oy vermeyi unutmayın/ 1304 kelime
"Tamam bir aile konuşması yapmamız lazım."Pansy büyüyle Draco'yu içeri taşırken diğerleri de arkasından geliyordu. Hermione arkasına baktığında içeri gelen Astoria'yı gördü.
"Tatlım sen hayırdır? Aile konuşması dedik ya?"
"Bende artık bu aileden sayılırım sonuçta."
Hermione kahkaha attığında elini karnına koydu.
"Tatlım, hemen siktir git şimdi. Gözüm görmesin seni. Hadi canım, elimde kalacaksın sonra."
Yavaş yavaş uyanan Draco'yla beraber Astoria ona döndü."Draco bir şey desene."
"Tatlım sen siktir git, daha onun da ağzına sıçacağım. Bi ara senin yanına postalarım, onun da burada çok işi kalmamış zaten."
"Hermione, bırak kız kalsın." Draco yarı uyanık bir şekilde konuştuğunda Hermione tekrar kahkaha attı.
"Kes sesini aptal herif! Daha seninle de işimiz var ve korkma orospunu öldürmeyeceğim."
Hermione kıza tekrar döndüğünde hâla içerde olduğunu görünce bağırmaya başladı.
"İlla dövmem mi lazım, anlamıyorum! Bak şimdi tatlım, sana bir şey demiyorum. Çünkü o sarı şeytan daha ne işler çeviriyor bilmiyorsun ve aile toplantısına kısıtlı kişi sayısı alabiliyoruz. Hatta gel beraber sayalım, Boris, annem, Pansy, Regulus, Ron, ben ve sarı şeytan. Yani 8 kişilikmiş. Ups."
"7 kişi oldu yalnız."
"Her boka burnunu sokma güzelim, şöyle köşeden köşeden git. Tüm sinirimi senden çıkarmak istemiyorum."
Astoria evden çıktığında Hermione yanındaki sehpadaki vazoyu yere attığında Draco yerinden sıçramıştı.
"Herkes yukarı! Draco hariç."
"Seni bununla yalnız bırakmayacağım." Boris hâla sinirle yumruğunu sıkarken Hermione araya girdi.
"Sen burada kalırsan, 5 dakikaya çocuğun cesedi çıkar. Hadi abicim."
Hermione parmak ucuna yükseldiğinde çocuğu kolundan tutup hafif yere eğdiğinde yanağını öpüp onu da yukarı yolladı.
Herkes yukarı çıktığından Hermione mutfağın kapısını kapattığında hızla arkasını döndü.
"Nasıl bir orospu çocuğusun sen? Sana inanamıyorum! Benimle sevişirken ona nasıl evlilik teklifi edeceğini mi düşünüyordun?!"
"İki yıldır çıkıyorduk zaten ve bu iki olayın alakasını çözemiyorum."
"Sen beni orospu mu zannediyorsun? Madem onunla çıkıyordun ne diye benimle sevişiyorsun?!"
Hermione raftan aldığı bardağı Draco'ya fırlattığında Draco kenara çekildiğinde bardak duvarla buluştu.
"Ne olacak ki? Bana aşık mıydın? Değildin! Ben sana aşık numarası yaptım diye mi zoruna gidiyor yoksa benimle tekrar işi pişirmek için mi bu çabaların?"
Hermione elinin altındaki şişeyi tezgaha vurup koşar adımlarla Draco'nun boğazına dayadı. Hem ağlıyordu hem de kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Senin için elimi bile kirletmeyeceğim ama götünden donunu bile alacağım. Sokaklara düştüğünde bana ağlayarak yalvaracaksın. Astoria paran bittiğinde de sana dönüp bakmayacak ve bunu sende biliyorsun."
"Yapamazsın."
"Öyle bir yaparım ki."
"Öncelikle seni kovuyorum ve bugünkü davada Malfoy servetine el konulacak. Malikane dahil. Lucius'un ve Cissy'nin her şeyiyle ben ilgilenip lüks içinde yaşatacağım ama sen..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
walls could talk
Teen Fiction"Kız Weasley sana bir sır vereyim mi?" Kızıl saçlı kız hiç cevap vermedi ve dikkatini dağıtmak için yapıldığını düşündü. "Hermione Granger'ı tanıyorsundur, ah kim tanımaz ki. Ne kadar gururluyum anlatamam, onun gibi bir evlat sahibi olmak, her anne...