"İlk durağımız neresi?"
"Fenrir Greyback."
"Orospu çocuğu gömmeye gidiyoruz desene. Herneyse. Nerede şu an?"
"Borgin&Burkes'de olacak yani tam burada."
Hermione ceketinin iç cebinden çıkardığı silahı Regulus'a verdi.
"Asalarımızdan kim olduğumuzu bulmasınlar diye bunları kullanacağız, tek yapman gereken-"
"Silah kullanmayı biliyorum."
"Bunu sonra konuşacağız Reg. İşte geliyor."
Hermione çömeldiği yerden ayağa kalkıp bi iki adım ilerledi ve adamın arkasından yaklaşık 6 adım uzağına geçti.
"Greyback!"
Hermione bağırdığı gibi adam arkasını döndü ve Hermione aynı anda adamı tam kalbinden vurdu. Üstüne sıçrayan kanı umursamadan Regulus'a döndü.
"Bu birinciydi."
"Şimdi nereye?"
"Malfoy Malikanesi. Lord bugün orada olduğu için Yaxley oraya gidecek, giderken onu vuracağız."
"Ya cisimlenirse?"
"Malfoy Malikanesine herkes cisimlenemiyor o yüzden en dış kapının önüne cisimlenecektir, orada da bir sürü çalı olduğundan gözükmeyeceğiz."
Regulus cevap vermeyip kıza döndü ve elini tutup cisimlendi.
"Ne zaman burada olur?"
"Emin değilim ama planladığıma göre 30 veya 40 saniye içinde. Yaxley, Fenrir'den daha akıllı olduğundan sen çalıdan çıkma eğer asasını çıkarırsa hemen ateş et."
Bahçeye cisimlenen Yaxley'le beraber Hermione adama seslendi. Adam gayet sakin bir şekilde kıza döndü.
"Mrs. Black bu ne güzel bir sürpriz."
Hermione hiç tepki bile vermeden adamı tam kalbinden vurdu bu sefer suratına sıçra kanı eliyle sildikten sonra Regulus'a döndü ve elini tutup beklemeden cisimlendi.
"5 dakika sakinleşmem lazım. Dolohov sende. Tam kalbinden vurmaya çalış."
Regulus kafasını onaylama anlamında sallamış ve kafasını çevirdiği anda Dolohov oradaydı ama tahmin ettiğinden daha yakınındaydı.
Adam Regulus'u görünce sarılmaya çalışmış ama Regulus onu hızlı bi şekilde ileriye itip tam kalbinden vurduğunda heryeri kanla kaplanmıştı.
Hermione yere çökmüş bi şekilde nefes almaya çalışıyordu. Bugünlük daha fazla yapamayacağından Regulus'a gitmek için ayağa kalkmaya çalışıyordu. Regulus arkasını döndüğünde ayağa kalkmaya çalışan Hermione'yi gördüğünde hemen kızı ayağa kaldırıp eve cisimlenebilecekleri en yakın yere cisimlendiğinde uzak bi yürüme mesafesi vardı. Regulus, Hermione'yi kucağına aldığında Hermione kafasını Regulus'un göğsüne yaslamıştı.
"Yanlış yapmıyoruz değil mi Reg?"
Kızın fısıldayan sesi çocuğa geldiğinde cevap verip vermemekte arada kaldı.
"Umarım Mia."
Regulus kapıyı tekmelediğinde Pansy kapının arkasındaki delikten baktığında Regulus ve Hermione'yi görünce kapıyı açıp ikisini içeri aldı ama salonda oturup konuşan ikilinin de gözleri de oraya çevrildiğinde Regulus salondaki koltuğa Hermione'yi bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
walls could talk
Novela Juvenil"Kız Weasley sana bir sır vereyim mi?" Kızıl saçlı kız hiç cevap vermedi ve dikkatini dağıtmak için yapıldığını düşündü. "Hermione Granger'ı tanıyorsundur, ah kim tanımaz ki. Ne kadar gururluyum anlatamam, onun gibi bir evlat sahibi olmak, her anne...