chapter 22 : i will not give you up this time

915 140 287
                                    

Bu sefer senden vazgeçmeyeceğim
Ve biliyorum bu sefer tamamlanacağız.
Sevgilim, sadece ellerimi tut
Benim kızım ol, senin erkeğin olacağım.

~•°•~•°••°•~•°•~

12.01.2018
Boğazıma sardığım atkının içine daha fazla gömülmek adına omuzlarımı yukarı kaldırıp başımı aşağı doğru çektim ve bunu yaparak biraz daha fazla ısınmayı umdum. Ellerim için böyle bir sıkıntı yoktu çünkü bir elim montumun yünlü cebinde, diğeri ise Jungkook'un büyük eli arasındaydı. Han nehrinin yakınında yürüyorduk beraber. Hava kararalı oldukça uzun zaman olmuştu. Hatta saat en son baktığımda saat 10.30'du. Şimdi ise 11'e yaklaştığını tahmin ediyorum.

Annemler beni Lisa'nın evinde olduğumu sandıkları için rahattım. Bugünümün tamamını neredeyse Jungkook'un yanında geçirmiştim. Jisoo'ya bende olan ceketini vermeye gitmemin dışında, hemen hemen yan yana olmuştuk aslında. Ve bu benim için oldukça mutluluk vericiydi. Çünkü son üç gün, Jungkook'un işleri yüzünden beraber pek vakit geçirememiştik. (Hatta hiç vakit geçiremedik.)

"Jungkook, ben üşüdüm biraz."

Yanına bir kedi gibi yavaşça sokulduğumda kolunu yukarı kaldırarak etrafıma doladı ve beni iyice kendine yasladı. "İstersen eve götüreyim seni?"

Başımı hızla iki yana salladım. "Hayır, gitmek istemiyorum. Biraz daha yanında kalmak istiyorum."

"O zaman yapacak tek bir şey var."

Yürümeyi bırakıp gülerek konuştuğunda merakla başımı yukarı doğru kaldırıp gülen yüzüne baktım. "Ne yapacağız?"

İlk önce bir şey diyecek gibi oldu ama sonra bundan vazgeçti ve eğilip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Şaşkınca geri çekilen ona bakarken o, "Çok tatlı görünüyordun." Deyip güzel kıkırtısını yaydı etrafa.

Benimde dudaklarıma küçük bir gülüş yayıldığında o benden biraz geri çekilmiş ve telefonunu cebinden çıkararak ekranını açmıştı. Yüzüne telefondan yansıyan parlaklığa şaşkınca bakarken "Ne yapıyorsun?" Dedim meraklı bir sesle. Ama o hiç bir şey demeden birkaç saniye daha uğraşmış daha sonra telefonunun ekranını kapatarak Han nehrinin kenarlarında bulunan parmaklığın üzerine telefonunu ters bir şekilde koymuştu. Hala ona anlamaz bakışlarımı göndermeye devam edip bir açıklama yapmasını bekledim ama bu olmadı. Sadece yüz ifademe gülmüş ve bana doğru biraz yaklaşarak elimi tutup kendine doğru çekmişti. Bir an dengemi kaybedip düşecek gibi olsam da Jungkook elini belime koyarak buna engel olmuştu.

mistake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin