Niye bu kadar kötü oldu :(
5 oy 10 yorumHermione ve Draco onlar için ayarlanmış iki koltuğu arıyorlardı.
"Buldum! Draco Malfoy ve Hermione Mia Black."
Draco ve Hermione oturduğunda bir tane sunucu sahneye çıkmış ve sunmaya başlamıştı ama Draco, Hermione'nin tepkilerini inceliyordu.
"Bu yılın en ilham verici genç ünlüsü..."
Hermione, Draco'nun elini tüm gücüyle sıkıyordu, Draco destek verircesine kızın elini sıktı.
"Açıkçası gelecek olan ünlü bana kalırsa bu yaşta çok büyük şeyler başardı. Onun yaşının 3 katı büyüklüğünde olup onun kadar olgun olamayan insanlar var. Artık açıklama vakti geldi çünkü çok uzatmak istemiyorum ... Bu yılın en ilham verici genç ünlüsü Hermione Mia Black!"
Hermione çığlık atarak yerinden fırladığında onunla beraber Draco da fırlamıştı. Hermione kollarını Draco'ya sarıp yavaş bi şekilde sahneye yürüyordu, her taraf alkış sesleriyle doluydu. O an Hermione'nin gözünün önünden son yaşadıkları geçti, ölümüne sebep oldukları ve kaybettiği annesi buna rağmen güçlü yürüyüşünden hiçbir şey kaybetmeden sahneye çıktı.
"Öncelikle güzel yorumu için Jack'e teşekkür ediyorum ve bu ödülü bana layık gören herkese teşekkür ediyorum."
Hermione içinde tarif edilemez duygular içindeydi hem o kadar mutluydu bi o kadar da ağlamaklıydı. Kafasını arkaya doğru çevirip dolmuş gözlerini sildi.
"Bu ödülün anlamı benim için çok büyük çünkü henüz 18 yaşımda böyle bi ödüle layık görülmek çok önemli ve asla bu ödülü tam olarak hakketebileceğimi düşünmüyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve daha da iyisini yapmaya çalışmak için çabalayacağım."
Hermione göz yaşlarının yanaklarından aktığını hissettiğinde hiçbir şey yapmadı ödülü havaya kaldırıp gülümseyerek sahneden indi. Sahneden inerken bu ödülü hak etmediğini düşündü ama sonra aklına şu geldi ben yıllarca o kadar yalan içinde büyümeme rağmen bunları başardım diye düşündü. Hermione merdivenlerden inerken farkında olmasa bile ağlıyordu ve çoğu kişi bunu farketmişti. Draco yerinden kalkmış ve Hermione'yi merdivenin sonunda bekliyordu.
"Biraz hava almaya çıkalım mı?"
Draco kafasıyla onayladıktan sonra kızın koluna girmesi için kıza döndü. Hermione, Draco'nun koluna girip kendisi için hazırlanan kulise doğru ilerledi.
"Sana özel kulis mi var?"
"O evi rahat bi şekilde alabilecek kadar ünlüyüm, sen anla ne kadar olduğunu."
"Parti için kalacak mıyız?"
"Bence kalalım ama sen bilirsin."
"O zaman sen kıyafetini giy."
"Draco, sen iyi misin?"
"İyiyim, gayet iyiyim. Neden sordun?"
"Galiba ilgilenmemiz gereken bir şey var."
Hermione elinde tuttuğu çığırtkanı havaya kaldırarak. Draco gülerek elini saçından geçirdi.
"Neden asla başımız beladan çıkmıyor? Kimden?"
"Asıl şaşırdığım ise o. Lucius Malfoy'dan gelmiş."
Draco tereddütle uzanıp kızın elindeki mektubu aldı ve açtı.
"Draco Malfoy ve Pansy Parkinson bu haberi ne kadar yüzyüzeyken vermek istesem bile şu an kafam o kadar güzel ki, hemen anlatmak istiyorum."
"Bir gün, Cissy ile kavga etmiştik bende sinirlenip bir büyücü barına gitmiştim. Orada ise Hogwart'tan yakın arkadaşım olan Bayan Parkinson vardı, biraz muhabbet etmiştik sonra ise ikimizin kafası çok güzel olduğu için birlikte olmuştuk. Sonra tahmin edebileceğiniz üzere Bayan Parkinson hamile kaldı!"
Lucius son cümleyi kahkaha atarak söylemişti, Draco ve Hermione kısa süre birbirlerine baktılar. Lucius yutkunup tekrar devam etti.
"Hemde ikizlere! Bil bakalım kim onlar? Pansy ve Draco ! Ben Draco'yu alıp Malfoy yaptım o ise Pansy'i alıp Parkinson yaptı. Bu güzel hikayenin sonuda böyleydi, aslında bunu anlatmamın bir sebebi ise Mia ile akraba olmadığını bilmeni istiyordum."
Draco hiçbir tepki vermiyordu ve bu Hermione'nin endişelenmesine neden oluyordu.
"Biliyordum zaten."
"Ciddi misin?"
"Bi ara onlar kavga ederken duymuştum."
"Bu senin için çok zor olmalı."
Draco ve Hermione yatakta yan yana oturuyorlardı. Draco bi anda kahkaha attığında Hermione çocuğa tip tip baktı.
"Ne oldu?"
"Söylersem beni döversin."
"Söyle Draco."
"Hatırlıyor musun? 6. sınıfta yakın arkadaş olmaya başlamıştık ve..."
Draco'nun kahkahasından dolayı anlattığı olay yarım kalmıştı. Hermione çocuğun koluna sert bir şekilde vurduğunda çocuk gülmesini durdurmaya çalışıyordu.
"Tamam devam ediyorum... Bi ara Slyhterin yatakhanesine gelmiştin, sırf kavga etmeye."
"Bu olayın devamını hatırlayamıyorum."
"Ah hemen hatırlatayım. Kavga ederken bi ara çok tuhaf bi an geçmişti aramızda, sonrasında dudağıma yapışmıştın."
"Yalancı! İlk sen öpmüştün!"
"Bak hatırlıyorsun işte!"
"Tabii ki hatırlıyorum! 3 gün yürüyememiştim."
"Hayatımın en ateşli gecesiydi Mia."
"Beni sakat bırakmanı saymazsak. Öbür gün Harry ve Ron'la kavga etmiştim."
"Niye?"
"Bana şey demiştiler. "Gece kiminle düzüştün?" Bende senin adını veremeyeceğim için onlara bağırıp çağırmıştım."
Bu sefer hem Hermione hem de Draco gülüyordu ama ikiside bu muhabbeti nasıl toparlayacaklarını bilmiyorlardı. Hermione tüm cesaretini toplayıp Draco'ya döndü. Ağzını açtığı gibi ne diyeceğini bilemediği için tekrar kapattı. Bu sefer utancını bastırmak için işi hafif şakaya çekmeye karar verdi.
"Benimle 'düzüştüğünden' pişman mısın Draco?"
Draco ilk ağzı açık kaldıysa sonrasında kendini kahkaha atarak arkaya attı.
"Bu işi yapmak için kullanılacak en iyi kelimeyi seçtin ama hayır. Hatta daha iyi bir fikrim var."
Draco kızın yüzüne düşen saçını kenara atıp dudaklarını kızın dudaklarına kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
walls could talk
Teen Fiction"Kız Weasley sana bir sır vereyim mi?" Kızıl saçlı kız hiç cevap vermedi ve dikkatini dağıtmak için yapıldığını düşündü. "Hermione Granger'ı tanıyorsundur, ah kim tanımaz ki. Ne kadar gururluyum anlatamam, onun gibi bir evlat sahibi olmak, her anne...