Jungkook'un burda bıraktığı yiyeceklerden pizza yapmayı akıl etmiş, hamuru Jin'e yoğurtarak iki tepsi pizza yapmıştım. Ya da yapmıştık.

Öğrendiğim başka bir şey ise, Jungkook'un ortadan kaybolduğu zamanlar buraya geliyor oluşuydu. Ben onu sevgilisi ile kalıyor sanıyordum.

"Jennie, sanırım dayanamayacağım."

Jin mutfağa bir anda hızlıca girip daha yeni pişmiş ilk pizzaya atladığında eline vurup pizzayı kendime doğru çekmiştim.

"Hep beraber yiyeceğiz, biraz sabırlı ol."

Küçük bir çocuk gibi alt dudağını sarkıttığında gözlerimi devirmiş ve başımı iki yana sallamıştım. Pizza tabağını alıp ondan uzak bir yere koyarak tek kaşımı kaldırarak ona tedbirli bakış attım. Her an avına saldıracak bir yılan gibi görünüyordu çünkü.

Bakışlarımdan dolayı en sonunda pes etmiş, geniş omuzlarını düşürerek geldiği yöne doğru ayaklarını sürerek yürümeye başlamıştı. Bende mutfakta beklemek yerine onun peşine takılarak yürümeye başladım.

Taehyung ve Hoseok odun toplayarak getirmiş ve Jimin'de şömineyi yakmıştı. Yoongi ise geldiği andan beri iki kişilik büyük koltuğa yığılmış bir şekilde duruyordu. Hala kalkmamıştı. Jungkook ise sanırım üst kattaydı. Yani en son oraya giderken görmüştüm onu.

Şömineye en yakın koltuğu seçerek hızlıca oraya oturdum. Aslında ilkbaharın sıcaklığını hissediyorduk ama burası yüksek olduğu için hava sıcaklığı çok daha düşüktü. Evde tişört giyerken burda kazakla duruyordum. Ve yine de üşüyordum. Çünkü şömineyi yeni yaktıkları için ev daha, doğru dürüst ısınmamıştı bile.

mistake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin