chapter 16 : your eyes tell

636 123 158
                                    

Gerçekleşmeyen dileğimi göğsümde tutuyorum,
Onu yüksek sesle söyleyemiyorum.
Geçmiş ve şimdi ile yüzleşmek,
Sana ulaşmayı daha ne kadar dilemek zorundayım?

~•°•~•°••°•~•°•~

Sessizlik, sessizlik ve.. yine sessizlik..

Yaklaşık on dakikadır bu aydınlık oda da duyulan tek şey buydu. Ya da duyulmayan mı demeliyim?

So Young teyzenin bir omzuna Jungkook, diğer omzuna da Jimin yaslamıştı kafalarını ve So Young teyze de yavrularını kanatları altına alan kuş misali kollarını dolamıştı etraflarına.

Bense odanın içindeki zümrüt yeşili, kadife koltukta oturuyor ve kendimi burda bir fazlalık gibi hissediyordum.

Evet, burdan çıkıp gidebilirdim.
Peki, neden gitmiyordum?

Bacaklarımın üzerine koyduğum ve koltukla aynı özelliklere sahip minderi koltuğun bir köşesine aldığım gibi yerleştirdikten sonra koltuğun kenarlarından destek alarak ayağa kalktım. So Young teyzenin bakışları bana yönelirken gözlerinden "Nereye gidiyorsun?" Gibi bir ifade geçti. Ya da ben uyduruyorum.

Kendimde bir açıklama yapma gereği duyduğumda dudaklarımı aralayıp gözlerimi So Young teyzenin üzerine diktim.

"Ben bir mutfağa bakayım. Sizin için bir şey hazırlamalarını istemiştim."

Etraftaki derin sessizliği bir bıçak gibi kestiğimde sanki bir suç işlemişim hissine kapıldım. Sessizliğe alıştığımdan, kendi sesim bile bana rahatsız gelmişti.

Omuzlarında yatan çocuklar sesimden dolayı gözlerini aralayıp bana baktığında o lanet his daha da büyüdü. Bütün gözlerin bende olması beni çok rahatsız etmişti. So Young teyze güzelce gülümsediğinde bir şey demeden gözlerini "Tamam." Dercesine kapadı.

Ondan onayı alır almazda adımlarımı odanın dışına yönlendirdim.

Kapıyı sakince açıp hızlıca dışarı çıktım ve sonrasında kapıyı arkamdan kapatırken içime derin bir nefes çekmem de bir olmuştu.

Adımlarımı merdivenlere yönelttiğim de trabzanlara tutunarak yavaşça aşağı inmeye başladım.

Dün kazanın olduğunu öğrendikten sonra Jungkook ile hemen hastaneye gitmiş, ben, giderken Jimin'e de haber vermiştim.

Şirketten dönerken bir anlık bir dalgınlıkla araba karşı şerite kaymış, So Young teyze de karşıdan gelen arabayı görünce panikleyip arabayı kontrol edemeyince karşıda ki arabayla çarpışmış.

Ama neyseki ne ona ne de diğer sürücüye pek bir şey olmamıştı. So Young teyzenin yüzünde birkaç yara varken sol ayağı da kırıldığından alçıdaydı.

Dün endişe ile hastaneye süren Jungkook'un yüzünde ki korkuyu daha önce hiç görmemiştim. Gözleri dolmuş ve dudakları aralanmışken kaşlarını da akmayı bekleyen gözyaşlarını engellemek için çatmış gibiydi.
Gözlerinde ki korku herkesin fark edeceği kadar belirgin ve ona üzülecek kadar da çaresizdi. Ve ben bir an o kadar acıdım ki ona, her şeyi unutup ona sarılarak her şeyin geçeceğini fısıldamak istemiştim kulağına.
Ama bunu düşünmemin üzerine anında böyle bir şey yapamayacağım yankılanmıştı beynimde.

mistake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin