1.8

83 10 54
                                    

oy vermeyi unutmayın

Hermione, abisinin koluna girdiğinde suratına patlayan flaşlara karşı kafasını eğdi ve refleks olarak elini karnına götürdü. Boris kızın kolundan çıkıp belinden destek verircesine ilerlettiğinde Hermione ona uydu. Bir iki adım attıklarında Boris yere düşecek gibi olduğunda Hermione çocuğun kolunu tutup fısıldadı

"Eğer sarhoşsan şu an kıçına tekmeyi basarım Boris."

Boris gözlüğünün üstünden kıza baktığında cevap vermeyip önüne döndü.

"Mr Black? Sarhoş musunuz?"

Boris yalpalayarak muhabirin yanına gitti;

"Ben sarhoş değilim. Sen sarhoş musun?"

Hermione alnını kaşıyarak çocuğu eve gidince nasıl azarlayacağını düşündü.

Hermione kahkaha patlatıp muhabire döndü.

"Şakalar şakalar! Bugün biraz fazla şakacıyız değil mi abicim?"

"Öyleyiz tatlım."

HERMİONE'NİN BAKIŞ AÇISI

Gerizekalı. İçip içip galalara katılıyor. Kafamı Boris'e çevirdiğimde birileriyle konuştuğunu gördüm. Herhalde iki dakikalığına kendi başının çaresine bakabilir. Yanımdaki muhabirlere döndüğümde sorularını almak için kafa salladım.

"Geçen sefer yanınızda olan sarışın bey nerede?"

Gülümseyerek adama baktığımda biri kolunu omzuma attı, kafamı çevirdiğimde Boris olduğunu gördüm.

"O puşt mu? Puştlarla işimiz bitti!"

"Mr. Black sizi iki ay önce bir erkekle yakın görmüştük ama bugün sabah sizi kardeşiniz arkadaşı Pansy Parkinson ile yakın gördük."

Boris sakince kafa sallayıp adama yaklaştı.

"Doğrudur."

Ne? Boris biseksüel miydi? Ve bunca yıldır bana söylememiş miydi? Yüzümdeki şaşkınlığı gizlemeye çalışıp kameralara döndüm.

"Ne yani? Olamaz mı?"

"Siz beni yanlış anladınız. Ben sadece doğrulamak için sordum."

İlerlemek için hareket edeceğim vakit Boris'in fiziken yanımda ama ruh olarak çok uzaklarda olduğunu farkettiğimden, koluna çimdik attım ama önce bana döndü sonra geri muhabirlere döndü.

"Miss. Black hakkınızda çıkan haberler doğru mu?"

Çok açıklayıcıydı gerizekalı! Sağol.

"Ne haberi?"

Sakince sorup kafamı kafası güzel abime çevirdim.

"Hamile olduğunuz?"

Kafamı ani bir şekilde çevirdiğimde Boris'in de tüm dikkati buraya gelmişti ama ben cevap veremeden adam Boris'in en kötü haline denk gelmişti.

Sarhoş ve sinirli haline.

"Ne salak salak sorular bunlar?! İşiniz gücünüz yok mu sizin?!"

"Bizim işimiz bu."

"İşiniz milletin özel hayatını karıştırmak mı?!"

Durumu kurtarmak için kahkaha attığımda muhabirler Boris'in sarhoş olduğundan emin olan muhabirler ona ardı ardına sorular soruyorlardı.

Yılın rezaleti çıkmadan önce Boris'i ilerletip poz vereceğimiz kısıma geldim. Resmen gülümsemekten yanaklarım ağrıyordu. Boris'in elimden kaçmaması için parmaklarımızı kenetledim.

walls could talk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin