chapter 14 : all of my dreams inside of my cigarettes

679 113 81
                                    

Ben düşüp mezara girerken, beni terk ettin
bu yüzden,
Daha iyi hissettirmesi için bu ilaçları alıyorum..
Ve ben, orada durup aptalca benim için bekleyeceğini düşündüm.
Ama hepsi benim aklımın içindeymiş..
Ordakilerin hiç biri doğru değilmiş..
Ve seninle kurduğum bir evlilik yüzüğü düşünceleri..
Şimdi ise, ölsem daha iyi.

~•°•~•°••°•~•°•~

"Hoşgeldiniz, efendim."

Güler yüzü ile konuşan ve yirmili yaşlarında olduğu belli olan genç kız, evin kapısını içeri girebilmem için iyice açtıktan sonra biraz kenara çekilmişti.

İçeri doğru ilk adımımı atarken onun gülümsemesi kadar canlı olmasa da, yüzüme güzel bir gülümseme yerleştirip "Hoş bulduk." dedim.

Bu yorucu günün ardından eve gelmiş olduğum için oldukça huzurlu hissediyordum.
Okulda sınav haftası yaklaşıyordu ve ben çocuklar için sınav konularını hazırlamak zorundaydım. Bu yüzden üstümü değiştirip ve yemeğimi de yedikten sonra bu işe girişmeyi düşünüyordum.

Adımlarımı merdivenlere doğru yönelttiğimde aklıma gelen Jimin ile kendimi durdurmuş ve arkamı dönerek gitmek için hareketlenmiş olan genç kıza seslenmiştim.

"Jimin geldi mi? Gördün mü?"

Kız sesimi duyduğu gibi bana doğru dönmüş, kaşlarını yukarı kaldırdıktan sonra soruma cevap vermişti. "Hayır efendim, gelmedi."

Başımı hafifçe sallayıp ona teşekkür ettim ve önüme dönüp tekrar merdivenlere yöneldim.
Ahşap merdivenleri hızlıca çıkarken yapacaklarımı aklımda sıralamaya başlamıştım bile.
İlk önce güzel bir duş alacak, saçlarımı kuratacak, sonrasında da akşam yemeğini yiyecektim. Daha sonrasında da konuları belirleyecektim. Sonra da güzel, huzurlu bir uyku uyumayı diliyordum.

Koyu ahşap rengindeki merdivenler sonunda bittiğinde hemen sağda olan odama doğru ilerlemek için adımladığımda karşı odadan gelen sesle ayaklarım olduğu yerde dondu.

Başımı yavaşça o tarafa doğru çevirdiğimde Jungkook'un odasının kapısının hafifçe açık olduğu gördükten sonra So Young teyzenin sesini de işitmiştim.

"Ne istiyorsun, bebeğim? Bana söyleyebilirsin."

Aklım onları dinlemek ve dinlememek konusunda bir savaşa girdiğinde duyduğum derin bir iç çekme sesi ile merakım ağır basmış, kararımı kesin bir şekilde vermiştim.

Dinleyecektim.
Doğru veya yanlış olması umrumda değildi.

Parmak uçlarımla odanın yanına yaklaştıktan sonra arkamı duvara vererek içerde konuştuklarına kulak kesildim.

"Ben burada yaşamak istemiyorum, anne."

Kaşlarım çatılırken başımı biraz daha kapıya yanaştırdım.

"Ne? Neden? Neden burada yaşamak istemiyorsun?"

So Young'un endişeli sesinden sonra herhangi bir ses çıkmamış, ne So Young ne de ben bu soruya bir cevap duyamamıştık.

Tekrar derin bir iç çekiş duyduğumda birinin konuşmaya hazırlandığını anladım.

"Uzun zamandır burada olduğun halde senin hasretini çekiyorum. Sanki benim yanımda değil de dünyanın bir ucuna gitmişsin gibi uzaksın bana.. ve hepimize."
Aldığı derin nefesi işittikten sonra o, konuşmaya devam etti.

mistake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin